Buradasınız
Barınma Sorununa Karşı 1 Mayıs’ta Alanlara
Ankara’dan bir iş güvenliği uzmanı

Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını anlamamız ve bizim gibi bu sorunu yaşayanlarla birlikte çözüm yolları aramamız gerekiyor. Mesela kendim de kirada yaşayan bir işçi olarak hep aklımı kurcalamıştır: Kira ve barınma sorunu bu kadar can yakıcı bir sorunken neden yeterince gündem olmuyor?
Büyüklerimiz eskiden ev sahibi olmanın daha kolay olduğunu anlatıyor. Şimdi bıraktık ev sahibi olmayı kiramızı ödemekte bile güçlük çekiyoruz. Çünkü kiralar almış başını gidiyor. 10-15 bin lirayı geçen ev kiraları ücretlerimizle yarışıyor. Ücretinin yarıdan fazlasını kiraya ödeyen bir işçi ne yiyip içecek, neyle geçinecek? Hal böyle olunca fazla mesailerle ve ek işlerle gece gündüz çalışarak hem barınmaya hem hayatta kalmaya çalışıyoruz.
İktidar güya bu kira artışlarının önüne geçmek için %25 zam sınırını getirdi. Fakat iktidarın da derdi emekçilerin kira sorununa çözüm bulmak değil. Bu yüzden ev sahiplerinin çoğu buna uymuyor, iktidar da bu durumda hiçbir şey yapmıyor. Bu yüzden pek çok kiracı ev sahipleriyle sürekli çatışma halinde oluyor. Hatta sonu cinayete varan kavgalar bile yaşanıyor. Bazıları kira artışlarının sebebini konut yetersizliğine bağlıyor. Ama bu söylem gerçeği açıklamıyor. Çünkü Türkiye’nin en kalabalık ili olan İstanbul’da bile 450-750 bin arası konut şu an boş duruyor.
Bizler örgütlenip mücadele etmediğimiz sürece yüksek kiralar da dâhil hiçbir sorunumuza çözüm bulmak mümkün değil. Sorunlarımızın kaynağının farkında olmak onları çözebilmenin ilk şartıdır. Diğer şartsa bunun için mücadele etmektir. En temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamadığımız, başımızı sokacak bir dama sahip olmak için kara kara düşündüğümüz bu düzende kimseden çare beklemeyelim. Dert bizdeyse derman da bizdedir. 1 Mayıs alanlarında hep birlikte olalım, sorunlarımızı çözmek için gereken güce sahip olduğumuzu dosta da düşmana da gösterelim.
- Uludağ’ın Eteğinde Umudumuz Yeşerdi
- Dünden Bugüne, Bugünden Yarınlara 1 Mayıslar
- Yapılan Hiç Bir Şey Boşa Gitmez!
- Elbet Bir Gün…
- Yumruğumuzu Büyütmeye Devam Edelim!
- 1 Mayıs’ta Kendimi Özgür Hissettim
- Olmak İstediğim Fotoğraf Karesi!
- UİD-DER ile Nice 1 Mayıslara
- Yüreklerimiz Meydanlarda Buluştu
- 1 Mayıs Alanlarında UİD-DER Saflarında
- İşyerlerinden 1 Mayıs Alanlarına UİD-DER
- Geleceği Ellerinde Taşıyan Mücadeleci İşçilerin Korteji
- 1 Mayıs’ta Çocuklarımla El Ele
- Her Şeye Rağmen Yaşasın 1 Mayıs
- İyi ki 1 Mayıs’a Gitmişim
- 1 Mayıs Meydanında Kırmızı Önlük ve Şapkanın Güzelliği
- 1 Mayıs’ta Umudumuz Yeşerdi
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleyi Büyütmeye Biz de Varız!
- İlk 1 Mayıs’ımın Gururunu Yaşadım
- 1 Mayıs’ta Dünyanın Dört Bir Yanında Meydanlar İşçi ve Emekçilerin Talepleriyle Yankılandı!
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...