Buradasınız
“Kendimi Ot Gibi Hissediyorum”
Kocaeli’den bir kadın metal işçisi

Yakın zamanda çok eski bir arkadaşının düğünü olacağından iş arkadaşım Sevda benden yardım istedi. “Hafta sonu düğün için kıyafet alacağım. Yalnız karar veremiyorum, benimle gelir misin?” dedi. “Olur tabi” dedim. Pazar günü buluşup mağazaların yolunu tuttuk. Ancak Sevda elini attığı kıyafetlerin fiyatlarını gördükçe şaşırıp kalıyordu. “Nasıl ya, bu kadar da olmaz” diyordu bir yandan da. “Burası olmaz, çok pahalıymış” dedi her girdiğimiz mağazada. En sonunda “neyse ben bugün bir şey beğenemedim. Biraz daha dolaşırım başka bir zaman” dedi. Çünkü gördüğü fiyatlar karşısında canı bir hayli sıkılmıştı.
“Bu nasıl iştir? Sabah akşam her şeye zam geliyor!” dedi öfkeyle. Sonra asgari ücrete geldi konu. “Asgari ücreti isterlerse 4000 lira yapsınlar. Bu pahalılık karşısında bizim derdimize derman olmayacak ki. Kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri alacaklar. Tek dertleri kendi ceplerini doldurmak, sanki bizi mi düşünüyorlar? Yaptıkları yapacaklarının teminatı. Daha önce yaptıkları zamlardan biliyoruz, asgari ücrete üç aşağı beş yukarı ne kadar zam yapacaklarını. Amcaları görüyorum sokak röportajlarında, gençlere diyorlar ki ‘kafeye gidip kahve içiyorsanız aç değilsiniz.’ Yani açlık bununla mı ölçülüyor ya da cebimizde hâlâ borcunu ödediğimiz telefonla mı ölçülüyor yoksul olup olmadığımız? Ben sadece işten eve, evden işe gelip gidiyorum. Sosyal bir hayatım yok. Neden? Çünkü aldığım para ancak kiraya, mutfağa yetiyor. Peki, ama hiç mi insan gibi çıkıp gezmeyelim, canımızın çektiği bir şeyi yapmayalım? Dünyaya sadece çalışmak için mi geldik? Yemin ediyorum kendimi ot gibi hissediyorum. Tek yaptığım çalışmak sonra eve gidip uyumak, ama hayat böyle bir şey olmamalı” diye özetledi kendi örneği üzerinden binlerce işçinin, emekçinin durumunu.
Bizler kökleri çok derinlerde bir çınarın dallarıyız, işçi sınıfının evlatlarıyız. Ot gibi hissetmemek için sorumluluk almalı, işyerlerimizde, işçi örgütlerinde mücadeleyle kök salmalı, çiçek açmalıyız.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...
- Zamanın çarkları döner, takvim yaprakları birer birer savrulur, yaşananlar birer birer unutulur. Fakat bazı değerler, deneyimler vardır ki, kuşaklar değişse de yitip gitmez, çünkü onlara sahip çıkanlar, onları geleceğe taşıyanlar vardır. İşçilerin...
- İktidar, yıllardır Türkiye’yi “şahlandırdığını”, ekonomiyi büyüttüğünü anlatıp duruyor. Televizyonlarda bol bol rakam gösteriyor, beton kulelerle övünüyor. Ama sokakta, evde, işyerinde bambaşka bir hayat yaşanıyor. Milyonlarca genç ne okulda ne işte...
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...