Buradasınız
1 Mayıs’ta UİD-DER’le Alanlara!

İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Kapitalizm denen sömürü düzeninde ömrümüz çalışmakla geçiyor.
Çalışıyoruz, didiniyoruz ama elde avuçta bir şey yok. Geçim derdi belimizi büküyor, sıkıntı ve kahırdan kurtulamıyoruz.
İşsizlik belâsı yakamızı bırakmıyor. Resmi rakamlara göre bile 3 milyona yakın işsiz var.
Çalışma koşulları üzerinde en ufak bir söz hakkımız yok. Günde 12-14 saate varan sürelerle çalışıyoruz. Sermayelerini büyüten patronlar bizleri birer insan gibi değil, makinenin parçası gibi görüyorlar.
Patronlar bir canımız olduğunu bile unutuyorlar.
Bize düşen daha fazla işsizlik, daha düşük ücret, daha çok mesai, daha çok tükenme, bıkkınlık, mutsuzluk…
Durum öyle vahim ki işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri olmadan çalışan işçiler adeta kıyımdan geçiriliyor. İşyerleri mezbahalara döndü, biz işçiler de kurbanlara!
Türkiye’de her gün ortalama 5 işçi iş cinayetlerine kurban gidiyor!
İşçiler yanarak, boğularak, parçalanarak, zehirlenerek, ezilerek can veriyorlar.
İşyerlerinin büyük çoğunluğunda iş güvenliği önlemi yok, kadro yok, sendika, sigorta, sosyal hak yok...
Bunun yerine düşük ücret, taşeron sistemi, işten atılma kaygısı, kuralsız çalışma, haksızlık, iş kazaları var!
Patronlar buna “ekonomik büyüme” diyorlar. “2023 hedefleri” diyorlar. “Krizi fırsata çevirmek” diyorlar.
Kriz diğer ülkelerde işçileri ayağa kaldırmışken Türkiye’de patronlar, işçi sınıfının sessizliğine bakıp ellerini ovuşturuyorlar.
Patronların krizi fırsata çevirmesi demek işçilerin daha çok sömürülmesi demektir.
2008’de de böyle olmadı mı? Teğet geçtiği söylenen kriz bizi can evimizden vurmadı mı? 1 milyon işçi işsiz kalmadı mı? İşgünü 12 saate çıkmadı mı? Kredi kartı borçları gırtlağımıza çökmedi mi? İş kazalarında ölen işçilerin sayısı ikiye katlanmadı mı?
Türkiye işçi sınıfı krizin faturasını böyle öderken, Türkiye ekonomisi dünyada 17’nci sıraya yükseldi.
Sene 2013. AKP hükümeti ve patronlar 2023 vizyonundan dem vuruyorlar. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almak istiyorlar. Yani biz işçiler daha fazla sömürülecek, daha fazla haksızlığa uğrayacağız.
Kardeşler!
Kapitalizmin ipliği bir kez daha pazara çıktı. “Kriz bitti” diyenlerin mumu yatsıya kadar yandı!
Patronlar işçileri bir kez daha hedef tahtasına koyuyorlar, faturayı işçilere kesmeye hazırlanıyorlar.
Peki, bunu nasıl yapacaklar?
Karşılarına güçlü ve kararlı bir işçi sınıfı dikilmezse kıdem tazminatını fona devredip yağmalayacaklar. Özel İstihdam Bürolarıyla işçileri köle haline getirecekler. Taşeronluk ana çalışma sistemi olacak. İşçilerin ücretleri ödenmeyecek. İş güvenliği önlemleri alınmamaya, işçiler ölmeye devam edecek. Bu işçiler arasında fabrikada başını pres makinesine kaptırarak ölen 13 yaşındaki Ahmet gibilerin sayısı artacak!
Kardeşler!
Yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada işçinin lokması boğazından çekilip alınıyor.
Bazı ülkelerde yüz binlerce işçi işten atıldı. Ücretlerden %25 kesinti yapıldı. Kıdem tazminatı miktarı düşürüldü.
Krizin yarattığı yıkım bu kadarla sınırlı kalmıyor.
Petrol gibi enerji yataklarını ele geçirmek, yeni pazarlara açılmak, yeni yatırımlar yapmak isteyen kapitalistlerin açgözlülüğü dünyayı kan gölüne çeviriyor.
Patronların artan rekabeti yüzünden halkların üzerine bombalar yağdırılıyor.
