Buradasınız
Uzay Çağında Çöpte Yaşam Aramak!
Tuzla’dan bir işçi
Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
Düşün, olasılık, atom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda,
Atıp bir kıyıya iki zamanı
Yarının çocukları, gülleri için
Her birinin ayva tüyü, çilleri için,
Koymuş postasını,
Görmüş restini.
He canım,
Sen getir üstünü
Fotoğraflara bakıyorum; Doğu Afrika’da bulunan Madagaskar’daki kadınlara, erkeklere, çocuklara. Uzun uzun bakıyorum; içinde yaşamakta olduğum dünyayı tekrar tekrar sorgulatan fotoğraflara. Fotoğraflar neler anlatabilir? Sefaleti nasıl anlatır mesela? Çöplükler içinde yaşamı aramak, yaşayabilmek için tüm bunlara katlanmak zorunda bırakılmak ne kadar anlaşılabilir? Kapacakları enfeksiyon, ellerine batacak bir enjektör yetecektir onları yaşamdan koparmaya. Endişe etmediklerini söylüyorlardı. Başka hiçbir çözüm yolu bulamadığımızda hep dediğimiz gibi diyorlardı onlar da: “Tanrı bizi koruyacaktır.” Analar küçücük çocuklarıyla birlikte satabilecekleri bir metal parçasını ayrıştırıyorlardı ölü fareler ve ölü köpekler arasında. Ölümün kol gezdiği çevrede bir gün daha hayatta kalmaya çalışıyorlardı anneleriyle birlikte çocuklar. Ne acıdır ki dünyadaki tüm güzellikleri yaratan ellere biçilen kader hastalık, açlık, sefalet!
Küçücük çocukları görüyorum küçücük elleriyle hayata tutunmaya çalışırken. Şiddetlenen yağmurdan bir naylon poşetle korunmaya çalışarak çıplak elleri ve ayaklarıyla bir şeyler arayan kapkara gözler. Reklamları hatırlıyorum: “Kirlenmek güzeldir” diyenleri… Kirlenmenin güzel olması için bilmek gerekmez mi temiz olmanın ne demek olduğunu? Peki, ya hiç temiz kalmadıysan? Kimler girer acep bu kategoriye? Oyunlar oynayan, dışarıda umursamazca koşabilen, yarına dair bir endişesi olmayan, masmavi güzel günlerde belki naylon poşetini sırf uçurtma yapıp uçurtmak için kullanacak olan çocukları düşlemek çok mu uzak bu günlere?
21. yüzyılda insanlığın içinde bulunduğu ahvali daha nasıl anlatmalı? Son günlerde konuşulanlar bir bir aklıma geliyor. Yaşam ihtimali olan gezegenler bulmak için yapılanlar, yapay zekâ, endüstri 4.0 devrimi ve uzayıp giden diğer çalışmalar… Diğer tarafta fotoğrafların anlattıkları… Dünyamızdaki varlık içinde yokluğa, yoksunluğa mahkûm edilmek ile başka bir gezegende yaşam arayışları; korkunç bir yoksulluğun karşısında yapay zekâ üzerindeki çalışmalar; vatandaşlık alan robot ile henüz en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan emekçiler; endüstri 4.0 ile yapılan insansız fabrikalar ile karşısında hiçbir canlının temas dahi etmemesi gereken tıbbi ve kimyasal atıklardan oluşan çöplükler ve içinde hayata tutunmaya çalışan insanlar… Bu akıl almaz çelişkiler gün geçtikçe derinleşiyor!
Oysa neler söylemişti kapitalist dünyanın efendileri milenyuma doğru giderken. Her türlü kötülüğün anası olan o malum iki kutuplu dünya son bulmuş ve elbette insanlık için en iyisi olan kapitalizm kazanmıştı! Böylece kapitalizm tüm dünyayı kanatlarının altına alacak ve yeryüzü cennetini oluşturacaktı! İnsanlık hiç olmadığı kadar güzel günler görecek, dünyamızın zenginliği paylaşılacaktı. Yoksulluk, açlık, sefalet artık olmayacaktı. İnsanlığımıza yaraşır bir şekilde yaşanacaktı tüm hayatlar. Çok geçmeden bu propagandanın boş olduğu anlaşıldı. Gelişmiş üretim araçlarına rağmen emekçilerin sorunları çözülmedi.
İçinde yaşadığımız dünyada kapitalizmin yoksul emekçilere sunduğu yaşam işte bu! Onca gelişmişliğine rağmen, eldeki mevcut araçlarla bile açlık, sefalet kökünden kazınabilecekken; bizlere çöplükler içinde, hastalıklarla yaşamayı reva görür kapitalizm. Çaresiz değiliz, hayır. Fotoğraftaki gözler, bizlere umutsuz olmamız gerektiğini anlatmıyor. O kapkara eller bize her şeye rağmen, kapitalizmin tüm çürümüşlüğüne rağmen yaşamı var edebileceğimizi anlatıyor. Baktıkça öfkeleniyoruz ve öfkelendikçe daha da bileniyor sınıf kinimiz. Fotoğraflara bakıp kuru bir üzüntüyle, ya da gözyaşı dökerek bu durumu değiştiremeyeceğimizi biliyoruz. Elbette burjuvazi tüm bunlara bakıp vicdana gelmeyecektir. Yanılgıya kapılmak yok. İnsanlığa yaşatılanların hesabını ancak bu sömürü düzenini tarihin çöplüğüne atarak sorabiliriz. Yeni, yepyeni bir yaşamın temellerini atmak ellerimizde!
“Öyle Ama İşte Ne Yaparsın”
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...