Buradasınız
Zam Gelmeyen Tek Şey
Sancaktepe’den bir işçi

Son zamanlarda gıdaya, giyeceğe, faturalara, temizlik malzemelerine gelen zamlar hayatımızı o kadar etkiledi ki artık fabrikada çay ve yemek sohbetlerimizin konusu da bu zamlar oluyor. Geçen gün yine fabrikada konuşurken bir arkadaşımız “su faturalarına gelen zamdan sonra kardeşime her gün banyo yaptığı için söylendim. Her gün banyo mu olur, faturayı ben ödüyorum, dedim” diye anlattı. Bir başka arkadaşımız “eskiden 2-3 kilo domates alabilirken şimdi sayılı domates alıyorum ve her yemeğe domates koymuyorum” dedi. Bir işçi abimiz ise “yanılıyorsunuz her şeye zam gelmedi” dedi. Biz de merakla sorduk: “Neye zam gelmedi abi?” Abimiz kendinden emin bir şekilde arkasına yaslandı ve bir süre gülümseyerek hepimize tek tek baktı. Bir arkadaş “abi meraklandırma artık söyle, neye zam gelmemiş bizim bilmediğimiz?” dedi. Abimiz yüzünde bir tebessümle “bunu nasıl bilemezsiniz; zam gelmeyen tek şey maaşlarımız” dedi. Hepimiz birbirimize baktık ve gülümseyerek “biz düşünemedik doğru söylüyorsun abi” dedik.
Abimizin de dediği gibi zam gelmeyen tek şey maaşlarımız. Gelen zamlar karşısında ücretlerimiz eriyor, alım gücümüz her geçen gün daha da düşüyor. Gelen zamlar aile bütçesini o kadar etkiledi ki temel gıda maddelerinden, temizliğe, çocuklarımızın ihtiyaçlarına kadar her şeyden kısmak zorunda kalıyoruz. Konuştuğum her bir işçi arkadaşım gelecekten endişe duyuyor ve durumun daha da kötüye gideceğinden kaygılanıyor.
Her zaman krizin etkilerini derinden hisseden biz işçiler oluyoruz. Her kriz döneminde devlet patronlara türlü teşviklerle destek oluyor, fonlardan para aktarıyor. İşçinin işçiden başka dostu olmadığını bu süreçte bizler daha iyi görüyoruz. Biz biliyoruz ki kriz dönemlerinde ne patronlar ne de hükümetler kendiliğinden işçilerin yararına bir şey yapmazlar. Biz işçiler olarak kriz dönemlerinde faturanın bize kesilmemesi için yan yana gelmeli, bilinçlenmeli, örgütlü hareket etmeliyiz. Alım gücümüzün düşmemesi için toplu sözleşme veya asgari ücret zammını beklemeksizin enflasyon karşısında eriyen ücretlerimizin yükseltilmesini talep etmeliyiz. Bu talep doğrultusunda bir araya gelmeliyiz.
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.