Buradasınız
Tezgâh Başından!
Kocaeli/Gebze’den bir metal işçisi
Merhaba işçi kardeşlerim. Ben Gebze’de metal fabrikasında çalışan bir işçiyim. Psikolojim malumunuz gece vardiyasından dolayı bozuk. Gece vardiyası insanın doğasına aykırı. Uyku düzensizliği vücudumuzun dengesiyle birlikte psikolojimizi de bozuyor. Gecenin bir vakti düşünceler düşünceleri kovalıyor. “O borcu gelecek ayın maaşıyla kapatırım. Şu borcu kredi kartıyla öderim” gibi. Tabi para yetmediğinden yaptığımız hiçbir ödeme planı istediğimiz gibi işlemiyor. Aldığımız ücretlerle geçinemiyoruz. Sıkıntılarımız dağ gibi büyüyor. Bize diyorlar ya hani “lokmalarınızı, porsiyonlarınızı küçültün” diye. Paşazadelerimiz, konteslerimiz bizlerin adını bile bilmediği meyveler, beynelmilel mutfaklardan leziz yemekler yerken bu aklı veriyorlar. Akıl veriyorlar, tepemizden burunlarının ucundan bakarak. Bu, artık bizim kemerlerimizi sıka sıka midemize giden yolu kesip elimizde kalan son lokmalara da göz dikmek değil de nedir? Siz söyleyin.
Lokma, porsiyon deyince aklıma işyerinde geçen Cuma günü yediğimiz öğle yemeği geldi. Yemek sonrası iki arkadaş fabrikamızda çıkan yemekler konusunda sohbet etmiştik. Porsiyonlar önemli tabi ki! Harcadığımız enerjiyi yeniden almamız gerekiyor. Aldığımız gıdanın porsiyonu ve kalitesi önemli. Fabrikamızda Cuma günlerinin ayrı bir yeri var. Evlerimizde artık sofralarımızda göremediğimiz etli yemekler, türlü türlü güzel yemekler, birbirinden güzel tatlılar hep Cuma günleri çıkar. Bunun nedenini yanımdaki arkadaşıma sorduğumda o da gülerek “yok abi bu bizim fabrikamıza özgü bir durum değil. Ben çok fabrika gezdim hepsinde aynıydı. Hafta içerisinde çıkan yemekler vasat ama Cuma günü lezzetli çıkar” demişti. Gülmüş geçmiştik. Ama düşünsenize ne tuhaf bir zamanın içerisinden geçtiğimizi. Bir hafta gece gündüz çalışıyoruz ve tuhaf bir şekilde etli bir öğlen yemeği sevindiriyor bizleri. Hayatımız boyunca görmediğimiz yüksek enflasyon ve zam yağmuru altında artık eskisi gibi geçinemiyor, beslenemiyor ve barınamıyoruz. En son evde çocuklarla birlikte ne zaman ızgara yaptığımı hatırlamaya çalışıyorum. Düşüncemde asılı kalıyor bulamıyorum.
Evimizde, mahallemizde veya fabrikamızda ekonomik kriz konuşuluyor. Çocuklarımız bile bu durumdan etkileniyorlar. Kendilerince tutumlu olmayı öğreniyorlar. Enflasyon arttıkça iğneden ipliğe her şey zamlanıyor. Aldığımız ücretler ise ateş görmüş buz gibi hızla eriyip buhar oluyor. Yüksek enflasyonun, hayat pahalılığının, yoksulluğumuzun ve açlığımızın sebebi bu kapitalist sistemdir. Birliğimizi sermaye düzeni karşısında daha kuvvetli kılmak için birleşmeliyiz! Zulmün, sömürünün karşısında boyun eğmeyelim!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bazen de REFİK Olmalı!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...