Emperyalist savaşlarda Ortadoğu halklarının kanı akıtılıyor.
Türkiye bu savaşta “bir koyup beş alma” hesapları yapıyor.
İşte kapitalizmin biz işçilerin başına sardığı belâlar! İşte patronların krizden kurtulma yöntemleri!
Kardeşler!
Dünyanın pek çok ülkesinde işçi eylemlerinin artması boşuna değil.
İşçiler “sefalete razı değiliz, krizin faturası patronlara” diyorlar.
Türkiye’de de işçiler “artık yeter!” diyorlar.
Çünkü Türkiye’de de işçiler açlık ve sefalet ücretinden başka bir şey olmayan asgari ücretle çalışıp, iş kazalarında “güzel” ölmek istemiyorlar!
Ama bu yetmez!
İşçi sınıfı yeterince örgütlü olmaz ve gücünü meydanlarda göstermezse sefalet de, insanlık dışı çalışma koşulları da, iş cinayetleri de devam eder.
Oysa başka bir seçeneğimiz var!
Türkiye işçi sınıfı, suskunluğunu bozmalı ve dünyadaki sınıf kardeşleri gibi patronlar sınıfının karşısına dikilmeli!
Kardeşler!
İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor.
Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği olarak diyoruz ki: 2013 yılı 1 Mayıs’ı işçi sınıfının kitleselliği ve kararlılığı ile alanları doldurduğu güçlü bir 1 Mayıs olmalıdır.
Patronların saldırıları karşısında Türk, Kürt, Alevi, Sünni, kadın, erkek, sendikalı, sendikasız, kadrolu, taşeron tüm işçilerin birliği şart!
İşçilerin birliği, halkların kardeşliği 1 Mayıs’ta egemenlerin suratına tokat gibi çarpmalıdır.
Çifte ezilmişlik altında ömür tüketen emekçi kadınlar da, baskılara ve ezilmişliğe karşı itirazlarını ortaya koymalıdırlar.
“Emekçi Kadınlar Mücadelede Önde” diyen UİD-DER, tüm emekçi kadınları da 1 Mayıs alanında erkek işçi kardeşleriyle beraber hakları için saf tutmaya çağırıyor.
1 Mayıs’ta UİD-DER’le alanlara çıkalım ve taleplerimizi haykıralım:
İş Güvenliği Önlemleri Alınsın, İş Cinayetlerine Son!
İş Güvenliği Kurulları Tüm İşyerlerinde Kurulsun ve İşçilerin Yönetimine Verilsin!
Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!
Tüm İşsizlere İş! Herkese İş Güvencesi!
Kıdem Tazminatını Patronlara Teslim Etmeyeceğiz!
Herkese Parasız ve Nitelikli Sağlık Hizmeti!
Ezilen Kürt Halkının Demokratik Talepleri Derhal Karşılansın!
Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır!
Demokratik Hak ve Özgürlükler Üzerindeki Sınırlamalar Kaldırılsın!
Siyasal, Sendikal Baskılara Son!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Mücadele Birliği!
Yaşasın 1 Mayıs! Bijî Yek Gulan!
Dünyadan İşçi Mücadelesi Haberleri
Kuzu Deri Patronu Bir İşçiyi Daha İşten Attı
- Metal İşçisi Kadınlar Olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’leyiz
- Çocuklarımızın Geleceği İçin Haydi 1 Mayıs’a
- New York’lu İşçiler: Mayıs Ayında Kira Ödemiyoruz!
- Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Örgütlülüğümüz!
- Dünyada 1 Mayıs: Yasaklara, Baskılara İnat Mücadele!
- Sendikalardan 1 Mayıs Açıklamaları
- 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim!
- UİD-DER’li Kadınlar 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- Bugün 1 Mayıs Kardeş
- Birleşen İşçi Her Zaman Kazanır
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye
- 1 Mayıs’la Umudumuzu Yeniden Kuşandık
- Yaşasın 1 Mayıs!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Korkuya Teslim Olmuyoruz, 1 Mayıs Ruhunu Yaşatıyoruz!
- 1 Mayıs Geliyor ve Bir Kahraman Lazım!
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadelemizi ve Dayanışmamızı Güçlendirelim!
- İşten Atmalara ve Ücretsiz İzinlere Hayır!
- Sendikalardan Çağrı: Güzel Günler İçin 1 Mayıs’a!
- Sömürü ve Zorbalığa Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/