Buradasınız
“Üçün Beşin Hesabını mı Yapacaksınız?”
Dudullu’dan bir işçi
Ekonomik krizi market, pazar alışverişlerinde, faturalarımızda yeterince hissediyoruz. Alım gücümüz her geçen gün hızla düşerken bir de işyerlerimizde kriz fırsatçılığı yapan patronların saldırılarına maruz kalıyoruz. Şimdi diyeceksiniz ki bütün patronlar fırsatçı zaten. Doğrudur, krizin faturasını işçiye ödetmek patronların ortak tutumudur. Ama ben başka türlü fırsatçılık yapan patronlardan söz ediyorum. Yani henüz finansal olarak krizin olumsuz etkilerini hissetmediği halde krizi bahane edip faturayı işçiye kesmek için acele edenlerden. Bizim patron gibi mesela.
Bizim işyerinin zam dönemi Temmuz ayıdır. Yani zamlı ücretlerimizi Ağustos ayında alırız. Ama bizim patron kime ne kadar zam yapacağına bir türlü karar veremediği için Ağustos ayında alamadık zamlı ücretlerimizi. Geçen sene de aynı durumu yaşamıştık ve zammımızı bir ay gecikmeli almıştık. Ama önceki ayın zam farkı ödenmişti. Bu yüzden bu sene de öyle olacağını düşünerek teselli ettik kendimizi. Ta ki ücretleri banka hesabında görene kadar. Bir de baktık ki hiçbirimize fark ödenmemiş. Zaten bölümde birkaç kişiyiz. Hep birlikte gidip müdüre böyle bir şeyi kabul etmeyeceğimizi söyledik. “Biliyorsunuz kriz var, birçok işyerinde zam yapılmadı çalışanlara. Buna rağmen hepiniz gayet iyi oranlarda zam aldınız. (İyi dediği oranlar %15-20 arası) Eh, siz de görmeyiverin bir ayın farkını. Üçün beşin hesabını mı yapacaksınız?” dedi. Bir anda patronuna karşı nankörlük eden kötü işçiler olmuştuk! Ödeme sorunu yaşamadığı halde zam dönemini bir ay ötelemeye çalışan, üstelik öncesinde tek kelime dahi açıklama yapma ihtiyacı duymayan, açıkça “üçün beşin” üstüne yatmaya kalkışan patronumuzda bir sorun yok, ama bizim gibi bir kuru maaşla geçinen işçilerin hakkı olan farkı istemesinde sorun var! Neyse ki hepimizin bu laflara karnı toktu. Ortak bir tutum almamız ve diretmemiz sayesinde fark ücretimizi aldık. Ama yine de nankör olarak damgalanmaktan kurtulamadık tabi!
Bu nankörlük meselesi bazı arkadaşlarımızın zoruna gitti. Ben de onlara bizim bu lafa alınmamız için bir sebep olmadığını, patronlarla işçilerin çıkarlarının farklı olduğunu, o yüzden meselelere başka pencerelerden baktığımızı anlattım. Patronun penceresinden bakarsak nankörüz, ama işçi sınıfının penceresinden bakınca biz hakkını gasp ettirmeyen işçileriz. Krizin faturasını işçiye ödetmek isteyen, kriz fırsatçılığı yapan patronlara izin vermeyelim, haklarımızı gasp ettirmeyelim.
İSTEMEM
Örgütlüysek Güçlüyüz!
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...