Buradasınız
Patronlara Kanmak Onursuzluğa Razı Olmaktır
İkitelli’den bir kadın çorap işçisi
Eylül ayı içerisinde UİD-DER’li arkadaşlar fabrikamıza İşçi Dayanışması bülteni dağıttılar. İşçi Dayanışması’nda Çağdaş Çorap’la ilgili bir yazı vardı. İşçiler merakla aldılar, okudular. En can alıcı noktaysa niye yemeğimiz yok, yerde neden yemek yiyoruz idi. Patron o gün sessiz kalmıştı. İki hafta sonra gece vardiyasında biz yerde yemek yerken patron geldi. Müdür yardımcısı da yanındaydı; bağırarak “bu ne rezalet, bunlar niye yerde yemek yiyor?” dedi ve iki işçi arkadaşımıza dönüp, “siz neden evde yiyip gelmiyorsunuz” diye sordu. Onlar da doğal olarak “nerede yiyelim, yemek verin biz de yerde yemeyelim; ayrıca sekiz saat içinde acıkıyoruz, nasıl evde yiyip gelelim?” dediler. Fabrikanın ortasında bağırıyor patron: “Bundan sonra dışardan yemek getirmek yasak, ne çıkıyorsa bu bölümden çıkıyor!” Yani patron beyimizin paçası iki hafta sonra tutuşmuş. Aman efendim sayın işçilerim siz neden yerde yemek yiyorsunuz? Sanki bizim yerde yemek yediğimizden haberi yokmuş gibi, resmen dalga geçiyor. Rahatlığa bakar mısınız, “dışarıda ya da evde yiyin gelin” diyor. Tabii biz işçilerin o kadar parası bol ki, dışarısı da laf mı, büyük lüks restoranlarda yiyip işe gelmemiz gerek! Ayrıca zamanımız da bol, elimiz kıçımızda geziyoruz, daha ne isteyelim! İlerleyen süreçte diğer vardiya geceye geçtiğinde işçilere şef “bundan sonra yerde yemek yasak, çıkın yemekhanede yiyin yemeğinizi” dedi. İşçilerin birçoğu bu duruma tepki göstermiş: “Biz evden yemek getirdiğimiz sürece ne anlamı var yemekhanede yemek yemenin? Biz yemek istiyoruz. Yemek verin, biz de çıkalım yemekhaneye, yarım saat paydosumuz var onu da yemekhaneye çıkarak harcayamayız. Çayımızı kendimiz alıp yapıyoruz; yukarı çıkana kadar dökülür, boş bardakla biz ne yapalım?” Kimisi çıkmış, kimisi lavabolarda, kimisi iş başında, kimisi ısrarla yerde yemiş. Bütün hafta boyunca ara ara tartışmalar da olmuş, şefler “kurban bayramına kadar sabredin, bayramdan sonra yemek vereceğiz” demişler. İşçiler “biz yemekhaneye yemek verilirse çıkarız, bayramdan sonra yemek verirseniz çıkıp yeriz” demişler. Bir hafta sonra bizim vardiya geceye geçti. Yemek paydosuna yakın şef bağırarak “herkes yukarı çıkıp yemeğini yiyecek” dedi. Bizim vardiyada durum aynı. Fakat işçi arkadaşlarım tepki olsun diye soyunma dolabında yemeklerini yiyorlar, dolap odasıyla tuvalet iç içe. Patronun umurunda değil işçilerin bokun içinde yemek yemesi. Onun derdi çalışma alanında yenilmemesi. İşçi arkadaşlarım kurban bayramından sonra yemek verileceğine inanıyorlar. Hepsi şapa oturacak, bayramdan sonra yemek verilmeyecek. Patrondan yemek almak istiyorsak birlikte ve orta yerde inadına yemek yemeliyiz. Biz önceden suyu parayla alıyorduk, İşçi Dayanışması bülteni sayesinde su parasını kaldırdılar. Biz işçiler şunun farkına varamıyoruz: Bir kâğıdın içinde yazılanlar neleri değiştiriyor; biz ürettiğimiz halde bir şeyi değiştiremiyoruz. Patronların işçilere muhtaç olduğunu kavrayamıyoruz. Tek sorun korkularımızı yenmek. Korkularımızı yenersek bütün haklarımızı alırız patronlardan. Yeter ki fabrikamızda işçi arkadaşlarımıza güvenelim, birlikte hareket edelim.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...