Buradasınız
Mutfakta, İşyerinde ve Hayatta Çaresiz Değiliz!
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Hayat pahalılığı emekçi kadınların sırtında büyük bir yük. Mutfaktaki tencerenin kaynaması için, işe gidenlerin, çocukların karnının doyması için çırpınıp duruyor işçi ve emekçi kadınlar. İktidardakiler “kriz falan yok” dedikçe durum her geçen gün daha kötüye gidiyor, bizim cebimizdeki yangın büyüyor, mutfakta pişen aşımız azalıyor. Hükümetin açıkladığı yeni ekonomi planları derdimize derman olmak bir yana krizin yükünü olanca ağırlığıyla bizim sırtımıza bindiriyor.
Öyle bir durumdayız ki işyerinde, markette, pazarda, otobüste, hastanede, akraba-komşu ziyaretinde, hatta düğünde bile çarşı pazarın pahalılığından, el yakan fiyatlardan, neyi, nerede daha ucuza bulabileceğimizden başka bir şey konuşamaz olduk. Sanki daha önce savurganlık yapıyormuşuz, har vurup harman savuruyormuşuz gibi, tüm harcamalarımızı daha da kısmanın yoluna bakıyoruz. Gittikçe kabaran faturalara öfkeyle bakakalıyoruz. Elektriği, suyu, doğalgazı nasıl daha tasarruflu kullanabileceğimizi tartışıyoruz. Düşünebiliyor musunuz, 2 ay önce 20 liraya aldığımız deterjanı bugün 30 liraya satan marketin önünde kuyruğa giriyoruz, “indirim var” diye!
Çoğu ürün için kiloyla alışverişi unuttuk, ocakta pişecek yemeği, ekmeği kıstık, ışığı yakmaz, suyu harcamaz, market market gezmeye üşenmez olduk. Ama bu durum sırtımızdaki yükü azaltmadı, azaltmıyor. Tam tersine evin bütçesinin açıklarını kapatmak için, tencereyi kaynatmak için çırpınmaktan yoruluyoruz, büyük gerilim yaşıyoruz.
Peki, bir düşünelim: Biz emekçi kadınların durumu buyken, yaşadıklarımızın sorumlusu olan ve bize “sabırlı olun” diyen tepemizdekiler nasıl yaşıyor? Patronlar sınıfının lüks yaşamında bir değişiklik var mı? Onlar sırtlarını devlete yaslamanın yoluna bakıyor, “bizim borcumuzu 81 milyon ödesin” diyor ve lükslerinden asla ödün vermiyorlar. Siyasi iktidar hayat pahalılığına sesimizi çıkarmayalım, her şeye boyun eğelim, korkalım diye bize ekmek kuyruklarının yaşandığı zamanları hatırlatıp duruyor. Ama bizi “henüz zam gelmemiş ekmek kuyruklarına” mahkûm ettiklerinden ise hiç bahsetmiyor!
Sormak gerekmez mi; kapitalist kar düzeninin, sermaye sınıfının açgözlülüğünün neden olduğu bu krizin yükünü sırtlanmaya mecbur muyuz? Aslında hiç birimiz durumdan memnun değiliz, krizin faturasını ödemeye gönüllü değiliz. Ama bu faturadan nasıl kurtulacağımızı bilmiyoruz çünkü egemenlerin yalanlarıyla zehirlendiğimiz için, birlik olmadığımız için güçsüzüz. Ve ne yazık ki kara kara düşünmek, boyun eğmek, homurdanmak, birbirimize dert yanmak sorunlarımızı çözmeye yetmez.
1911’de Fransa’da hayat pahalılığına ve krize karşı ayağa kalkan emekçi kadınlar şöyle diyorlardı:
Arkadaşlar herkes ayağa!
Ne korku ne üzüntü
Yağı 15 sikkeye istiyoruz!
Yarın büyük şehirlerin marketlerinde,
Tüm kadınlar bir araya geliyoruz
Hiddetle protesto etmek için
Bu mevsimde bu yağın fiyatını
Zaten yeterince ıstırap çekiyoruz
Yağ ve sütün fiyatı artırılmasa da!
Yağın, sütün, ekmeğin fiyatına, krizlere isyan eden Fransız emekçi kadınlar el ele verdiler, yoksul halkı peşlerine taktılar. İşçi sınıfı üretimi durdurdu ve ülke grevlerle çalkalandı. Herkes işçi sınıfının ve emekçi kadınların gücünü gördü. Krizin faturasının kendilerine ödetilmesine karşı durdular. Pek çok ülkede krize karşı benzer şekilde mücadele etti işçi sınıfı. Böylelikle sermaye sınıfının saldırılarını geriletti. Bu mücadelelerde işçi ve emekçi kadınlar hep en önde yer aldı. Birlikte çare arayanlar birlikte kazandı.
Bizim ihtiyacımız da bu! Birleşirsek, işçiler ve emekçiler olarak ayrı gayrılığa son verirsek ruh halimiz değişir. Mutfakta da işyerinde de hayatta da çaresiz olmadığımızı görürüz. Gücümüzü büyütür, taleplerimizi ortaya koyar, krizin yükünün sırtımıza yıkılmasını engelleriz.
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.
- Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 20 Haziranda greve başladı. Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi taşeron işçilerinin ücret gaspına karşı 22...
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...