Buradasınız
Yoksulluk Derinleşiyor Borçlarımız Artıyor
Gebze’den bir metal işçisi

Geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığının katlanılamaz boyutlara ulaştığı Türkiye’de işçi ve emekçiler en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanmaktadır. Yıllardır sürdürülen yoksullaştırma politikaları, rejimin baskı ve yasakları, pandemi sürecinde yaratılan korku iklimi, işçilerin hak aramasının engellenmesi, işçilerin sendikal ve siyasal örgütlülüğünün zayıflığı bu durumun başlıca nedenleridir. Bir yanda kibirle, böbürlenerek ekonominin kitabını yazdıklarını söyleyenlerin sefahat içindeki yaşamı, diğer yanda milyonlarca emekçinin açlık ve yoksulluk çilesi. “Yeni bir şey deniyoruz” denilerek yönetilen ekonominin yükü, milyonlarca emekçinin sırtına yıkılmış vaziyette. TL’nin değer kaybetmesi, enflasyonun artışının tarihsel rekorlara imza atması, asgari ücrete veya biraz üzerinde bir ücrete çalışan milyonların yaşamını derinden etkiliyor. İşçi ve emekçiler bu zorlu koşulların üstesinden gelebilmek yani aslında hayatta kalabilmek için yeniden ve yeniden borçlanıyor. Çeşitli ihtiyaçlar nedeniyle ya da borçlarını kapatabilmek için kredi çekmek üzere bankaların yolunu tutan işçi ve emekçilerin sayısı her geçen gün artıyor. Kart borçları tavan yapıyor. Milyonlarca insan borcunu borçlanarak kapatmaya çalışıyor.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Kasım 2021 verileri, bankalardan alınan bireysel kredi ve kredi kartı borcunun 1 trilyon 17 milyar liraya ulaştığını ve tarihi bir rekor kırdığını gösteriyor. Bir önceki yılın kasım ayı verileriyle karşılaştırıldığında, finans kuruluşlarından alınan bireysel kredilerin oranı %18 oranında arttı ve 1 trilyon eşiği ilk kez aşıldı. Bankalardan kullandırılan bireysel kredilerin %46’sını ihtiyaç kredileri, %30’unu konut kredileri, %19’unu kredi kartları, %5’ini ise taşıt kredileri oluşturuyor. Yani ihtiyaç kredisi ve kart borcu yükselmiştir. Üstelik bu verilere enflasyonun patlamalı şekilde yükseldiği Aralık ayı verileri dâhil değil.
Verilerde ayrıca ilk defa kredi kullananların oranlarında da belirgin bir artış olduğu görülüyor. Kasım 2021 itibarıyla 34,8 milyon kişinin bireysel kredi ve kart borcu bulunuyor. Son bir yıl içinde kredi kullanan kişi sayısında 800 bin artış gerçekleşti. İhtiyaç kredisi ve kredi kartı borcu olanların önemli bir kısmı borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşüyor. 2021’de borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşen kişi sayısı 1 milyon 182 bin kişi. Kredi veya kredi kartı borcunu ödeyememiş ve borcu devam eden kişi sayısının ise 4 milyonun üzerinde olduğu biliniyor.
DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi tarafından hazırlanan “Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk Raporu” da ekonomik kriz, siyasi iktidarın ekonomi politikaları, gelir eşitsizliği, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle işçi ve emekçilerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını gösteriyor. Raporda Cumhuriyet tarihinde ilk kez kişi başına düşen milli gelirin 7 yıl boyunca üst üste düştüğü belirtiliyor. 2012 yılında kişi başına düşen milli gelir 12 bin 112 dolarken 2020 yılında 8 bin 599 dolara düşmüştür. Türkiye gelir eşitsizliği konusunda Avrupa ortalamasının çok üzerinde yer alarak listenin en başında bulunuyor. Gelir eşitsizliği zengin ile yoksul arasındaki uçurumu büyütüyor. Türkiye’de en zengin %20’lik grup, en yoksul %20’lik gruptan 9 kat daha fazla gelir elde ediyor. Son 16 yıllık dönemde enflasyonun 5 kat, gıda enflasyonun ise 9 kat arttığını belirten rapor, yüksek fiyatlar karşısında ihtiyaçlarını karşılayamadığı için halkın %58’nin borçlu olduğunu vurguluyor.
