MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi Kimleri İlgilendirir?

Çalışma koşulları yıpratıcı, omuzlarındaki yük ağır metal işçilerinin. Ücretlerini belirleyen MESS grup toplu iş sözleşmeleri metal işçileri için çok önemli. Fakat tek başına metal işkolunda çalışanları mı ilgilendiriyor bu sözleşme? Biz petrokimya işçilerini hatta diğer işkollarındaki işçileri ilgilendirmiyor mu? Gelin bizi neden ve nasıl ilgilendirdiğine bakalım.

Sermaye sahipleri biz işçileri, şekil verdiğimiz, biçimini değiştirip yeni bir metaya dönüştürdüğümüz malzemenin cinsine ya da ürettiğimiz hizmete göre “işkolu” denen yapay bir ayrımla ayırıyorlar. Oysaki adına kapitalizm denen bu sömürü düzeninde biz işçilerin ne ürettiği önemli değildir. Ne iş yaparsak yapalım çalışma koşullarımız, aldığımız ücretler, birlik ve dayanışma ihtiyacımız aynıdır. Biz bir bütün olarak kaderi ve çıkarları aynı olan bir sınıfı, işçi sınıfını oluştururuz.

Metal işçileri, devasa tezgâhlarda metali eriterek, dondurarak, eğip bükerek, yontarak kullanışlı bir alet ya da eşyaya dönüştürürler. Petrokimya işçileri ise kimyasalları ilaca, boyaya, kozmetik ürününe ve başka daha pek şeye dönüştürürler. Bu iki temel işkolundaki işçiler gibi diğer işkollarındaki işçilerle birlikte dünyayı saran bir kasnakta, nakış nakış bir kanaviçe işler gibi tüm güzellikleri, zenginlikleri el birliğiyle üretiyoruz. En basit bir tükenmez kalemi düşünelim. Bu kalemin üretilmesi için gerekli hammaddenin çıkarılması, içerisine koyulacak mürekkebin, ucunu ve gövdesini oluşturan demirin, plastiğin üretilmesi, tüm malzemelerin bir araya toparlanması için gerekli taşıma faaliyeti ve üretildikten sonraki nakliye faaliyeti; tüm bu süreç biz işçilerin emeği ile gerçekleşir. Basit bir kalemin arkasında on binlerce işçinin emeği vardır. Üstelik kapitalist düzende yalnızca üretim anlamında değil çalışma ve yaşam koşulları bakımından da görünmez iplerle birbirimize bağlıyız. Bazılarımızın ücretlerinin yükselmesi diğer işçilerin de ücretlerinin yükselmesine yol açar, bir sektörde ücretlerin aşağı düşmesi diğerlerinin de aşağıya düşmesine neden olur. Kimilerimizin elde ettiği kazanımlar doğrudan ya da dolaylı yollardan diğerlerinin de kazanımına dönüşürken, bir işkolunda yaşanan hak gaspları ve kayıplar hepimizin kaybına dönüşür. İşçilik ücretleri ve haklarımız sonunda bir ortalamaya ulaşır.

Hangi işkolunda olursak olalım şu anda çalıştığımız fabrikalarda patronların gözü kulağı metal işkolunda yürütülmekte olan MESS Grup Toplu İş Sözleşmesinde. Hükümet, patron örgütleri, patronların hizmetindeki tüm kuruluşlar her dönem olduğu gibi bu mücadelede yine MESS üyesi patronları destekliyorlar. Orada anlaşılacak zammı genel bir ücret politikasına dönüştürüp, üç aşağı beş yukarı tüm sendikalı işyerlerinde uygulayacaklar. Dertleri her zamanki gibi işçiye verilebilecek en düşük zammı vermek. Çünkü patronlar her meseleye kendi sınıflarının penceresinden bakar ve kendi çıkarlarını gözetirler. Hangi sektör ya da işkolunda olursa olsun, birbirleriyle azılı rekabete girişseler bile söz konusu sınıf çıkarları ve işçileri sömürmek olduğunda domuz topu gibi birleşirler.

Biz işçiler olaylara kendi sınıfımızın penceresinden baktığımız zaman meselenin her birimizi yakından ilgilendirdiğini görebiliriz. MESS grup toplu iş sözleşmesi sadece metal patronları ve metal işçileri arasında değil patronlar sınıfı ve işçi sınıfı arasında devam eden mücadelenin bir parçasıdır. Bu mücadelenin sonucu yalnızca metal işçilerini değil tüm işçileri ilgilendirir.