Buradasınız
Öğrencilerin “Muhteşem” Yaz Tatilleri
Tuzla’dan bir kadın işçi

Bu yaz da işçi ve emekçilerin çocuklarına sömürüden başka bir şey düşmedi. Okul tatillerinde çalışarak harçlıklarını çıkartan ve evine katkı sağlayan çocuk işçilere bu yaz tatili zehir oldu. Yaz tatillerini çalışarak geçiren işçi çocukları, dinlenemeden yoğun bir tempoyla çalıştırılıyorlar. Eve giren para yetmediği için, aileler eve katkısı olsun, okul harçlığını çıkarsın diyerek okul bitmeden çocuklarına iş aramaya başlıyorlar. Yani çocuklarını çalıştırmak zorunda kalıyorlar.
Geçenlerde çay içmek için oturduğum bir kafede çocuk yaştaki işçiler dikkatimi çekti. Yüzlerinden yorgunluk ve uykusuzluk akıyordu. Dayanamadım ve bir tanesine sordum “okuyor musun sen?” diye. “Evet” dedi. “Peki, kaç saat çalışıyorsun?” diye sorduğumda genç kız “sabah 11 akşam 11 çalışıyorum” dedi. Bu kızımız akşamın on birlerine kadar bütün gün ayakta çalışıyor. Ve sadece o değil, kendi gibi birçok öğrenci daha var onunla beraber çalışan. Kapitalist eğitim sisteminin adaletsizliğinden yılan ve ona mahkûm olmaktan yorulan öğrenciler, bir hevesle bekledikleri yaz tatilini de dinlenmek yerine çalışarak geçiriyorlar. Yazı yoğun bir şekilde çalışarak geçiren öğrencilerin bu durumu haliyle okul açıldıktan sonra derslerine de yansıyor. Patronlar sınıfının çocukları yaz talilerinde gezip tozarken işçilerin çocukları çalışıp eve katkı sağlamak zorunda kalıyor. Zengin çocukları yazın kendilerini geliştirecek kurslara giderek çeşitli eğlencelere para saçarken, işçilerin çocukları asgari ücretin çok çok altında ücretlere çalışıyorlar. Kimi zaman da iş cinayetlerine kurban gidiyorlar. Okul harçlıklarını çıkarmak için inşaatlarda çalışıp yaşamını yitiren öğrenciler gibi… Tıpkı Mecidiyeköy’de dev rezidansın inşaatında asansörün düşmesi sonucu feci şekilde can veren 10 işçiden biri olan üniversite öğrencisi Hıdır gibi. Sadece bir aylığına okul harçlığını çıkarmak için çalışan Hıdır, göz göre göre sermaye düzenine kurban gitti.
Bu kapitalist düzende işçi ailelerinin çocuklarına da nefes olmak yok. Yetişkin işçilerin bile zor katlandığı çalışma koşullarına, öğrenciler ve çocuk işçiler de mecbur bırakılıyor. Yaşının ve bünyesinin kaldıramayacağı koşullarda uzun saatler düşük ücrete çalıştırılıyorlar. Biz biliyoruz ki bu sorunun kaynağı tam da yaşadığımız bu kapitalist sistem. Onunla mücadele, işçilerin örgütlü birliğinden geçer. Çocuklarımızın geleceği için bu sömürü düzenine dur demek biz işçilerin elinde. Çocuklarımızı bu kan emici sermaye düzenine kurban vermeyelim.Çok Çalışan mı Zengin Olur?
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...