Buradasınız
UİD-DER’in Faaliyetleri Bütün Coşkusu ve Disipliniyle Sürüyor
Derneğimizin yürüttüğü faaliyetler bütün coşkusu ve disipliniyle sürüyor. Yaz boyunca yaz sineması kapsamında işçilerin sorunlarını ele alan film gösterimleri yaptık. Eylül ayına da Beynelmilel filmini göstererek girdik. Film, 12 Eylül 1980 darbesini trajikomik bir dille anlatıyor. Nükleer santrallerin kapatılması için başlattığımız kampanya, 12 Eylül darbecilerinden hesap sorulması için yapılan miting çalışmasıyla devam etti. Temsilciliklerimizde 12 Eylül darbesinin işçi sınıfının örgütlülüğünü nasıl dağıttığı, işçilerin mücadelesinin önüne nasıl geçtiği ve darbecilerden neden hesap sormak gerektiği üzerine bir seminer yaptık. Fabrika önlerinde, duraklarda ve işçi mahallelerinde 12 Eylül’ün asıl mağduru olan işçilere bildiriler dağıttık ve mitinge çağrı yaptık. 11 Eylülde ise, çeşitli bölgelerden, işyerlerinden ve mahallelerden gelen işçi kardeşlerimizle birlikte, işçi sınıfının disiplinine yakışır bir şekilde miting alanında yerimizi aldık.
Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami sonrasında patronlar sınıfının ve onların hükümetlerinin onca övdüğü nükleer santraller patladı. Santrallerden sızan radyasyon havaya ve tüm yiyeceklere karışarak insanlığı tehdit etmeye başladı. Onlarca Japon işçi, nükleer santrallerin kapatılması sırasında öldü. Çernobil’den sonra Japonya’da patlak veren nükleer santral kazası son olmayacaktır. Nitekim Fransa’da meydana gelen patlama bunun açık bir kanıtı. Nükleer santrallerin kapatılması için Japon işçi sendikaları, Tüm Nükleer Santraller Derhal Kapatılsın şiarıyla bir imza kampanyası başlatmış bulunuyor. Türkiye’de ise bu kampanyayı derneğimiz UİD-DER yürütüyor. Bu kapsamda birçok kentte ve İstanbul’un çeşitli bölgelerinde stantlar kurarak, fabrikalara, işçi evlerine, kahvelere, çevre örgütlerine ve sendikalara giderek imza topluyoruz. Gittiğimiz her yerde nükleer santrallerin insanlık için nasıl bir felaket olduğunu anlatıyoruz.
Şu ana kadar binlerce insan imza verdi. İnsanların önemli bir kısmı kendiliğinden gelip imza veriyor. Ama korkanlar, milliyetçi temelde karşı çıkanlar ya da umutsuz olanlar da yok değil. Meselâ kimi emekçi kardeşlerimiz “neden nükleer santrallere karşı çıkıyorsunuz, Türkiye’nin buna ihtiyacı var, ülkemizin gelişmesini istemiyor musunuz?” diye itiraz ediyor. Biz de bu kampanyanın uluslararası bir kampanya olduğunu, tüm devletlere aynı çağrının yapıldığını, nükleer santrallerin insanlığın düşmanı olduğunu, insanlığa yararlı alternatif enerji kaynakları bulunduğunu, ama çok kârlı olmadığı için patronların ve devletlerin buralara yatırım yapmadığını anlatıyoruz. Nükleer santrallerin kustuğu ölümün dünyadaki tüm insanları tehdit ettiğine, Türk, Alman, Rus diye ayırmadığına dikkat çekiyoruz.
