Buradasınız
İş Saatleri Kısaltılsın, Herkese İş ve İnsanca Yaşama Hakkı!
İşçi kardeşler!
Hepimiz gün geçtikçe uzatılan iş saatlerinden haklı olarak şikâyet ediyoruz. Gece gündüz demeden yoğun bir tempoyla üç kuruş paraya, bitkin düşene kadar çalıştırılıyoruz. Birçoğumuz artık tezgâh başında sabahlıyor. İş saatleri uzadıkça bırakalım insan gibi yaşamayı, eş ve çocuklarımızı, komşu ve akrabalarımızı unutur olduk.
Ama patronlar sınıfı 8 saat çalışmamızı dahi az buluyor. Onlara göre işçiler 10 saat, hatta 12 saatten fazla çalışmalı! Zaten çoktandır birçok sektör ve işyerinde 8 saatin çok üstünde çalışma yaptırılıyor. Çalışma saatleri fiilen 10-12 saatin üzerine çıkmış bulunuyor. Öyle ki üç vardiya halinde 8 saat çalışma neredeyse ortadan kalkıyor ve bunun yerini 12 saatlik çalışma döngüsü alıyor. Böylece 8 saatlik yasal çalışma hakkı fiilen işçilerin elinden alınmış oluyor. Patronların amacı yasa düzeyinde de bu hakkı ortadan kaldırmaktır.
Karın tokluğuna uzun saatler boyu çalışmak kölelik değil de nedir? Bundan dolayı biz işçiler, iş saatlerinin acilen kısaltılmasını istiyoruz. Her işçinin insanca yaşayabileceği bir ücret talep ediyoruz. Ücretlerimiz düşürülmeden, iş saatleri kısaltılmalı ve vardiya sayısı arttırılmalıdır. Bizler ömür boyu çalıştığımız halde, ne dinlenebiliyoruz ne tatil yapabiliyoruz. Uzun saatler boyu çalışmak bedenimizi yoruyor, ruh sağlığımızı sakatlıyor. Bir robot gibi, bir makine gibi fabrikanın dört duvarı içinde ömrümüz geçip gitsin istemiyoruz. İşyeri dışında başka bir yaşam olduğunu biliyoruz ve insanca yaşamak istiyoruz.
İş saatlerinin kısaltılmasını talep etmemiz hayalcilik mi? Bilim ve teknolojinin olanakları iş saatlerinin kısaltılmasını ve herkese iş olanağı sağlanmasını mümkün kılıyor. Böylece toplumda işsiz kimse kalmaz. Üretim kapasitesi 100 yıl öncesiyle karşılaştırılamayacak oranda artmıştır. Artık bir otomobili üretmek, bir kumaşı dokumak veya elbise haline getirmek saniyeler içinde mümkün hale gelmiştir. Otomobil firmalarının üretim bandından her 80 saniyede bir araba çıkarmakla övünmeleri bunun kanıtıdır. Hiç kimse işçiliğin verimsiz olduğunu, işçilerin tembel olduğunu ileri süremez. Gözünü kâr hırsı bürüyen patronların az sayıda işçiyle, çok ama çok büyük miktarlarda üretim yaptırdığını kendi çalıştığımız fabrikalara bakarak görebiliriz.
İş saatlerinin düşürülmesi, toplumsal bir sorun olan işsizliği de çözecektir. Ne var ki bizler, ne iş saatlerinin kısaltılmasını ne de işsizliğin önlenmesini patronlardan bekleyebiliriz. İşçi sınıfı yasal 8 saatlik çalışma hakkını patronların iyi niyetiyle kazanmadı. 1886 yılında bütün dünyada işçiler iş saatlerinin 14-16 saatten 8 saate düşürülmesini, patronların ve o günkü yasaların her türlü engeline rağmen başarmışlardı. Yani 8 saatlik çalışma hakkını sınıfımızın önceki kuşakları büyük mücadeleler vererek kazanmışlardı. İş saatlerinin düşürülmesi için öncelikle örgütlenmiş, bütün fabrikalarda bu talebi dillendirmiş ve patronlardan bu hakkı almak için sımsıkı kenetlenmişlerdi. Mitinglerle, yürüyüş ve grevlerle 8 saatlik çalışma hakkını bütün dünyaya ilan etmişlerdi. 8 saatlik çalışma hakkının başını çeken Amerikalı işçi kardeşlerimizin sloganı şuydu: “8 Saat Çalışma, 8 Saat Uyku, 8 Saat Canımız Ne İsterse!”
Kardeşler!
