Buradasınız
Sınıf Sendikacısı Olmak
Adana’dan bir belediye işçisi

13 Kasım 1970. DİSK gazetesinin Çukurova ekinde şöyle bir başlık yer alır: “Sınıfımızın Yiğit Savaşçısı RIZA KUAS Yurda Dönüyor”. Haber şöyle devam eder:
“İki böbreği de çalışmadığı için Londra’da bir böbrek hastanesinde suni böbrek makinesine bağlı olarak tedavi görmekte olan DİSK Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Rıza Kuas’a 2000’i aşkın işçi arkadaşımız böbrek vermek istediği halde, kan grupları ya da dokuları tutmadığından şimdilik yurda dönmeye karar vermiştir. Türkiye’de de bu suni böbrek makinesi ile kendisine böbrek verecek ve kan grupları tutacak arkadaşlarımızın müracaatları beklenecek ve gerekirse tekrar Londra’ya dönerek ameliyat olacaktır. Hastanede ağır ameliyatlar geçiren, durumu o sıralar iyi olmadığından ve ancak şimdi kendini toparladığından, kendisine böbrek vermek üzere müracaat eden arkadaşlarımıza teşekkür mesajında iyileşmesi için kendisine böbrek vermeye razı olan bütün arkadaşlarına sonsuz teşekkürlerini ileten Kuas, durumu ne olursa olsun sınıf mücadelesine tekrar fiilen katılmak için mücadele edeceğini bütün arkadaşlarımıza duyurmuştur.
Kendisiyle konuştuğumuz doktorları böbrek vermenin aslında son derece tehlikeli bir iş olduğunu, böbreğini veren kişinin normal yaşamasını hiçbir şekilde aksatmayacağını söylemişler, kendisi için böbrek vermek isteyen 2000’i aşkın işçinin kan grubu ya da dokularının tutmayışını bir şansızlık olarak söylemişlerdir.
Ayrıca Rıza Kuas, hastalığına rağmen uluslararası Kimya İşçileri Sendikası Federasyonuna tekrar yürütme kurulu üyesi olarak seçilmiştir. Rıza Kuas’ın yurda dönüşüyle sınıf savaşımız tekrar yiğit bir savaşçıya kavuşmanın verdiği güçle daha bir hızlanacaktır.”
Haber, 2000’i aşkın işçinin Rıza Kuas’ın yaşamı için hiç düşünmeden böbreğini vermek istediğini altını çize çize anlatıyor. Üstelik 2000 kişinin dokusu uymadığı için Türkiye’ye dönen Rıza Kuas’a böbreğini vermek isteyen kişilerin sayısı daha da artacak ve bu sayı 3700’leri bulacaktı. Bu haberi okuduğumda insanlar organ nakline ihtiyaç duyan birine kolayca organ bağışlayabilir mi diye araştırdım. Türkiye’de insanların organ nakline pek yanaşmadığını gördüm. Evlat, ebeveyni için organını vermek istemeyebiliyor, abla ya da abi kardeşi için organını vermek istemeyebiliyor. Hep bir tereddüt var. Peki, neydi 3700’ü aşkın işçiyi, emekçiyi seferber eden?
Aslında çok basit değil mi bu sorunun cevabı? İşçiler Rıza Kuas’a sahip çıkıyordu çünkü Kuas da işçilere sahip çıkıyordu. Koltuk derdi olmadan işçilerin yanında yiğitçe mücadele ediyordu. O dönemde Kemal Türkler, Rıza Kuas, İbrahim Güzelce gibi mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışının temsilcileri işçilerin derin saygısını kazanıyordu. 1970’li yılların DİSK’ini DİSK yapan bu sendikacılardı. Tek tek işçilere, işyerlerine ulaşıyor, sorunlarını dinliyor, onlarla kader birliği ediyor, işçilerin hakları için gecelerini gündüzlerine katıyorlardı. İşçiler öyle söylendiği gibi nankör ya da cahil, gözü kapalı yaşayıp gitmiyorlar. Öncülerine, liderlerine güvendiklerinde mücadeleye atılıyor, örgütleniyor, kendilerinden olana sahip çıkıyorlar!