Kimi işçi kardeşlerimiz de “bir imzadan ne olacak ki, imza toplamakla nükleer santrallerin kapatılacağına inanıyor musunuz?” diye soruyorlar. Biz de “bir imza vermekle keşke nükleer santraller kapatılsaydı” diyerek şunları anlatıyoruz: Bir imzayla nükleer santraller kapatılmayacak, ama bu kampanya sayesinde ne kadar çok insana ulaşırsak o kadar çok insan nükleer santraller hakkında bilgilenmiş olacak, duyarlılığı artacak. Bu kampanyanın amacı insanları düşünmeye ve duyarlı olmaya çağırmaktır. Siz de duyarlı olun, bu kampanyayı yayın. Duyarlı olan insanların sayısının artması demek, nükleer santrallere karşı toplumun ses vermesi demektir. Ama bu da yetmez. Nükleer santrallerin tüm dünyada insanlığa ölüm kusmaması için mücadele etmeliyiz. Emekçiler toplumsal muhalefeti yükseltmediği ve mücadele etmediği müddetçe hiçbir devlet nükleer santral kurma sevdasından vazgeçmeyecektir. Biz şu ya da bu millet ve devlet demeden tüm dünyada santrallere karşı çıkıyoruz.
Tüm bu anlattıklarımız karşılığını buluyor. UİD-DER, adına yakışır bir şekilde uluslararası kampanyanın bir parçası. İnsanların sömürülmediği, açlık ve yoksulluğun olmadığı, savaşların yaşanmadığı, nükleer santrallerin ölüm kusmadığı bir dünya kurmak için çalışmak, ter akıtmak gerekiyor. İşte UİD-DER’li işçiler de bunu yapıyorlar. Tüm işçi kardeşlerimizi bu çalışmanın bir parçası olmaya çağırıyoruz!
Çürümeye Boyun Eğmeyelim!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
Son Eklenenler
- İzmir Kemalpaşa’da grevde olan Petrol-İş üyesi Temel Conta işçileri, patronun grev kırıcılığını tespit ettirmek için açtıkları davanın duruşması öncesi Bayraklı Adliyesi Ek Binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. İstanbul Şişli Belediyesi...
- İnsanların kardeşçe yaşayacağı bir dünya özleyen, böyle bir dünyayı kurabilecek tek güç olan örgütlü işçi sınıfının mücadelesine inanan, o mücadelede yer alan nice şair, yazar, sanatçı var. Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal bu sanatçılardan ikisidir....
- Tuzla’da bulunan Reckitt Benckiser’de Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler 27 Mayısta greve çıktılar. Bizler de UİD-DER’li işçiler olarak grevci işçileri mücadelelerinde yalnız bırakmıyoruz. Grevlerinin 17. gününde işçi kardeşlerimizi tekrar...
- İsrail devleti Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkına yönelik bir soykırım gerçekleştiriyor. Egemenler kimi zaman bu katliamı sözde kınadıklarını belirtseler de İsrail’le her türlü ekonomik ve politik ilişkiyi sürdürmeye devam ediyorlar. Egemenlerin...
- ABD Başkanı Trump, göçmen karşıtı politikalarını sürdüyor. Göçmenleri hedef alarak açık bir savaş ilan eden Trump’ın ABD’sinde, göçmen işçi ve öğrencilerin vizeleri iptal ediliyor, göçmen işçiler tutuklanıyor ve sınır dışı ediliyorlar. ABD’li...
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi bundan tam 55 yıl önce bu topraklardaki işçi sınıfının tarihine altın harflerle yazıldı. O tarihten bu yana örgütlü işçi sınıfı bu iki günü anarak yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. 15-16 Haziran, örgütlü işçi...
- 12 Haziran, Birleşmiş Milletler tarafından 2002 yılında Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilan edildi. Ne yazık ki o zamandan bu zamana çocuk işçiliğin azalması bir yana, 1800’lü yıllara benzer koşullar yaratıldı. Patronlar için tatlı kârlar...
- KESK Ankara Şubeler Platformu ve emekten yana siyasi partiler 11 Haziranda, ABD Büyükelçiliği önünde siyonist İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırımı, Türkiye limanlarından İsrail’e askeri malzeme taşınmasını, Gazze’ye insani malzeme...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, 29 Mayısta greve çıkmıştı. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyesi işçiler, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş sendikası üyeleriyle aynı işi...
- Yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım, her başarının ancak büyük emekler vererek, sabırla çalışarak elde edildiğini görürüz. Henüz ilk denemede iyi sonuçlar elde etmek, hedefe ulaşmak mümkün değildir. Özellikle toplumsal alanda hiçbir değişim bir...
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....