Buradasınız
Umutsuzluğu Kırıp Mücadeleyi Büyütelim
Hacettepe Hastanesinden bir grup sağlık emekçisi
Patronlar sınıfının iştahını kabartan sağlık sektörü giderek artan ölçüde özelleştiriliyor. Özelleştirmeler taşeron çalıştırma biçimiyle 80’li yılların ortalarından başlayarak giderek yaygınlaşmıştır.
Sağlıkta taşeron uygulamaları, yardımcı hizmet adı altında önce temizlik, hasta bakımı, yemek dağıtımı ve güvenlik hizmetlerinde başladı. Daha sonra yaygınlaşarak hemşirelik hizmetleri, laboratuar, radyoloji gibi asıl işler de taşerona verilmeye başlandı. Güvencesiz ve kölelik koşullarında çalıştırılma biçimlerinden olan 4-B ve 4-C de taşeron sisteminin yanında yerini aldı. Sağlık çalışanları her yandan gelen saldırılar karşısında örgütsüz oldukları için bu koşullar altında çalışmaya mahkûm oldular. Yeni yasaların sağlık işçilerine ve hastalara neler yaşatacağını bilmeden çalışan sağlık emekçileri büyük bir tedirginlik içinde sonlarının ne olacağını bilmeden çalışıyorlar. Ancak yasalar yürürlüğe girdikten sonra bu yasaların kendileri için bir yıkım olduğunu anlayabiliyorlar. Örneğin “Kamu Hastaneleri Birliği” yasası ile 400 kamu hastanesinin birleştirilmesi hedefleniyor. Nitekim Üsküdar Devlet Hastanesi ve Validebağ Devlet Hastanesi, Paşabahçe Devlet Hastanesi ve Beykoz Devlet Hastanesi birleştirildi. Bu birleştirme, çalışanların tepkisini aldı ve güvencesiz çalışan işçilerde işini kaybetme korkusu başladı. Bu çok haklı bir korkudur, çünkü Kamu Hastaneleri Birliği Yasası ile hastanelerin bütçeleri hastane yönetimine bırakılıyor, böylelikle hastane yönetimi azalan bütçeyi gerekçe göstererek işçi azaltımına gidiyor. Farklı statülerde çalışan işçilere bir de birden çok taşeron şirket ekleniyor ve işçilerin aynı çatı altında örgütlenmelerinin önü kapanıyor.
Tümüyle performansa dayalı bir sistem dayatmak amacı ile yürürlüğe giren “Tam Gün Yasası”, sağlık çalışanlarının hastaya hizmeti bırakıp kullanılan malzemelerin takibiyle, işlem kayıtlarıyla vb. meşgul olmalarını beraberinde getirmiştir. Bu da sağlık çalışanlarının yaptığı işe daha da yabancılaşarak hastayı tam bir müşteri gibi görmesine neden olacaktır.
Ağır çalışma koşullarına bir de uzun çalışma saatleri ve vardiyalı çalışma biçimi eklenince sağlık çalışanları kendilerini kurulu bir saat gibi hissediyorlar. Kimi zaman vardiyadan çıkıp birkaç saat uyuduktan sonra tekrar diğer vardiyaya gelmek ya da 32 saati aşan nöbetleri dinlenme odaları olmadan geçirmek sağlık çalışanlarına insan olduğunu unutturup birer makineymiş hissi yaşatıyor. Aileleri ile ilişkileri bozulan sağlık çalışanları asosyalleştiklerini, hayattan koptuklarını ifade ediyorlar. Sendikaların hiçbir ciddi çalışma yürütmemesi ve sendikal bölünmüşlük ise birçok işçiyi umutsuzluğa sürüklüyor.
İşçilerin sendikalarda bir araya gelmek istememeleri onlara yeterince güvenmedikleri ve bir şeylerin düzelmeyeceği inancından kaynaklanıyor. Bizler UİD-DER’li işçiler olarak bu yanlış inancı kırabilmek için Hacettepe Hastanesinde İşçi Dayanışması bültenimizi iki aydır dağıtıyoruz. Bülteni Hacettepe Hastanesinde çalışan işçiler olarak dağıtıyoruz. Yaklaşık 6000 işçinin çalıştığı ve SES’in örgütlü olduğu hastanede işçi dostlarımız bizi büyük bir ilgiyle dinliyor, bizimle uzun uzun sohbet ediyorlar. Çalışma koşullarının zorluğundan ve yaşadıkları diğer sorunlardan bahseden sağlık çalışanları bültenimizi okuyup bir şeylerin değişeceği inancıyla mücadeleye atılan işçi dostlarımızın mücadele deneyimlerini paylaşıyorlar. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de onlarla birlikte yaşadığımız bu deneyimleri büyüterek yanımıza yeni arkadaşları katarak bültenimizi dağıtmaya devam edeceğiz.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...