İşsizliğin, açlık ve yoksulluğun büyüdüğü, hayat pahalılığın artarak devam ettiği, borcun yeniden borçlanarak sürdürüldüğü koşullarda bizi ancak örgütlülüğümüz kurtarabilir. Ürettiğimiz zenginliklerden daha fazla pay almamız ancak örgütlü mücadeleyle mümkün olabilir.
Enflasyon, Döviz ve TÜİK
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...
- Geçtiğimiz günlerde, sigorta girişleri 1 Ekim 2008’den sonra olanların, emekli olduktan sonra çalıştıkları takdirde emekli maaşlarının kesileceği gündeme geldi. Üç kuruşluk emekli maaşıyla değil geçinmek, zorunlu gıda harcamasını bile karşılamak...
- Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği...
- Kapitalizm altında sağlık sistemi bolca kâr elde edilen büyük bir rant kapısı haline getirildi. Sağlık sektörü patronları için durum böyleyken sağlık çalışanları açısından tablo uzun çalışma saatleri, can güvenliğinin olmadığı iş ortamı, ağır...
- Ben Tahran Üniversitesinde öğrenciyim. Üniversiteye bağlı bir yurtta kalıyorum. Örgütlü bir şekilde hareket etmediğimiz için her gün yeni bir felaket haberiyle uyanıyoruz. Geçtiğimiz ay 14 Şubat akşamı bir arkadaşımızı kaybettik. Hem yurt hem de...
- Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramında Türkiye genelinde iş bıraktı, hastaneler ve İl Sağlık Müdürlükleri önlerinde, kent meydanlarında basın açıklamaları yaptı.
- Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama kentlerinde 6 Martta başlayan Alevilere yönelik saldırılarda yüzlerce kadın, erkek, çocuk katledildi. “Eski rejim kalıntılarının temizlenmesi” bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılarda cihatçı çeteler evlere...
- İstanbul Şişli Belediyesi’nde DİSK/Genel-İş Sendikasına üye işçiler, ücretleri zamanında ödenmediği ve eksik ödendiği için 12 Martta belediye önünde eylem yaptı. İstanbul Tuzla’da bulunan Kuzey Star Tersanesi’nde taşeron şirkette çalışan DİSK/Limter...
- Almanya genelinde Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di’nin çağrısıyla 10 Martta ülke genelindeki havalimanlarında 24 saatlik bir uyarı grevi gerçekleştirildi. Grev nedeniyle Frankfurt, Münih, Berlin ve Hamburg gibi en büyük ve en işlek havalimanlarında...
- Kış neredeyse geçiyor ve şu sıralar çevremdeki herkesten “hastalandım, bir türlü geçmiyor, öksürük devam ediyor” gibi şeyler duyuyorum. Ben de bu hastalığı yakın zamanda atlattım. Sonra kafama şu takıldı: Neden hastalıklar bu kadar uzun sürüyor? Bu...
- Hepimizin bildiği gibi sağlığa erişim bizim için neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Sağlıklı kalmak, yoksullar için Fizan kadar, hatta uzay kadar uzak bir mesele haline geldi. Tıp teknolojisi hızla ilerliyor, ancak sömürü düzeni biz işçileri...
- Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Tezcan Galvaniz’de toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 11 Martta grev başladı. İzmir Narlıdere Belediyesi taşeron şirketi olan NAR-BEL’de...
- İşçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyini yükseltmek için çalışan UİD-DER, bu amaçla işçi sınıfının saflarında mücadele eden sanatçıları ve eserlerini işçilere tanıtmaya devam ediyor. UİD-DER Web TV, bu kapsamda filmleriyle işçi sınıfını anlatan...