Bilim ve teknolojinin geldiği düzey bugün iş saatlerinin 4 saate düşürülmesini fazlasıyla olanaklı hale getirmiştir. Ücretler düşürülmeden ve hatta ücretlerde artış yapılarak çalışma saatlerini 4 saate düşürmek mümkündür. Böylece dünya genelinde işsiz olan yüz milyonlarca işçi işsizliğin pençesinden kurtularak üretime katılmış olacaktır. Peki, patronlar iş saatlerinin düşürülmesine, işsizlere iş bulunmasına niye karşı çıkıyorlar? Çünkü insanların işsiz, aç ve sefil kalması onların umurunda değildir. Onlar yalnızca kârlarını büyütmeyi düşünüyorlar. Yani patronların kârları düşmesin diye milyonlarca işçi gece gündüz çalışıyor ve milyonlarca işçi işsizlik girdabında boğuşuyor. Milyonlarca insan açlığın, hastalığın ve sefaletin kucağında yaşam savaşı veriyor. İşte kapitalizm budur.
Tüm bu olanaklara rağmen, patronlar çalışma saatlerini azaltmak yerine, tam tersine, 10-12 saate çıkartmış bulunuyorlar. Bunun nedeni bellidir. Biz işçiler örgütlü değiliz ve haklarımız için mücadele vermiyoruz. Örgütsüz olduğumuz için, sınıf kardeşlerimizin on yıllar önce kazandığı 8 saatlik çalışma hakkına bile sahip çıkamıyoruz. Eğer tez elden örgütlenip mücadele etmezsek patronlar 10-12 saatlik çalışma düzenini yasalaştıracaklar. Ama örgütlenip mücadele edersek 8 saatlik çalışma hakkımızı koruyabilir ve hatta iş saatlerinin daha da aşağı çekilmesini ve herkese iş sağlanmasını kabul ettirebiliriz.
İş Saatleri Düşürülsün!
Herkese İş!
Herkese İnsanca Yaşanacak bir Ücret!
Fiziki ve Manevi Yıpranmaya Karşı Herkese Yeterli Dinlenme Hakkı ve Serbest Zaman!
46. Yılında Kavel Destanı
Boyun Eğmeyeceğiz!
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- İşçi Dayanışması 193. Sayı Çıktı!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
Son Eklenenler
- Arjantin’de sendikaların çağrısıyla işçiler 9 Mayısta 24 saatliğine genel greve gitti. Faşist devlet başkanı Javier Milei ve hükümetine karşı yapılan genel grev çağrısına çeşitli sektörlerden işçiler karşılık verdi. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT...
- Zorlu bir yıldan geçerken işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı, heyecan ve coşku içinde karşıladık. UİD-DER olarak 1 Mayıs’a işçi kentleri Lüleburgaz ve Bursa’da katıldık. Lüleburgaz’da geçirdiğimiz ilk 1 Mayıs’ımız...
- Emekli bir işçi: Bu 1 Mayıs’ta da sınıf kardeşlerimizle kol kola yürüdük. Sınıfımızın taleplerini hep birlikte haykırdık. İyi ki önümüzde bizlere yolu açan sınıfımızın mücadele örgütü UİD-DER var. Kendini, sınıfın taleplerine ve sadece sınıfın...
- Bugün 13 Mayıs 2024. Soma madenci katliamının 10. yıldönümü. 10 yıldır dinmeyen bir acı ve öfkedir Soma Türkiye işçi sınıfının kalbinde. Çünkü Soma’nın hesabı sorulmadı, çünkü Somalar devam ediyor, çünkü kapitalistlerin kâr hırsı yeni Somaların...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- Çorum’un Dodurga ilçesinde bulunan maden ocağında faaliyet gösteren ODAŞ Elektrik bünyesindeki Yel Enerji’de çalışan işçiler patronun sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta direnişe başladı. Yel Enerji işçileri kötü çalışma koşulları ve düşük...
- Sınıfımızın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele örgütümüz UİD-DER, bu sene 1 Mayıs’ı işçi kentleri olan Bursa ve Lüleburgaz’da kutlama kararı aldı. Bizler de bu doğrultuda tüm hazırlıklarımızı yaparak...
- Öz İplik-İş Sendikası, Başkanlar Kurulunu, direnişteki Durak Tekstil işçileriyle dayanışmak amacıyla Bursa’da gerçekleştirdi. Kurulun ardından sendika yöneticileri direnişlerinin 83. gününde Durak Tekstil işçilerini ziyaret etti. Burada yapılan...
- 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü. Her 1 Mayıs’ta UİD-DER’li mücadeleci işçiler bir gelincik tarlasını andırır gibi dolduruyorlar meydanları. Her 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının bu çalışkan evlatları coşku dolu, disiplinli...
- Merhaba dostlar, uzun zamandan beri çalışma şartlarım nedeniyle birçok etkinliğe katılamıyordum. Yaşımın genç olmasına rağmen heyecanımı yitirmiştim. Hem yaşadığım şehirlerde etkinliklerin olmaması hem de maddi imkânsızlıklar yüzünden uzak kalmıştım...
- İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lisenin müdürü 74 yaşındaki emekli öğretmen İbrahim Oktugan öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Öğretmenler “Can Güvenliğimiz Sağlansın, Gerekli Tedbirler alınsın!” talebiyle İzmir’den Bursa’ya, Mardin’...
- 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve 12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası vesilesiyle 10 Mayısta İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hemşire ve ebeler basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...