Buradasınız
Okuyan Bir İşçi Soruyor
Gebze’den genç bir metal işçisi

Osman Balcıgil’in yazdığı Yeşil Mürekkep adlı kitap, Sabahattin Ali’nin hayatını ele alıyor. Sabahattin Ali, gençlik yıllarında Almanya’da eğitim alma fırsatı bulur. Ancak o yıllarda Almanya’da yükselen Nazizm ülkeyi derinden etkileyerek bölünmelere neden olur. Bu yaşananlar Sabahattin Ali’nin hayatını da etkiler. Almanya’da karıştığı bir kavga sonrası sınır dışı edilerek Türkiye’ye gönderilir. Ülkesine döndükten sonra eğitimine devam eder. İkinci Dünya Savaşı döneminde yazdığı şiir ve romanlar dikkat çeker. Ancak yazdıkları, dünya görüşü ve olayları yorumlaması siyasi iktidarın hoşuna gitmez. Yazılarının yayınlandığı dergiler engellenir, hatta kapatılır. Aziz Nesin’le birlikte çıkardığı “Marko Paşa” dergisi büyük ilgi görür. Ancak hükümet dergiyi kapatma kararı alır, yazarları tutuklanır. Tüm bunlara rağmen dergi yayın hayatına devam eder.
Kitabı bitirdikten sonra düşünmeye başladım. Bunca yaşananlara rağmen neden siyasi iktidarların bazı politikaları değişmiyor? Osmanlı’nın yıkılması ve cumhuriyetin ilanından sonra ülkeye özgürlüğün geldiği anlatıldı bize hep. Ancak o dönemde yazılan kitapları ve romanları incelediğimizde anlıyoruz ki gerçek bu değildi. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarına baktığımızda, birçok şair ve yazarın ömrünü sürgünde veya cezaevinde geçirdiğini görüyoruz. Bu yazarların tek suçu, düşüncelerini kaleme dökmeleri ve daha adil bir dünya istemeleriydi. Sabahattin Ali, Nâzım Hikmet, Ruhi Su, Hasan Hüseyin, Orhan Kemal, Yaşar Kemal gibi emekten, işçi sınıfından yana olan yazarlar ve ozanlar ağır cezalar aldılar, ailelerinden, sevdiklerinden ayrı kaldılar. İsteselerdi bu yollara girmeden çok farklı konumlara gelebilirlerdi, ancak onlar onurlu kalmayı, zalime biat etmemeyi, mücadeleyi seçtiler.
Geçmişten günümüze istisnasız bütün siyasi iktidarlar, bu nedenle aynı politikayı sürdürmeyi seçtiler. Bugün de durum farklı değil. Üzerinde yaşadığımız topraklar, Sabahattin Ali’nin döneminde olduğu gibi bugün de ezilenlerin, sömürülenlerin yanında olanları baskı altında tutmayı sürdürüyor.
Sefalet içinde yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Dünya üzerinde her yıl milyonlarca insan açlıktan, savaştan, “doğal afetlerden”, iş kazalarından ve meslek hastalıklarından ölürken bunları görmeyelim, duymayalım, ses çıkarmayalım istiyorlar. Bize kendilerinin istediği gibi yaşamayı dayatıyorlar. Artık tüm bunlara “dur” dememiz gerekiyor. İşçi sınıfının mücadelesine omuz veren gençler olarak, Nâzım Ustaların, Sabahattin Alilerin özgürlük mücadelesini sahiplenmeli ve umudu büyütmeliyiz. Bizler ancak bir olursak baskıların altında ezilmez, daha iyi bir dünya için adım atabiliriz.
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...