Buradasınız
Soda İşçisiyle Soda-Kromsan Grevi Üzerine Söyleşi

UİD-DER: Merhaba, bize kendinizi tanıtır mısınız? Hangi fabrikada kaç yıllık işçisiniz?
Soda İşçisi: Soda sanayide çalışıyorum. 10 yıllık işçiyim.
Soda Sanayide kaç işçi çalışıyor? Ne üretiyorsunuz? Çalışma koşulları nasıldı?Kadrolu olan 283 tane işçi var. Soda, rafineli karbonat, iri soda üretiyoruz, ürünler kendi içlerinde bölünüyor. Kimyasal bir fabrikada çalışıyoruz. Amonyak özellikle rahatsız olduğumuz bir gaz türü. Gün içerisinde vardiya boyunca maruz kaldığımız anlar fazlasıyla oluyor. Gerekli tedbirleri almamıza, koruyucu malzemeleri kullanmamıza rağmen bu sıkıntıları aşamadığımız anlar oluyor. Amonyaktan kaynaklı bazı arkadaşlarımızın iş kazası yaptıklarını da bizler biliyoruz.
Bize greve çıkma sürecinizi anlatır mısınız?
Özellikle yeni eleman sayısının çok fazla olmasından kaynaklı bir ücret politikası vardı işverenin. Ücretler çok düşük. Ben 10 yıldır bu fabrikadayım. 10 yıldan beri süregelen bir şeydi. Alttan alta, giden emeklilerin yerine, hep düşük ücret politikası uygulandı. Bu seneki sözleşmede gelinen son süreçte 156 liraydı işverenin teklifi. Bizim istediğimiz rakam ise 350 lira seyyanen. Bu 156 lira bizim ücret ortalamamızın yaklaşık %10’una tekabül ediyordu. Buda bizi kurtarmadığı için özellikle yeni işe giren arkadaşlarımızın dirençli olmasından dolayı greve çıkma süreci yaşadık.
Petrol-İş bu fabrikalarda çok uzun yıllardır örgütlü. 22 yıl aradan sonra örgütlenen bu grevde siz neler hissediyorsunuz?
Soda ve Kromsan’da daha önce servislerimiz çok farklıydı, güzergâhlarımız çok farklıydı, yemekhanelerimiz ayrı ayrıydı. Daha sonra işveren, 2008 krizinden sonra bunları birleştirdi. Soda-Kromsan işçileri, aynı serviste gidip gelmeye başladı, yemekhanelerimiz aynı oldu, beraber yemek yemeye başladık. Bu süreç içerisinde bizler iyice kaynaştık. Tanımadığımız insanlarla tanışıp daha samimi olduk. Birbirimize karşı güvenimiz arttı. Onlar bizi çok iyi tanıdı, bizler onları çok iyi tanıdık. Tek bir profilde toplanmış işçi kitlesi gibi olduk diyebilirim. Daha önceki sözleşmelerde bu bizim önümüzde çok büyük problemler yaratırdı. Daha önce imzalanan sözleşmelerde Soda tarafına suç atılırdı. İşte ‘Soda işçileri böyle istedi, Kromcular böyle istedi’ gibi söylemler olurdu. Bu söylemler de artık ortadan kalktı. Herkes tek vücut halinde şu an grevine sahip çıkıyor. Grev aslında pek yaşanılması istenmeyen bir olay. Ama olması gereken de bir şeyse -ki bu dönemde işçi arkadaşlarımız özellikle birlikte kenetlenip bunu istediler- bizler de istedik. Çünkü istediğimiz rakamları alamadık, istediğimiz refah düzeyine ulaşamadık. Grevin şu süreçte yaşanma olayı, atmosfer olarak çok iyi. Benim de ilk grevim. Çoğu arkadaşımın da ilk grevi. Bizlerin aldığı maaşlara göre şu andaki, grevdeki dik duruşumuz gayet mükemmel gidiyor.
Greve çıktığınızda ailelerinizin tepkileri nasıldı?
Tabii ilk etapta zor geldi. Grevden sonra neler olabileceği konusunda eşlerimiz, ailelerimiz, annemiz babamız bize bir şeyler sordular. Bizler de onlara gereken cevaplarımızı verdik. Ama o süreçte bizim haklı olduğumuzu, çalıştığımız şartları gayet net anlattığımız için, artık onlardan kaynaklı bir sorun bize gelmiyor. İşin açığı onlardan da büyük bir destek var. Sonuçta aldığımız paralarla geçinemediğimizi birebir olarak onlar gördüğü için, yaşamsal sıkıntıları onlar da bizimle birlikte çekiyor. Ben burada çalışıyorsam eşime ekmek götürmek için çalışıyorum. Aynı şeyleri paylaşıyoruz. Özellikle sosyalliğimiz hiç yok. Aile, çevre olarak eşimizi, dostumuzu, akrabalarımızı ziyaret edemeyecek kadar bir pozisyonumuz var. Fabrika genelindeki tüm arkadaşlarca. Bu tamamen parasızlıktan kaynaklanan, düşük ücretlerden kaynaklanan sıkıntılardan oluşuyor. Zaten sosyalliğin yoksa pek de hoş bir hayatı olmuyor insanın. Bunun için de mücadele etme gereğini hissediyoruz.
Grevde talepleriniz nelerdir?
Aşılmayacak taleplerimiz çok fazla kalmadı. Sadece ücretlerde anlaşamadık. Bizim istediğimiz 350 liraydı, işverenin vermiş olduğu rakam 156 lirada kaldı. Herhangi bir uzlaşma sağlanamadı. Diğer 3’lü paketlerde, kurban parası, ramazan parasında anlaşılmayacak bir şey yok. Sadece ücretlerde anlaşmazlık var şu an.
Grevlerde ve direnişlerde sadece kararlı olmak yeterli mi? Başka neler yapılmalı?
Kitlesel anlamda bir birlikteliğin sağlanması lazım ki, şu an Petrol-İş Şube Başkanı ve yönetim kurulu, bu işi, arkadaşlarımız gerçekten dört dörtlük yapıyorlar. Bunların sonuçlarını ileride alacağımızı düşünüyorum. Gayet emin bir şekilde, onlara güvenimiz sonsuz derecede var. Demokratik kitle örgütlerinin müthiş derecede desteğini görüyoruz. Siyasi partilerden destekler alıyoruz. Bu gibi şeylerin grev sürecini etkileyeceğini, sonuca varacağımız konusunda bize yardımcı olduklarını düşünüyorum.
Amylum, TOGO, belediye, hastane, deri, havacılık işçilerinin mücadelesi de yükseliyor. Buradan mücadele eden ve edecek olan işçi dostlarımıza neler söylemek istersiniz?
Haklarını sonuna kadar arasınlar, kenetlensinler. Başarıya ulaşacaklarından muhakkak ki ben de eminim, onlar da emin olsunlar.
Teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ediyorum. Saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Termikel’de İşçi Kıyımı
- Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Yalçınkaya ile Söyleşi
- Dev Sağlık-İş Bursa Sorumlusu Alper Küçük ile KÇP Üzerine Söyleşi
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.