Buradasınız
İşsizlik Ödeneği Nasıl Alınır?
Kartal’dan bir işçi
Bütün dünya ile birlikte Türkiye de yaşanan ekonomik krizden etkilenmeye devam ediyor. Geçen seneden bu yana işsiz kalanların sayısı büyük bir hızla artıyor. İşsiz sayısı geçen senenin aynı ayında 2 milyon 600 bin iken, bu sene 3 milyon 600 bine çıkmış durumda. Geçtiğimiz altı ayda işsizlik ödeneği için İŞKUR’a müracaat edenlerin sayısı 317 bin kişiye, işten ayrıldığı için iş başvurusu yapanların sayısı ise 187 bin kişiye ulaştı. Sigortasız çalışıp işsiz kalan ve İŞKUR’a başvurmayan yüz binlerce işçi hesaba katıldığında gerçek rakamın ne boyutlarda olduğu açıkça tahmin edilebilir.
İşsiz kaldığımız süreçte işsizlik fonundan yararlanma hakkımız var. Fakat biz bazı haklarımızı bilmediğimiz veya yanlış bildiğimiz için işsizlik ödeneğinden faydalanamıyoruz. İşsizlik sigortasından yararlanmak için; işçinin kendi istek ve kusuru dışında işini kaybetmesi, son üç yıl içinde en az 600 gün sigorta primi ödemesi ve işten ayrılmadan önceki son 120 gününün primlerinin aralıksız yatmış olması gerekiyor.
Bu şartları yerine getiren işsiz işçi, kimlik belgesi ve işveren tarafından düzenlenmiş işten ayrılma belgesi ile birlikte, işten ayrıldığı günden itibaren 30 gün içinde İŞKUR’a başvurmak zorunda. İşçi, başvuruda bulunduktan sonra, ödediği prim gününe göre işsizlik maaşı almaya hak kazanıyor. Örneğin, 600 gün prim ödemiş işçi 180 gün , 900 gün boyunca prim ödemiş işçi 240 gün, 1080 gün prim ödemiş işçi ise 300 gün boyunca işsizlik maaşı almaya hak kazanıyor.
İşsizlik ödeneğinin tutarı ise işçinin son 4 aylık prime esas kazancı dikkate alınarak hesaplanıyor. İşsiz kalan işçiye, günlük ortalama brüt kazancının yüzde 40’ı işsizlik ödeneği olarak ödeniyor. Ancak çalıştığı dönemdeki ücreti ne kadar yüksek olursa olsun, işsizlik ödeneği aylık asgari ücretin yüzde 80’iyle sınırlanıyor. Üstelik birçok kişinin işsiz kaldığı bu dönemde bu ödeneği almaya hak kazanan kişi sayısı sadece 317 bin kişidir. Sermaye sınıfı ve onun devleti, yarattığımız devasa zenginlikle kıyaslandığında bir kırıntı parçası olan işsizlik ödeneğinden faydalanamamamız için önümüze devasa engeller koyuyor.
Patronlar kendi krizlerinin faturasını biz işçilere ödetiyorlar. Mücadele eden, bu haksız uygulamalara karşı direnen işçileri de işten atmaya devam ediyorlar. Dava açtığımız takdirde işsizlik ödeneğinden faydalanamayacağımızı söylüyorlar, oysa bu yalan. İş mahkemelerinde hakkını arayan işçiler de işsizlik ödeneğinden faydalanabilirler.
Patronların oyunları bununla sınırlı değildir. Ücretlerimizden kesilen ve işsiz kaldığımızda bize ödenmek üzere biriken paralar çok büyük bir meblağa ulaştığı için patronların iştahını kabartıyor. Gözlerini bu paraya dikmiş durumdalar. Her fırsatta işsizlik fonunun kendilerine teşvik olarak verilmesi için baskı yapıyorlar. Bunlara karşı uyanık ve bilinçli olmak ve örgütlenmek zorundayız.
Ben de yıllar boyu yasal haklarımı bilmeden, ama en önemlisi biz işçilerin bir sınıf olduğumuzu bilmeden yaşadım. Ancak mücadele etmeye başladığımda birçok gerçekle karşı karşıya kaldım. Çalıştığım fabrikada ve çevremde bu mücadeleyi yükseltmeye çalışıyorum. Her kesimden işçilerin işsiz kaldığı ve açlığı, yoksulluğu iliklerine kadar hissettiği bu dönemde mücadele etmek daha da büyük bir önem arz ediyor. Patronların zenginlikleri yerinde dururken, biz daha da kötü günlere doğru ilerliyoruz. Ve aldığımız üç kuruş işsizlik ödeneği (bunu bile alamayan milyonlarca işsiz var) ile geçinmeye çalışıyoruz. Patronlar krizden dolayı devletten yardım talep etmeye devam ederken biz işçiler de kendi taleplerimizi yükseltmeliyiz. İşsizlik ödeneğinin önündeki engellerin kaldırılmasını, bu ödeneğin tüm işsizlere ödenmesini ve ödenek miktarının geçinebileceğimiz bir düzeye yükseltilmesini istemeliyiz. Krizin faturasını ödemeye karşı çıkıp bu faturayı patronlara ödetmeliyiz.
Dostlar, korkunun ecele faydası yok! Deliğinden çıkan yılan hepimizi sokuyor. Sesimizi çıkarsak da çıkarmasak da işimizden ve aşımızdan oluyoruz. Dolayısıyla mücadele etmekten başka bir seçeneğimiz yok! Mücadele edersek kazanacağımız koskoca bir dünya var. Daha güzel ve insanca yaşanabilir bir dünya için bilinçli ve örgütlü mücadeleye katılalım.
Durma Atıl, UİD-DER’e Katıl!
“Suskun Hemşire Olmayacağız!”
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- Fabrikalarda, işyerlerinde şans ve bahis oyunları oynayarak “kolay yoldan para kazanma” hayaline kapılan işçilerin sayısı giderek artıyor. “Bahis oyunlarıyla çok para kazananların” hikâyeleri kulaktan kulağa yayılsa da etrafımızda böyle işçileri...
- Elazığ/Alacakaya’da bulunan ve Yıldırımlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de çalışan maden işçilerinin 1 Temmuzda başlattığı iş bırakma eylemi şirketle yapılan anlaşma üzerine 16 Temmuzda sonlandırıldı.
- 31 Mart seçimleri sonrası onlarca belediye “tasarruf tedbirleri”, “borcumuz çok”, “işçilerin maaşını ödeyemiyoruz”, “seçim öncesi işe alınan işçiler” gibi bahanelerle işten atma saldırısına başladı. Belediye işçileri bu saldırılara boyun eğmeyerek...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa, Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte eylemler yapıldı.
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...
Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan sendikalı kadın işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde birbirine benzeyen birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunlardan bir tanesi yıllık izinlerimiz. Bazı fabrikalarda işveren...
- Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet...
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...