Buradasınız
Zulüm Değirmeni
Sefaköy’den bir sağlık işçisi

Ortadoğu halkları savaşın dehşeti içinde acılı ve sarsıntılı yıllar geçiriyorlar. Bu savaşın bilançosu ölmüş bedenler, yok edilmiş aileler, sürülmüş insanlar ve yetim kalmış çocuklardır. Binlerce hatta yüz binlerce aile dağılmış durumdadır. Ortadoğu topraklarında süren bu acımasız savaşın ateşi, su yerine benzin dökenler sayesinde harlanıyor. Öyle bir savaş ki, şefkate ihtiyacı olan küçücük çocuklar telaşla bir lokma ekmeğin peşinde koşturuyorlar, çocuksu özlem ve umutlarını ise çoktan yitirmiş durumdalar. Kaçıp canını kurtarabilenlerse adeta esir tutuldukları kamplarda, pazarlık konusu haline getirilmiş göçmenler oldular.
Sermaye ölümlerle besleniyor. İşçilere bu savaşın ulusal çıkarlar uğruna yürütüldüğü propaganda edilerek, bilinçleri zaten milliyetçilikle zehirlenmiş kitleler nezdinde savaş meşrulaştırıyor. Ölüm makinelerinin üretimiyle sunî bir gurur yaratılıp büyük ülke olacağız vaatleriyle işçilerin bilinçlerine kelepçe vurulmaktadır. Sözüm ona muhalefet ise çoktan iktidarın kuyruğuna takılmıştır. İktidarın elindeki medya aracılığıyla gerçekler unutturularak işçiler çıkarlarının farkına varamaz hale getiriliyor.
Tarihsel krizini yaşayan kapitalizmin yarattığı emperyalist savaş daha nice canı almaya devam edecektir. Kaçıp kurtulmak hülyalarıyla, güya daha demokrat Batılı ülke topraklarında huzur aramanın yahut kafayı kuma gömmenin kimseyi kurtaramayacağı açıktır. İşçi ve emekçilerin çoğunluğu neyin peşine takıldıklarının ve neyi desteklediklerinin farkında değil, ama bunun bedeli çok ağır olacak. O yüzden herkesin kafasını kaldırması ve gerçekleri görmeye çalışması gerekiyor. En yakınlarımızın, dostlarımızın bedenlerini o ceset yığınları arasında görmeden bu savaşa son vermeliyiz! Bir araya gelmeli ve örgütlenmeliyiz. Ancak böyle durdurulur zulüm değirmeninin çarkı bu dünyada.
Cibali
Dünyadan İşçi Mücadeleleri
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/