Buradasınız
Sendikalarımızı Mücadele Etmeye Zorlamalıyız
Tuzla’dan bir grup metal işçisi
Metal sektöründe çalışan bir grup işçiyiz. Çalıştığımız fabrika dünya çapında bilinen ve enerji sektöründeki ilk on firmadan biri. Öyle ki günlük üretimi yüz binlerce lira diyebiliriz. Böyle bir fabrikada her şeyin güllük gülistanlık olduğunu düşünebilirsiniz. Ama ne yazık ki durum hiç de öyle değil.
En önemli sorunumuz taşeron ve kadrolu işçiler olarak aynı işi birbirinden ayrıştırılmış şekilde yapmamız. Bizim birlik ve beraberlik içinde hareket etmemizi engellemek için patron böyle bir çözüm bulmuş. Uygulamalar da bu ayrımı körüklemek üzere devreye sokuluyor. Taşeron çalışan arkadaşlar her türlü haktan mahrum kalıyor. Mesai ücretleri arasında farklar var. Ücretsiz izinlerle emeklerimiz gasp ediliyor. Bir ay önce bizi iş olmadığı gerekçesiyle ücretsiz olarak izne çıkardılar. Zaten aldığımız asgari ücretle geçinemezken ay sonunda daha da düşmüş oldu. Bizler de bu duruma tepki gösterdik ve ücretsiz izinlere karşı çıktık. Ücretsiz izinlerimizin ücretli yapılması için imza topladık. Bunun üzerine bizi izne çıkardıkları sürenin ücretini ödeyeceklerini duyurdular. Kısa bir süre önce ödediler de. Ancak hemen arkasından da ödedikleri bu paraları gelecek ay yapılacak fazla mesai ücretlerimizden keseceklerini duyurdular. Bu da fazla mesai yaptığımız saatleri günlük çalışma saat ücretimizden sayacakları ve fazla mesai farklarımızı da iç edecekleri anlamına geliyor. Bu yolla patron bize bir verip iki geri alıyor.
Sadece denetleme zamanlarında verilen iş güvenliği eğitimi ise ayrı bir hikâyedir. Mecbur olmasalar bunu bile vermeyi zaman kaybı olarak görüyorlar. Üç vardiya şeklinde çalışıyoruz. Birçoğumuz bir vardiya çalışıp devamındaki vardiyaya da fazla mesaiye kalıyoruz. Öyle çok istediğimiz için değil, mecbur bırakılıyoruz. Kalmak zorundayız. 16 saat çalışma sırasında sadece iki kez mola verebiliyoruz. Ve bu kadar uzun çalışmak zorunda kalmak iş kazalarına da neden oluyor. Daha bitmedi…
Sanayide yemekhanemiz diğer fabrikaların birçoğu ile ortak olduğu için dışarıda yemek sırası bekliyoruz. Biz üzerimizde iş formalarımız dışında bir şey yokken, kış koşullarında kafamıza kar yağarken yemek sırasında oluyoruz. Bu arada zaten çok kıymetli olan bir molamız sıra beklemekle heba oluyor. Bize verilen iş kıyafetlerimiz de nerede nasıl yapılıp getirildiyse boyası ya da başka kullanılan malzemeler nedeniyle kanserojen olduğunu düşünüyoruz. Çünkü iş elbiselerimiz verildiği günden bu yana birçok arkadaşımızın cildinde alerjik hastalıklar ortaya çıktı. Bütün bu sorunların yaşandığı fabrikada kısa bir süre önce sendikalaştık. Sendikaya üye olunca biz bütün sorunlarımızın çözüleceğini sanmıştık. Ama gördük ki sadece sendikaya üye olmakla, onu fabrikada örgütlemeyi başarmakla her şeyi başarmış olmuyorsun. Biz haklarımızı bilmedikçe ve birlikte hareket etmedikçe bu sorunlar olduğu yerde durmaya devam ediyor. Elbette şimdi eskiye göre daha fazla mücadele etme olanağımız var. Biz birleşip, birbirimize sahip çıktıkça sendikamızı da harekete geçirebiliriz. En azından artık bir sendikamız var ve o biz varsak olabilecek bir şey. Eğer biz ona sahip çıkıp harekete geçiremezsek fabrika yönetimi bir yolunu bulup bu örgütlülüğü elimizden almaya çalışır. Bu nedenle tek çaremiz birleşerek örgütlü mücadele etmektir.
Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...