Buradasınız
“Kara Nisan”
Kartal’dan bir kadın işçi
Her Nisan ayı geldiğinde yağmurlar başlar. Her Nisan ayı geldiğinde Ruandalılar yaşadıkları katliamı hatırlar. Belki de 1994’ten sonra yağan yağmur Raunda’da katledilen insanların gözyaşlarıdır. 1994 yılının Nisan ayında Ruanda’da yaşayan iki halk birbirine kırdırıldı. Hutu ve Tutsi kökenli yüz binlerce insan, emperyalist bir oyunun kurbanı oldular. Ve yapılan kışkırtmaların sonucunda 100 günde 800 bin insan katledildi. İşçi sınıfı önderlerinden Karl Liebkecht’in bir sözü kulaklarımızdan hiçbir zaman çıkmamalı: “Her şeyi öğren, hiçbir şeyi unutma!” Bizler de işçiler olarak kapitalistlerin işçi sınıfı üzerinde, yani bizler üzerinde oynadığı oyunları hiçbir zaman unutmamalıyız. Bu oyunlara kurban edilen emekçi kardeşlerimizin öfkelerini de yüreğimizde taşımalı ve hesabını sormalıyız.
İşçi sınıfına oynanan oyunlar hep gizlendi ya da tam gerçekliğiyle anlatılmadı. Kapitalizmin soykırımlarla bezeli olan tarihi işçilerden saklandı. Nedenleri anlatılmadı, hedefler saptırıldı. Bizler Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği olarak kapitalistlerin oyunlarını teşhir etmek, tarihimizi öğrenmek amacıyla bizleri anlatan filmleri göstermeye devam ediyoruz.
Geçtiğimiz hafta Gülsuyu Mahallesinde, Ruanda’da yaşanan korkunç katliamı anlatan “Kara Nisan” adlı filmi izledik. Filmde her kare, kapitalistlerin ne kadar vahşi olabileceğini, gözlerini kırpmadan milyonlarca insanın canına kıyabileceklerini gösteriyordu. Burjuvazi, medyasıyla, radyosuyla, propagandasıyla bir anda insanları canileştiriyor ve kardeş katili haline getirebiliyordu kapitalizm. Günler öncesinden, hatta aylar öncesinden yaptıkları planlarını bir bir gerçekleştiriyorlardı. Güya dünyanın barış gücü olan Birleşmiş Milletler de yaşanan katliama seyirci kalıyordu. Emperyalist devletler TV’de katliamı izlemekle yetiniyordu. Ve yalnızca izlemekle kalmayıp bu katliama ortak olarak her türlü silahı temin ediyorlardı katillere. Emekçi, yoksul insanların katledilmesi kapitalistler için kâr kaynağıydı. Bu katliamın ardından Raunda hâlâ yaralarını sarmakla uğraşıyor.
O kareleri izlerken bu topraklarda yaşanan katliamlar aklımıza geldi. Yüz binlerce Ermeninin, on binlerce Kürdün katledilmesi, bu topraklardaki egemenlerin de Kara Nisanlar yaratmaya yabancı olmadığını gösteriyor bize. Bugün de burjuvazi terör diyerek Kürt halkının üzerine olanca gücüyle saldırıyor. Savaş süreciyle beraber işçi sınıfına ve halklara dönük saldırılarını da artırıyor. Filmde iki grup da siyah olmasına rağmen, biri diğerini hamamböceği olarak tanımlıyordu. Oysaki insanlar birkaç gün öncesine kadar kardeştiler, komşuydular ya da iş arkadaşıydılar. Bildiğimiz, öğrendiğimiz tek bir şey var. Bütün halklar kardeştir. Biz burjuvazinin bu oyunlarına gelmeyelim. Bize vermeye çalıştıkları milliyetçilik zehrini içmeyelim. Düşmanımızın burjuvazi olduğunu unutmayalım.
Vardık, Varız, Varolacağız…
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/