Buradasınız
“Emekli Maaşları 27 Kat Arttı”, Yersen!
İzmir’den emekli bir işçi
Erdoğan’ın “emekli maaşları 27 kat arttı” açıklamasını duyduğumda nedense hiç şaşırmadım. Şaşırmadım çünkü kendi sınıfının bilincine sahip bir işçiyim. AKP’nin hükümet olduğu 2002 yılında bir emekli, maaşıyla 8 çeyrek altın alabiliyordu. 2021’de ise aynı insan emekli maaşıyla ancak 3 çeyrek altın alabiliyor. AKP iktidar olduğu günden beri işçi ve emekçilerin elindeki haklara sürekli saldırdı. Hatta gelmiş geçmiş hükümetler içerisinde sermaye sınıfının en has temsilcisi oldu AKP.
Ancak düne kadar işçiler, emekçiler ve yoksullar “bu sefer iyi şeyler olacak” yalanlarına kanıyorlardı. Mesela Erdoğan “bizden önce otomobil ve buzdolabı yoktu” dediğinde bile işçi ve emekçilerin bir kısmı hafızası silinmiş gibi bu sözlere inanırdı. Hatta sayısız yolsuzluk ortalığa saçıldığında bile “çalıyorlar ama çalışıyorlar” derdi yoksullar. Bu son krize kadar örgütsüz işçi ve emekçileri kandırmayı başarıyorlardı. Mesela 2008 krizi patladığında “kriz bizi teğet geçecek” demişti Erdoğan. Evet, 2008 krizini hafif sıyrıklarla atlatarak yoluna devam etti AKP. İşçiler, emekçilerse büyük zorluklar yaşadılar ama yine de ona inanıp desteklediler. Ama 2018 yılında patlayan kriz 2020’deki krizle ve pandemiyle birleşti. Fakat kriz yalnızca emekçileri vuruyor, patronların kârı artıyor, AKP çevresi palazlandıkça palazlanıyor. Demek ki bizden eksilenler onların cebine giriyor.
Erdoğan ve AKP tek adam rejimini 2016 yılında uygulamaya soktu. Siyasi baskıların yanı sıra işçi ve emekçilerin haklarına dönük saldırıların dozunu da arttırdılar. 2018’de ise tek adam rejimi tamamen kurumsallaştı. Emekçiler yoksullaştıkça Erdoğan’ın “yol yaptık, köprü yaptık” açıklamalarını alkışlayanlar giderek azaldı. Bunun üzerine Erdoğan daha üst perdeden daha uçuk vaatlerden dem vurmaya başladı. “Dünya bizi kıskanıyor. Ekonomimiz uçuyor”, “yerli arabamız, uçağımız seneye hazır”, “uzaya gidiyoruz”, “gaz bulduk” dedi. “Müjdeli” açılışlar yaptı ama nafile. Yoksullar bu müjdelerin üstü örtülmüş birer sivri kazık olduğunu görmeye başladılar.
Nihayetinde “emekli maaşları 27 kat arttı” sözünü AKP’ye oy veren emekliler bile yemedi. Cebinde bir çay içecek parası olmayan emekliler, “emekli maaşları 27 kat arttıysa bizim cebimizde neden para yok?” diyerek tepki veriyorlar. Kimisi “bir yanlışlık olmalı. Koca cumhurbaşkanı hesap bilmiyor mu? Ben 2004’te emekli oldum. O zaman aldığım maaşla 8 çeyrek altın alıyordum. Şimdi 3 çeyrek altın alabilirim” diyor. İstanbul’da yaşayan Azeri bir kadın, “üç aydır et yemedim. Her şey çok pahalı” diye dert yanıyor haklı olarak. Yani Erdoğan’ın 27 kat üfürmesine çoğunluk itibar etmemiş aslında. Nasrettin Hocanın kıyma ve kedi kıssasından kelli bir durum.
Cumhurbaşkanı emekli maaşlarının asgari ücretin bile altında olduğunu ve sefalet ücreti olduğunu elbette çok iyi biliyor. Asgari ücretin, güneş altında kalmış buz parçası gibi buharlaştığını da çok iyi biliyor. Enflasyon tavan yapmış. Erdoğan “inşallah fiyatları da denetim altına alacağız” diyor. Sanki fiyatları görünmeyen bir el yükseltiyormuş gibi boşluğa sesleniyor. Yakında “terör örgütü üyesi” kabzımallar kıskıvrak yakalanıp kodese tıkılmaya başlanırsa hiç şaşırmayalım!
Siyasi iktidar işçi sınıfının ve yoksulların kursağına girecek tek lokmayı bile ellerinden alıp sermaye sınıfına vermek için saldırıyor. Kendileri saraylı hayatı sürdürüyorlar. Sermaye sınıfı ise işçi sınıfının sırtından sağladığı artı-değerin üzerinde büyüdükçe büyüyor. İşçi sınıfı çalışanıyla, emeklisiyle, yoksuluyla; sorunları ve çıkarlarıyla birdir. İşçiler ve emekçiler örgütlü ve sınıf bilincine sahip olduğunda burjuvaziye ve onların yalancı politikacılarına kanmazlar. İşte o zaman işçi sınıfı ürettiği her şeyin sahibi olur. Kendi kendisini yönetmeyi başarır. İşte ancak o zaman kimse aç ve açıkta kalmaz.
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...