Buradasınız
Dünya Kupası Yoksullar Kıtasındaydı
Bir deri işçisi
Tüm dünyada açlık, yoksulluk ve sefalet kırbacı işçilerin sırtından eksik olmuyor. Her geçen gün zenginler daha da zenginleşiyor, yoksullar ise daha da yoksullaşıyor. Patronların kâr düzeni kapitalizm dünyamızı cehenneme çeviriyor. Bu cehennem koşullarının altında, açlık ve hastalığın kol gezdiği Afrika’da, 2010 Dünya Kupası maçları yapıldı.
Kupa maçlarının Güney Afrika’da yapılacağı belli olduktan sonra ülkede seferberlik ilan edildi ve hummalı bir çalışma başlatıldı. Dünyaya cilalanmış bir Afrika gösterdiler. Ama dünya kupası sırasında ekranlara gelmeyen bir Güney Afrika daha var. Güney Afrika’nın durumu gerçekten de içler acısı. 48 milyon nüfuslu ülkede 5,7 milyon kişi HIV/AIDS virüsü taşıyor. Fuhuş yasak olmasına rağmen, hiçbir denetim olmadan fuhuş çeteleri etrafta kol geziyor. Ayrıca dünyada Kolombiya’dan sonra en çok cinayet işlenen ikinci ülke durumunda… Suç oranı alabildiğine yüksek. Yani Dünya Kupası sırasında ekranlara gelen “şirin” görüntüler gerçekleri yansıtmıyor. Dünya kupasının o şaşaalı görüntülerinden başka bir şey göremedik. Oysa Güney Afrika’da son üç yıldır birçok grev ve eylemlilikler yaşandı, yaşanıyor. Maçların yapıldığı stadları inşa eden işçiler, bıçak kemikte diyerek sokaklara döküldüler, iş yavaşlattılar veya iş bıraktılar.
Güney Afrika devletinin tüm engellemelerine rağmen işçiler hakları için mücadele yürütüyorlar ve bundan vazgeçmediler. Dünya Kupası 2010 kapsamında stad, havaalanı ve tramvay inşaatında, yol yapımında çalışan işçiler, son 3 yılda 26 grev gerçekleştirdiler. İlk iş bırakma eylemi toplu taşıma sektöründe ve belediyelerde çalışan 150 bin işçiden geldi. İşçiler insanca yaşam için ücretlerinin düzeltilmesi yönünde taleplerini dile getirmişlerdi. 150 bin işçi birlikte hareket ettiler ve iş bırakma eylemi kazanımla sonuçlandı. Tam da bu sırada Dünya Kupası maçlarının oynanacağı stadyumların yapımında çalışan inşaat işçileri 2 günlük greve gittiler. İşçiler ücretlerine yüzde 13’lük bir zam istemişlerdi ve isteklerini kabul ettirdiler, grev kazanıldı. Grevler etkilerini artırarak devam ediyor. Sermayenin sözcüsü hükümet ise grevleri yasaklamaya çalışıyor.Kupa maçlarında stadlarda “güvenlik görevlisi” olarak çalışacak olan işçiler iş bıraktılar ve polisin saldırısına uğradılar. Gündelik ücretlerine yüzde 10 zam talebiyle eyleme geçen güvenlik işçileri, dünya kupası boyunca maçlarda görev yapmadılar. Bundan dolayı güvenlik polislere devredildi. Bir başka grev ise, ulaşım sektöründe yaşanıyor. Güney Afrika Ulaşım İşçileri Sendikası, Mart ayında başlayan grevi devam ettirme kararı aldı. Bu grevden etkilenen belediye işçileri de, Birleşik Taşımacılık Sendikası öncülüğünde grev kararı aldılar. Ulaşım işçileri, birçok maçta futbolcuları maçların oynanacağı stadyumlara geç götürdüler.
Yaşanan grevlerin en büyüğü ise, maden işçileri tarafından geçekleştiriliyor. Ulusal Maden İşçileri Sendikasında örgütlü olan işçiler, ülkenin en büyük elektrik şirketi olan Eskom’da grev kararı aldılar. Ama ne yazık ki grev gerçekleştirilemedi. Eğer grev gerçekleştirilseydi Dünya Kupası maçları karanlığa gömülecekti. Meclisten çıkarılan özel bir kararla haksız yere grev durduruldu. Aynı şekilde grev kararı alan kamu emekçilerinin grevi de 30 günlük süreyle ertelendi. Ülkenin birçok yerinde işçiler ve emekçiler gösterilerle ve iş bırakma eylemleriyle haklarını arıyorlar.Bir yanda işçilerin yaşadığı sefalet koşulları, bir yanda ise Dünya Kupası vesilesiyle gelen milyar dolarların patronların cebine girmesi… Patronlar “kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” misali, alabildiğince yatırım yaptılar. Bir araştırma şirketi bu Dünya Kupasının “ekonomiye katkısının” 11,8 milyar dolar olacağını açıkladı. Bununla birlikte, ülkeye 300 bin turist beklendiğini de ifade etti. Yani patronlar kârlarını katladılar, işçiler ise sefalet ücretlerine, sefalet koşullarında çalışmaya devam ettiler.
Dünya Kupasının yapılabilmesi için gece gündüz çalışan işçilerin içinde bulunduğu tablo gösterilmedi. Sermaye medyası işini o kadar iyi yaptı ki, diğer ülkelerdeki işçilere Güney Afrika’da yaşanan sefaleti görmedi. Ama medya göstermese de bilmeliyiz ki, aynı Türkiye’de olduğu gibi Afrika’da ve dünyada yüz milyonlarca insan işsizlikle, açlıkla ve yoksullukla boğuşuyor. Üstelik de tüm değerleri biz işçiler üretiyoruz. Bu haksız ve sömürücü düzen devam ettiği müddetçe işçilerin koşullarında büyük değişimler olmayacak. Tek şansımız birleşerek mücadele etmektir.
Bıçak Kemikte
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...