Buradasınız
O’nsuz
İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin, horlananların, acı çektirilenlerin, sıradan ve bizden olanların kendileri de, hayalleri de, isyanları da, hikâyeleri de çok kez beyaz perdede yok sayılır, anlatılmaz. Sinema genellikle kralların, âşıkların, ünlülerin, kanun kaçaklarının, politikacıların, maceraperestlerin, dövüşçülerin hikâyelerini anlatmayı tercih eder. Popüler olanı, para getirecek olanı, yaşamını acı içinde geçiren insanları uyuşturacak olanı beyaz perdeye taşır. Ama emekçi sınıfların saflarından çıkan, alın teri dökerek geçinen, sanatıyla ezilenlerin sesi olmaya çalışan sinemacılar da vardır. O sinemacıların filmleri ezilenlerin acılarını geleceğin güzel günlerinin harcı yapar. Tıpkı Ufuk Erden’in O’nsuz filmi gibi.
Genç bir emekçi ve sinemacı olan Ufuk Erden’in O’nsuz adlı belgesel filmi UİD-DER’lilerle buluştu. Proletar Yapım’ın filmi O’nsuz, evlatlarını kaybettikleri için kanayan 7 yüreği, 7 anneyi anlatıyor. Sessizce. Filmin afişinde Victor Hugo’nun şu sözleri yer alıyor: “Çocuğunu kaybeden bir anne için her gün ilk gündür; bu ıstırap ihtiyarlamaz.” Ani Balıkçı, Gülsüm Çolak, Emel Korkmaz, Hüsniye Koyuncu, Yeter Sivri, Leyla Encü ve Dilşah Özgen’in ıstırapları da ihtiyarlamıyor. Geri dönmeyeceğini bile bile sofraya oğlu için de bir tabak koyan Emel Anne; geride iki minicik çocuk ve 21 yaşında dul bir eş bırakan madenci oğlunun kaybına henüz alışamayan Gülsüm Anne; gözleri Roboski’nin dağlarına dalıp giden Leyla Anne, beyaz başörtüsüyle hepimizin Barış Annesi Dilşah Anne; radyasyonun soldurduğu gencecik, türkü dolu bir yüreğe can veren Hüsniye Anne; gözleri kızlarının semah dönerken çekilmiş fotoğraflarına asılı kalan Yeter Anne, dedeleri de oğlu da 24 Nisanda katledilen Ani Anne… O’nsuz kalanlar… Onlar katledilen evlatları için aynı acıyı yaşıyor, aynı sessiz çığlıkla kulaklarımızı sağır ediyor. Bir daha hiçbir annenin evladı katledilmesin diye, bir daha hiçbir anne o’nsuz kalmasın diye bağırlarına taş basarak ayağa kalkıyor ve mücadele ediyorlar.
Film, izleyenleri annelerin kâbuslu uykularına, yoksul sofralarına, evlatlarıyla hasret gidermek için sığındıkları kuytulara, mezarlara götürüyor. Ama daha da önemlisi annelerin nasıl ayakta kaldıklarına, mücadelelerini nasıl kararlılıkla sürdürdüklerine tanık olmamızı istiyor.
Filmin izlenmesinin ardından UİD-DER’liler Yönetmen Ufuk Erden’le yaptıkları söyleşide duygularını dile getirdiler. Filmin yapım süreci ile ilgili sorular sordular, emekleri için Erden’e ve ekibine teşekkür ettiler. UİD-DER’lilere annelerin selamlarını ileten Erden ise tüm zorluklara rağmen filmi izleyici ile buluşturmak için mücadeleye devam edeceğini dile getirdi.
Yasalar Herkese Aynı mı İşler?
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...