Buradasınız
O Mektubu Okuyunca…
Gebze’den UİD-DER’li genç metal işçileri

Merhaba dostlar. Biz iki genç arkadaş olarak İşçi Dayanışması bülteninde yer alan Armut Ağacı ve Bilinç Meselesi mektubunu okuduk. Mektuptaki kısa fakat çok derinlikli bulduğumuz hikâye bizi çok etkiledi. Ardından bir grup UİD-DER’li arkadaş olarak mektubun bizde uyandırdığı düşünceler hakkında sohbetler ettik. Bizlere geniş bir bakış açısı kattığını hissettiğimiz mektup üzerine sohbetimiz bizde kalmasın, sizlerle de paylaşalım istedik. Eğer hâlâ okumadıysanız mektubu okumanızı tavsiye ederiz.
Mektuptaki ağaç örneği bizlere hayattaki hiçbir şeyin olduğu yerde durmadığını, sürekli bir değişim halinde olduğunu düşündürdü. Biz de iki genç arkadaş olarak mektuptaki ağaç benzetmesini işçi sınıfımızın farklı dönem ve koşullardaki durumunu gösteren bir örnek olarak yorumladık. Farklı mevsimlerde çeşitli özellikleri ortaya çıkan bir ağaçla, dönemlere, dönemin koşullarına göre değişen işçi sınıfı hareketi arasında benzetme yaptık.
Mesela 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşında milliyetçilik kışkırtılmış ve işçiler kendi sınıf kardeşleriyle savaştırılmıştı. Bilinçsiz ve örgütsüz durumdaki işçiler, egemenlerin tuzağına kapılarak tarifsiz acılar yaşamıştı. Nasıl ki hikâyede kış mevsimindeki ağaç kuruyup dalları solmuşsa, işçiler ağacın kış dönemi misali çok zorlu bir dönemden geçmiş ve bilinç olarak gerilere savrulmuştu. İşçi ve emekçiler yaşadıkları açlık ve yoksulluk gibi çeşitli sorunların kaynağında yatanın kapitalist düzen olduğunu göremiyor ve milliyetçilik zehrinin de etkisine kapılarak kendi sınıf kardeşlerine düşmanlaştırılıyordu.
Fakat hikâyedeki örnekte de görüldüğü gibi hayattaki hiçbir şey durağan ve değişmez değildir. Savaşın yarattığı acılardan bıkan, açlığa ve yoksulluğa hayır diyen Rus işçiler ve köylüler savaşın başlamasından 3 yıl sonra 1917’ de kapitalist düzene isyan ettiler. Lenin’in ve isimleri Rusçadaki çoğunluk kelimesinden gelen mücadeleci, sınıf bilinçli, gözüpek Bolşevik işçilerin önderliği sayesinde Rus işçi ve emekçilerin sınıf bilinci, bahar mevsimindeki ağaç misali yeniden çiçeklenmeye başladı. Örgütlenen, birlik olan işçiler kendi sınıf gerçeklerini, nasıl sömürüldüklerini, kardeşleriyle boğazlaşmaya son vermeleri, sömürüden kurtulmaları gerektiğini gördüler. Kapitalist düzene isyan ederek iktidarı ellerine aldılar.
Bugünden geçmişe bakarak görüyoruz ki işçi sınıfımızın mücadele tarihi ne sadece zaferlerden ne de yenilgilerden ibarettir. Tarihin akışı içerisinde mücadelenin seyri kimi zaman yükselmiş kimi zamansa geriye çekilmiştir. Bizler de hiçbir şeyin düz bir çizgide ilerlemediği dünyamızda olgulara tek bir noktadan bakarsak gelişmeleri bütünlüklü göremez ve “kış gelince baharın vaadini, yazın güzelliğini” kaçırabiliriz. Bu nedenle tek tek işçilere ya da işçi sınıfına bakarken içinde bulundukları mevcut durumla sınırlı olarak görmemeliyiz. Taşıdıkları potansiyelleriyle görmeyi öğrenmeliyiz.
Ancak bu bütünlüklü bakış açısına insanın kendi kendine ulaşabilmesi mümkün değildir. Toplumsal bir meseleye bütünlüklü bir bakış açısıyla yaklaşmak tarih bilinci, sınıf deneyimi ve örgütlülük gerektirir. Bu bakış açısından uzak arkadaşlarımız ne yazık ki insanlık tarihini ve yaşamın kimi önemli mevzularını sadece kendi yaşadıkları dönemden ibaret sanıyorlar. Yanlış bir çıkarımla “böyle gelmiş böyle gider…” diye düşünüyorlar. Oysa binlerce yıllık insanlık tarihi içerisinde küçücük bir zaman diliminde yaşayabilen insan kendi sınırlı deneyimleriyle gideni ve gelmekte olanı nasıl kavrayabilir? Gerçeklerin gece gündüz karartılmaya çalışıldığı bir dönemde doğruyu ve yanlışı nasıl ayırt edebilir?
Elbette ki örgütsüz, tek başına bir insanın bu kavrayışa ulaşması mümkün değildir. Biz de sınıf mücadelesiyle tanışmadan önce bütünsel bir bakış açısına ve sınıf bilincine sahip değildik. Şimdi ise mücadelenin içerisinde iki genç arkadaş olarak öğreniyor ve gelişiyoruz. Ve UİD-DER gibi bir mücadele örgütüne sahip olduğumuz için kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Bize verilen bu şansı yeni arkadaşlarımıza ulaştırmak ve mücadelemizi büyütmek için işçi sınıfının gençlerini örgütlü mücadeleye davet ediyoruz!
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...