Buradasınız
Rekabeti Körükleyen Sayaçlar
Tuzla’dan bir metal işçisi
Çalıştığım fabrikada uzun bir aradan sonra işler giderek artmaya başladı. Siparişler arttıkça işçiler arasındaki rekabet de körüklenmeye başladı. İşyerimiz sendikalı fakat sendikanın olması maalesef bütün işçilerin örgütlü ve bilinçli olduğu anlamına gelmiyor. Son zamanlarda yaşadığımız bazı gelişmeler gerçekten işçilerin yeterince birlik olmadığında, patronların uyanıklıklarına karşı savunmasız olduğunu gösteriyor. Bizim bant usulü çalışmakta olduğumuz makineler dört bölümden oluşur. Yan yana dizili olan bu dört bölümün 4 makinesinin her birinde en az 3 kişi çalışıyor. Bu makineler üretim alanının en çok sayı çıkarması beklenen bölümüdür. Patron temsilcileri bu dört makinede üretim sayılarını “hadi arkadaşlar, sallanmayın, çabuk olun” demeden nasıl arttırabiliriz diye uzun süredir kafa yoruyorlardı. Çünkü bir süredir “hadi hadi” sistemine karşı bir tepki oluşmuştu. Sonunda bir yöntem buldular.
Her makinenin tepesine üretim sayılarını görebilecekleri sayaçlar yerleştirdiler. Bu sayaçlarda işçilerin ürettiği rakamlar net bir şekilde görünüyor. Ama herkes kendi makinesinin sayaçlarına değil, yanındaki makinenin sayaçlarına bakıyor. Sayaçlar takılır takılmaz patron temsilcilerinin elde etmek istediği rekabet hırsı ilk günden maalesef başarıyla sonuç vermeye başladı. İşçiler diğer makinedeki sayacı gördükçe inanılmaz bir hırsla, nefes almadan ona yetişmeye çalışıyor. Makine başında kurulan cümleler şöyle: “Baksana Aynur kaç yapmışlar? Bizi geçmişler mi? Hadi kızlar, bakın bizi geçiyorlar, biz de yapabiliriz, hadi çabuk olun!”
“Yüksek sayı yapalım, onları geçelim, en önde biz olalım” psikolojisinin sebebi sadece sayaçlar değil. En çok sayı çıkaran makineye ay sonunda ödül verilecek. Böylece hem işçiler daha seri çalışıyor, hem de işçilerin durumu sorgulaması, birlik olması engelleniyor. Küçük bir ödülle işçi kendine “niye bu kadar kendimi parçalıyorum?” sorusunu kolay kolay soramıyor. Her bir makinede en az üç kişi çalıştığını söylemiştim. Ay sonunda ödül makine başında çalışan bu 3 kişiye bölüştürülecek. Tabi ki bu 3 kişinin “uyum” içinde çalışması zorunlu kılınıyor. Eğer bu 3 kişiden biri diğeri kadar seri ve hırslı çalışmıyorsa hemen dışlanıyor “Bak senin yüzünden sayı çıkaramıyoruz, çok tuvalete gidiyorsun. Çok su içmeye gidiyorsun. Senin yüzünden ay sonunda ödülü biz alamayacağız” lafları söylenmeye başladı bile. Bundan çıkan gerilimler işçilerin arasındaki dayanışmayı ve kardeşliği daha da parçalıyor. Böylelikle ustabaşı veya patron temsilcilerinin işçilere “hadi hadi” demesine de gerek kalmıyor. Bunu zaten işçi diğer işçi arkadaşına kendisi söylüyor.
Patronun işçiler arasında oluşturduğu rekabet üretim sayılarını arttırmakla kalmıyor sadece, aynı zamanda işçileri birbirine düşman ederek örgütlü olmalarının önüne engeller koyuyor. Sadece sayaçlarla da kalmıyorlar. İşçilerin görebilecekleri alanlara beyaz tahtalar üzerinde şemalarla üretim rakamları yazılıyor. Her vardiyada üretilen rakamlar hedefin altında yapıldıysa kırmızı puntolar, hedefi gerçekleştirmiş veya geçmiş ise mavi puntolarla yazılarak işçilerin vardiyalar arasındaki “başarı ve başarısızlıkları” sürekli olarak gündem haline getiriliyor. Sendikalı olduğumuz bu işyerinde yakında toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başlayacak. Daha çok kenetlenmemiz gerekiyorken biz işçiler birbirimize düşmanlaştırılıyor, bölünüp parçalanıyoruz. Böylelikle patron ve temsilcileri bir taşla iki kuş vurmuş oluyor.
Hâlbuki bizleri bölmekte kullandıkları “ödüller” patronların kazandıklarının yanında bir hiç. Zaten hakkımız olan ücretleri bizlere ödül diye yutturup kendileri milyon dolarlar kazanıyorlar. Patronun işçileri bölmek için kullandığı bu yöntemler maalesef örgütsüz olduğumuz için işe yarıyor. Gece gündüz fabrikalarda kan ter içinde çalışıyor, üretiyoruz. Patronlar sefahat içinde yaşarken biz işçiler makine başında ömür tüketiyoruz. Karşılığında aldığımız ise patronların kazandıklarının yanında bir hiç.
Patronlar türlü yol ve yöntemlerle işçileri bölmeye çalışıyorlar. Maalesef işçiler örgütlü ve bilinçli olmadıkları için patronların bu tür oyunlarını boşa çıkaramıyorlar. Makine başına yerleştirilmiş, kırmızı büyük puntolarla ışıklandırılmış bir sayaç işçileri bölmeye yetiyor. Bizleri bu tür oyunlarla birbirimize düşman etmelerine izin vermemeliyiz. İşçileri birbirine düşman eden rekabetçi, bencil, insanı insan olmaktan çıkaran bu düzeni yıkmak örgütlü ve bilinçli işçilerin elinde. Yani örgütlü ve bilinçli olmaktan başka çaremiz yok.
Kemal Türkler Mezarı Başında Anıldı
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı temsilcileri, 2025 yılı için belirledikleri asgari ücreti düzenledikleri ortak toplantıyla açıkladılar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Çalışma ve Sosyal...
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...