Gelelim günümüze: Şimdi herhangi bir sendikanın başkanı aynı durumda olsa acaba kaç işçi sıraya girer de “bir böbreğimi vereyim, hayatı kurtulsun” der, merak ediyorum. Eminim haberleri bile olmaz. Bugün yüzlerini görmedikleri sendika bürokratları işçilerin dertlerini çözmeyi bir kenara bırakalım, doğal haklarını almak için bile neredeyse kıllarını kımıldatmıyorlar. Kimi zaman toplu sözleşme süreçlerinde bile patronla görüşüp işçilerin yüzüne bakmadan oradan çekip gidiyorlar. Pek çok sendika yöneticisinin tutumu maalesef mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışıyla uzaktan yakından bağdaşmıyor. Sendikacılar güzel koltuklarında rahatları bozulmadan oturmak, üstüne bir de milletvekili olmak derdine düşüyorlar desem yeridir.
Bizler, mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışına sahip yiğit sendikacıların yine çıkacağına, sınıf mücadelesi meydanlarında yerini alacağına inanıyoruz. Çünkü işçi sınıfımızın mücadelesinin yeniden yükseleceğini tarihten biliyoruz. Bunun için işçi sınıfının saflarında mücadelemizi büyütüyoruz. Bizlere bu mücadelede yol gösteren öncülerimize, işçi sınıfının mücadelesini büyütenlere teşekkür ediyoruz.
DİSK’in işçilere teşekkür mesajı:
TEŞEKKÜR
“DİSK Genel Başkan Yardımcısı, Lastik-İş Genel Başkanı, İstanbul işçi milletvekili Rıza Kuas’a böbrek vermek için, İstanbul’dan, Sakarya’dan, Ankara’dan, Kocaeli’nden, İzmir’den, Kars’tan, Gaziantep’ten, Maraş’tan, Adana’dan 3700’e yakın vatandaşımız gönüllü çıktı. Kuas’ın akrabaları dışında, bütün gönüllüler, en çoğu işçi olmak üzere, köylü ve şoför gibi küçük esnaf içindendi. Bu, emekçi halkımızın yiğit, gönlü yüce davranışların bir yeni örneği idi. Kuas’a böbrek vermek için başvuran tüm kardeşlerimize teşekkür eder, Rıza Kuas’a sağlıklar dilerken, bir kere daha haykırıyoruz.
Yaşasın Türkiye İşçi Sınıfı… Yaşasın Emekçi Halklarımız…”
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesinde dünyaca bilinen bir mozaik yer alıyor. “Çingene Kızı” adı verilen ve 1800 yıllık geçmişe sahip bu mozaiğin göreni etkileyen, güçlü bir yanı var. Farklı renk ve dokulardaki binlerce küçük taşın birleşiminden...
- 1 Mayıs yaklaşıyor. Ankara’dan emekçi kadınlar olarak sizlerle 1 Mayıs’a hangi taleplerle katılacağımızı paylaşmak istedik. Bu vesileyle tüm emekçi kadın kardeşlerimizi kendi taleplerini, ortak taleplerimizi birlikte dile getirmek için 1 Mayıs’ta...
- Geçtiğimiz günlerde yandaş medyada tam anlamıyla “yersen” cinsinden bir haberle karşılaştım. Manşeti oldukça cafcaflıydı: “60 bin maaşla çoban bulamıyorlar!” Bu “hadi canım” dedirten cinsten haber, kandırılmaya açık olanlara “köyümüze dönelim,...
- 19 Mart’tan bu yana artan baskılara, gözaltılara, tutuklamalara ve proje okullarındaki keyfi atamalara karşı protestolar devam ediyor. Bursa Demokrasi Bileşenleri ve Anne-Baba Dayanışma Ağı öncülüğünde yüzlerce kişi 19 Nisanda “Hak, Hukuk, Özgürlük...
- Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün fabrikalarında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 1700 işçi greve çıkmıştı. İşçilerin grevi 12 Nisanda kazanımla sonuçlandı. Doruk Madencilikte çalışan...
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.