Buradasınız
8 Marta Sahip Çıkalım!
Şirinevler’den bir sağlık işçisi

Hastanede herhangi bir gün. Check-up kampanyalarıyla kandırılmış onlarca hastanın işlemleri bitmiş, dinlenme odasında oturuyoruz. Farklı işlerle uğraşan 8 kadın işçi. Çıkış saatimiz yaklaştığı için keyfimiz iyi. Tutturmuşuz bir sohbet, konuşuyoruz. Mevzu önemli! Makyaj malzemeleri. Arkadaşlardan biri bilgisayarın başına oturdu ve internetten makyaj malzemeleri satan sitelerden birinin adını arama motoruna yazdı. Karşısına büyük puntolarla “KADINLAR GÜNÜNE ÖZEL %50 İNDİRİM” yazıyordu. Tabii herkes ikramiye almışçasına bir sevinçle siteyi açmasını istedi. Ve başladı 8 Martta hediye mevzusu…
- Geçen sene bana hiç hediye alınmadı. Çünkü sevgilim yoktu. Ama bu sene kesin bir şeyler alır. Sonuçta benim günüm.
- Ya, bazı kadınlar çok şanslı. Her özel güne bir hediye muhakkak alınıyor. Ben bu konularda çok şansızım. Şimdiye kadar kadınlar gününde hediye almadım.
- Bu kadınlar gününde ağabeyim söz verdi. Alışverişe götürecek beni.
Alınacak hediyeler hayal edildikçe sohbet sevgililer günü, anneler günü, bilmem ne günü diye devam etti. Ben ısrarla muhabbeti dinleyip, yüzlerindeki gerçek olmayan mutluluğu izliyorum. O sırada yaklaşık 2 yıldır birlikte aynı işi yaptığım kadın arkadaşım sabırsızca söze girdi.
- Ben geçen sene 8 Mart’ın hikâyesini duymuştum. Bu odada konuşmuştuk. Aslında kadınlar günü değil, Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Yani sadece bizim gibi çalışan kadınların, evde çalışan kadınların günü. Zaten yıllar önce haklarını arayan bir sürü kadın işçi fabrikada yakılarak öldürülmüş. O kadınların anısına hatırlanan bir gün. Öyle hediye alınarak hatırlanacak bir gün değil ki. Bu ölen kadınlara saygısızlık olur.
O an kapıldığım duyguyu nasıl anlatsam bilemedim. Çünkü bu kadın arkadaş pek konuşmayan, fikir belirtmeyen biri. Biz 1 yıl önce konuştuğumuzda o bilgisayar başında internette sörf yapıyordu. Beni dinlemediğini düşünmüş içten içe kızmıştım. Ama şimdi önyargılı davrandığımı düşünüp kendime kızdım. Çok da mutlu oldum.
Kadın arkadaşım 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü anlattıktan sonra diğer kadınlar da etkilenip bana ve arkadaşa sorular sormaya başladılar. Mesai bitimine kadar kadınların sorunları ve bu sorunların çözümleri üzerine sohbet ettik.
Evet, kardeşler. Ne yazık ki işçiler 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü hediye alınacak bir gün olarak biliyorlar. Çünkü patronlar sınıfı işçi sınıfının bu önemli gününün içini boşaltıp yıllarca öyle propaganda yaptılar. Yapmaya devam ediyorlar. Bizler kadınıyla erkeğiyle patronların saldırılarına karşı mücadeleyi yükseltmeli ve 8 Mart gibi önemli bir güne sahip çıkmalıyız.
Yaşasın Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
BES Değil Gözü Aç Bir Canavar
“Koyun Masalı”
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...