Buradasınız
Sağlık Emekçisi Kadınlar Olarak 1 Mayıs’ta Taleplerimizle Alanlarda Olalım!
Sağlık emekçisi kadınlar
Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen çalışma şartları ve düzenlemeler kadınların ihtiyaçlarını gözetmekten uzak. İlk olarak ücretsiz, sağlıklı kreşler istiyoruz. Bazı hastanelerde ücretli kreşler var ama bu da sorunumuza çözüm olmuyor. Kreşe alım sırası doktor, hemşire, personel olarak sıralanıyor. Biz meslek ayrımı yapılmaksızın ücretsiz ve nitelikli kreş istiyoruz. Ayrıca doğum ve emzirme izinlerinin uzatılmasını istiyoruz. Doğum sonrası işe dönen arkadaşlarımız çocuklarını besleyecek veya sütü sağacak temiz, ayrı bir oda bile bulamıyor. Onca yorgunluğun içinde biraz dinlenmek istediğimiz zamansa bize reva görülen, penceresiz ve daracık odalardaki sandalye üstleri oluyor. Uzun saatler çalışan emekçiler olarak temiz ve pencereli dinlenme odaları talep ediyoruz.
Daha geçen haftalarda bir devlet hastanesi yemekhanesinde çıkan yemekten 71 sağlık çalışanı zehirlendi. Üstelik sadece işçilere değil hastalara da bu yemekler verildi. Hem sağlık çalışanları hem de tedavi için gittikleri hastanede hastalar zehirlendi! Diğer yandan etli diye verdikleri yemeğin içinde eti görmek için büyüteçle bakmak gerekiyor! Bizler hastanelerimizde hijyenik ve besleyici yemekler talep ediyoruz. Ayrıca yaşadığımız yoksullaşma dalgasından elbette sağlık çalışanları olarak bizler de payımızı aldık. Ücretlerimizin yükseltilmesini ve tek kalemde temel ücret olarak verilmesini talep ediyoruz. Her ay gittikçe artan oranda vergi kesilmesini kabul etmiyoruz. Krizin faturası patronlara!
Önemli bir sorunumuz da sağlıkta güvenli çalışma ortamımızın olmaması. Çok sayıda sağlık emekçisini şiddete kurban verdik. İktidar temsilcisi bakanlar “sağlık şehidi” diyerek işçi ölümlerinde kendi sorumluluklarının üzerini örtmek istiyorlar. Ama biz bunu kabul etmiyoruz. Sağlık işçilerinin üzerine bindirilen aşırı yük ve esasen sağlıkta dönüşüm adı altında sağlık hizmetlerinin içinin boşaltılması, hastaları ve sağlık emekçilerini bu ortamda sıklıkla karşı karşıya getiriyor. Sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler memnuniyetsizlik ve şiddet doğuruyor. Ancak bizler örgütlü sağlık işçileri olarak sorunlarımızın gerçek kaynağını biliyoruz. Bizleri hasta-sağlık emekçisi olarak karşı karşıya getirenlere inat sınıfımızın saflarında mücadele etmeyi seçiyoruz. Çalışırken ölmek istemiyoruz. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz! Bu taleplerimizle haydi 1 Mayıs’a!
Emekçi Kadın, Haydi 1 Mayıs’a!
- Uludağ’ın Eteğinde Umudumuz Yeşerdi
- Dünden Bugüne, Bugünden Yarınlara 1 Mayıslar
- Yapılan Hiç Bir Şey Boşa Gitmez!
- Elbet Bir Gün…
- Yumruğumuzu Büyütmeye Devam Edelim!
- 1 Mayıs’ta Kendimi Özgür Hissettim
- Olmak İstediğim Fotoğraf Karesi!
- UİD-DER ile Nice 1 Mayıslara
- Yüreklerimiz Meydanlarda Buluştu
- 1 Mayıs Alanlarında UİD-DER Saflarında
- İşyerlerinden 1 Mayıs Alanlarına UİD-DER
- Geleceği Ellerinde Taşıyan Mücadeleci İşçilerin Korteji
- 1 Mayıs’ta Çocuklarımla El Ele
- Her Şeye Rağmen Yaşasın 1 Mayıs
- İyi ki 1 Mayıs’a Gitmişim
- 1 Mayıs Meydanında Kırmızı Önlük ve Şapkanın Güzelliği
- 1 Mayıs’ta Umudumuz Yeşerdi
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleyi Büyütmeye Biz de Varız!
- İlk 1 Mayıs’ımın Gururunu Yaşadım
- 1 Mayıs’ta Dünyanın Dört Bir Yanında Meydanlar İşçi ve Emekçilerin Talepleriyle Yankılandı!
Son Eklenenler
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...