Buradasınız
MESS’e Karşı Mücadele Bizi Çağırıyor
Tuzla’dan bir metal işçisi
Ben bir metal işçisiyim. Çalıştığım fabrika MESS ile yapılan grup toplu iş sözleşmesinde yer almasa da bizler de çıkacak sonucu merakla bekliyoruz. MESS görüşmeleri, başladığı günden beri bizim fabrikamızda da gündem oluyor. Ne kadar zam istenecek, hangi sosyal haklar talep edilecek, haklarımızın gelişmesi için neler istenecek… Peki, neden bizim için önemli MESS ile yapılan bu sözleşme? Biz de fabrikamızda TİS görüşmeleri yaptığımızda işveren bizim önümüze MESS ile yapılan anlaşmayı koyuyor. Bizler de çok iyi biliyoruz ki metal patronlarını temsil eden MESS’in verdiği teklifler ve imzaladığı sözleşme tüm metal sektörünü belirliyor. Bu anlamıyla hepimizin dikkati MESS ile yapılan TİS görüşmelerinde. Hükümete her istediğini yaptıran ve işçilerin tek mücadele silahı olan grevi dahi yasaklatabilen MESS patronları, aldıkları bu destekle olabildiğince rahat.
MESS geçtiğimiz günlerde ücret zammı için teklifini verdi. “Pandemide biz çalıştık, sizi zengin ettik, şimdi sıra sizde” diyen sendika üyesi işçilere %12’lik komik bir teklif verdi. Sendikalar bastırınca bu teklifi yüzde 17’ye çıkarmak zorunda kaldı. Bu verdikleri teklif ile fabrikalarda birçok işçi asgari ücretin altında kalmış oluyor. Bu teklif biz metal işçileriyle dalga geçildiği anlamına geliyor. Çalıştığım fabrikada teklifi duyan herkesin “bunların gelen zamlardan haberi yok mu?” diye sorguladığını gördüm. Şimdi fabrikalardan ve sendikalardan tepki eylemleri yükselmeye başladı. Aslında çok büyük beklentileri olmayan metal işçilerinin bu taleplerini bile alabilmesi için çetin bir mücadele vermesi gerekiyor. Bu mücadele ancak ve ancak GREV yapılarak verilebilir. Hükümetin grevi yasaklayacağına güvenen MESS, şunu unutmasın ki bu topraklarda işçiler bu yasakları defalarca ezip geçtiler. Temel ihtiyaçlarımızın yüzde ile hesaplanamayacak kadar zamlandığı bu dönemde %12-17’lik zam ile yaşanması mümkün değildir. Anlaşılan o ki artık üretimden gelen gücümüzü metal patronlarına gösterme zamanı geldi. Yaşayabilmek için üretimi yani hayatı durduranlar kazanacaktır. “Çarklar duracak elimizde, MESS dize gelecek önümüzde” diye slogan atan işçiler gereğini de yapmaktan geri durmayacaklardır.
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi İmzalandı
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Birleşik Metal-İş’ten Grev Kararı: Metal İşçileri Greve Hazır!
- Metal İşçilerinin MESS’i Protesto Eylemleri Sürüyor
- Ay Sonunu Bırak, Ortasını Getiremiyoruz!
- Metal İşçileri Greve Hazırlanıyor
- Metal İşçileri Çorlu’da Haykırdı: Greve Hazırız!
- Metal İşçilerinin Eylemleri Devam Ediyor
- Metal İşçisiyiz, MESS’in Dayatmalarına Boyun Eğmiyoruz!
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi Kimleri İlgilendirir?
- Hak Gasplarına Karşı İşçi Mücadeleleri
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Seyahat, Hayat Pahalılığı ve MESS Sözleşmeleri!
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
- Bu Pahalılıkta Davut Abi’yi Neden Misafir Ediyoruz?
- Birleşik Metal-İş: Metal İşçileri Mücadele Ateşini Yaktı!
- MESS’e Karşı Birliğimizi Güçlendirelim!
- MESS Dayatmalarına Birlikte Karşı Duralım!
- Birleşik Metal-İş Üyesi İşçiler MESS Dayatmalarına Direniyor
Son Eklenenler
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...