Buradasınız
Tırnağı ve Dişiyle Direnmek!
Kocaeli/Gebze’den bir kadın işçi
DİRENDİM açlığa, zulme ve sömürüye
Güzel günler için DİRENİYORUM
Çocuğumla, eşimle
Tırnağımla, dişimle DİRENECEĞİM.
15 Aralık 1978’de Maden-İş’in “greve devam” kararı aldığı toplantının yapıldığı salonun duvarında asılı dev bir afişte yazıyordu yukarıdaki sözler. 30 bin metal işçisi ile metal patronlarının örgütü olan MESS arasında kıyasıya pazarlıklar sonuçsuz kalmış, işçi sınıfına onuruyla direnmekten başka bir yol bırakılmamıştı. Yaklaşık 8 ay süren ve tarihe “büyük grev” diye geçen grev, türlü zorlukların ancak örgütlü sınıf dayanışması ile aşılabileceğini göstermiş önemli bir deneyim olarak sınıf tarihimize geçmiştir. Dayanışma evde, mahallede, kahvede, tarlada ve fabrikalarda büyüyerek devam etmiş ve MESS’e diz çöktürülmüştü. İşçiler taleplerini MESS’in grevi kırmak için tertip ettiği oyunları boşa düşüren kararlı direnişleri sayesinde elde etmişti. Bu başarının arkasında Maden-İş ve mücadeleci yöneticileri, öncü işçiler, sınıf mücadelesini güçlendiren gençler, kadınlar ve ilerici kurumlar vardı.
Mücadeleci emekçi kadınların oluşturduğu İlerici Kadınlar Derneğinin yani İKD’nin de grevin gücünü yitirmeden devam edişinde, uzun soluklu oluşunda büyük katkıları olmuştu. Grevci işçi ailelerini ziyaret eden mücadeleci kadınlar, işçi eşlerine grevin haklılığını, greve destek vermeleri gerektiğini anlattılar. Grevin kadınlar tarafından sahiplenilmesini, işçi eşleri arasında koordinasyon kurulmasını sağladılar. Mücadeleci kadınlar işçi eşleri ve çocuklarıyla grev alanlarını ziyaret ederek dayanışmayı güçlendirdiler. Evlerde bir araya gelerek grev alanına götürmek üzere yemekler yaptılar. Dayanışma masaları kurarak maddi ve ayni yardım topladılar. Birçok bölgede dayanışma geceleri örgütlediler. Güzel günler için direndiler, kardeşiyle, çocuğuyla, eşiyle… Tırnaklarıyla, dişleriyle direndiler. Kazanım tüm işçi sınıfının kazanımı olmuştu.
1977-1978 “büyük grev”inden önce toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin hazırlıkları aylar öncesinden başlamış, talepler bizzat işçiler tarafından belirlenmiş ve Maden-İş de büyük bir kararlılık ve özveriyle grev diyerek süreci kazanımla sonuçlandırmıştı.
Bugün de 130 bin metal işçisinin toplu iş sözleşmesi gündemimizde. Bu sözleşme tüm Türkiye işçi sınıfı açısından önemli bir sözleşme. Yalnızca 130 bin işçiyi ilgilendirmiyor. Sendikasız metal işçilerini, diğer sendikaların sözleşmelerini, genel olarak tüm işçileri bağlayan, ücretleri belirleyen bir sözleşme olacak. Ekonomik krizin emekçilerin evinde giderek hissedilir olması nedeniyle evin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamayan ailelerin bu sözleşmeden beklentisi büyük. Yüksek enflasyon ve zamlar karşısında eriyen ücretler en temel ihtiyaçların karşılanmasında yetersiz kalıyor.
Bir de işin şu yanı var: Metal işkolunda kadınlar olarak erkek işçilere göre sayıca daha azız ama giderek sayımız artıyor. Biz metal işçisi kadınların sorunları var. Bu sorunlarımız sözleşme taslaklarına yeteri kadar girememekte ve mücadele konusu yapılmamaktadır. Oysa kreş, doğum ve emzirme izinlerinin uzatılması, gece vardiyasının yasaklanması gibi taleplerimiz kadın ve erkek işçiler olarak uğrunda birlikte mücadele etmemiz gereken taleplerdir. Tıpkı diğer bütün taleplerimiz gibi.
İşçi sınıfı grev yasaklarına, işten çıkarmalara, düşük ücretlere, güvencesiz çalışmaya, hayat pahalılığına, yoksulluğa karşı mücadelesini ancak kadınıyla erkeğiyle birlik içinde olursa kazanabilir. İşçi sınıfı haklarını ancak bu şekilde koruyabilir ve geliştirebilir.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...