Buradasınız
Pameks Tekstil’in Sahibi Selde Katlettiği 7 Kadın İşçiyi Suçluyor
Bostancı’dan bir eğitim işçisi
Onlar kan emiciler, daha öğrenmedin mi? Taşıtırlar seni bir kamyon kasasında, mal gibi, malzeme gibi. Can mı taşırsın, kan mı taşırsın, evine aş, çocuğuna yarınlar mı? Bilirler mi, umursarlar mı, hatırlarlar mı?
“Yevmiyem kesilmesin” diye bindiniz o tabuta, ama kesildi nefesiniz, boğuldunuz kan ter içinde. Doğa olayıymış patronunuza göre, ayaklarınız da çok önemliymiş üstelik, ıslanmasın istemiş! Siz ne düşünüyordunuz kardeşlerim? Sel çabuk durulur, işe yetişmeliyiz diye mi? O gün de her bir parçası 50 euro, 100 euro, 200 euro’luk etekler, elbiseler, tayyörler üretmeyi mi?
Ay sonunda alacağınız 496 lira içindi her gün 15 saatlik yorgunluğunuz. Sonrasında ancak eve atardınız kendinizi, tuzlu suda dinlendirirdiniz ayaklarınızı ve bir çorbaya ekmek banardınız belki aynı anda.
Suçlusu sen misin, Nebahat? Yoksa siz miydiniz Nuriye, Bircan, Altun? Siz miydiniz burada kalıp ölelim diyen Özlem, Fikriye? Kim sorumlusu katledilmenizin? “Ölümünüzün, katledilmenizin suçlusu biz değiliz” diyorlar. Peki kölece yaşamanızın suçlusu kim? Onlar inkâr ederler yaşamlarımızın zehrolmasının müsebbibi olduklarını, katillerimiz olduklarını. Peki, biz bilir miyiz o katilleri, o canileri? Teslim etmez miyiz hayatlarımızı onlara? Güvenmez miyiz onlara işçi kardeşlerimizden daha fazla?
Suçlarlar mı sanırsınız kendilerini? Ama yine de “tek suçlusu onlar mı” derim ne zaman bizden birini katletseler. Suç biraz da bizde değil mi kardeşler, biz binlerceyken, milyonlarcayken, bunları yapmalarına izin verdiğimiz için? Tepemizde sopalarıyla hükmetmelerine göz yummakla, çocuklarımıza bir gelecek bırakmamalarına sessiz kalmakla, alt yapısı olmayan şehirlerde ölüm piyangosunun ne zaman kime çıkacağını bilmeden sorgusuz sualsiz yaşamakla suç biraz da bizde değil mi? Birlikte mücadele etmek için zorluklara karşı dirençli olmak yerine bir gün trafikte, bir gün tersanedeki bir kazada, bir gün fabrikadaki bir patlamada birimizin, onumuzun ölümüne seyirci kalmakla suçlu değil miyiz? Tüm olanlarda kendi suçlarını arsızca inkâr eden asalaklar sınıfını tepemizde tutarak biraz da biz suçlu değil miyiz?
12 Eylül’e Karşı Ankara Mitingi
12 Eylül’ün Hesabını İşçi Sınıfı Soracak
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
Son Eklenenler
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...