Buradasınız
Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
Kocaeli/Gebze’den genç bir metal işçisi

Gorki, Ana isimli romanını bugünden 116 yıl önce, 1907 yılında yazmış. Gorki bu romanında Rusya’yı, işçi sınıfının durumunu, devrimci mücadeleyle tanışan bir işçinin dönüşümünü çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Neredeyse bir buçuk asır önce yazılan bu roman bugüne ayna tutmaya devam ediyor.
Maksim Gorki’nin romanı Ana’yı okuduktan sonra, günümüzde mücadele eden bizler için romanda anlatılanlarla yaşamımız arasında benzer durumlar olduğunu anlatmak için sizlere yazmaya karar verdim. Her gün gelen zamlar, baskılar, işçi sınıfının biraz daha yoksulluğa itilmesi, büyüyen sorunlar ve geçen zaman yaşadığımız sorunları daha da büyütüyor. Aslında ben de daha önce bireysel mücadeleyle bir şeylerin değişebileceğini düşünürken aynı Pavel’e yol gösterenler gibi, bu işlerin örgütlü mücadeleye dâhil olmakla başarabileceğini anlamaya başladım. Okuduğum kitapta Pavel’in sistemden rahatsız olup haksızlıklara karşı mücadele etmesi, tek kişiyken kendisi gibi düşünen insanları bulup birlikte mücadele etmesi, sisteme karşı gelmesi, bu yüzden cezaevine girmesi gibi aslında Çarlık Rusya’da her sosyalistin başına gelebilecek olaylar vardı. Beni en çok etkileyen ise Pavel’in annesi Pelageya’nın değişimiydi. Bugüne kadar sürekli sorunlarla uğraşan, eşinin türlü baskılarına karşın hayata tutunmaya çalışan bir anne; olayların başında oğluna karşı duruyordu. Korkuları ve endişeleri yüzünden oğluna baskı yapıp onu bu yoldan vazgeçirmeye çalışan bir anneydi. Emekçi sınıfın davasını anladıkça onu sahiplenen, sömürü düzenine başkaldıran, mücadelesiyle herkese örnek olan, güç veren ana, nasıl böyle bir dönüşüm yaşamıştı? Ne olmuştu da bu kadar değişim göstermişti? Sadece oğlunu korumak için analık içgüdüsüyle hareket etmedi. Haksızlıkların nedenini anlayıp bu düzenin yıkılması gerektiğini, bu düzenin en çok işçileri; yani bizleri etkilediğini fark etmişti. O artık sadece Pavel’in anası değildi aynı zamanda mücadele arkadaşıydı.
Geçmişten bugüne gelelim. Bir tarafta olaylara dışarıdan bakıldığında kapitalist sistemin sömürüsünü anlamadan geçen bir hayat var. Diğer tarafta işin içine girdikten sonra sistemin bizi iliğimize kadar nasıl sömürdüğünü, bu anlamıyla yok etmeğe çalıştığını görmeye başladığımız başka bir hayat var. İnsan gibi muamele görmüyoruz, iş kazaları sürekli yaşanıyor, ölümle sonuçlanan maden kazaları oluyor. Tüm bunların sonunda bir şekilde sorumluların ceza almadan işin içinden sıyrıldığı bu dönemi daha iyi anlamaya başlıyorum. Ekim Devrimine giden yolda Ana, Pavel ve nice arkadaşları mücadele etmişlerdi. Bunun sonucunda çarlık yıkılmış ve işçiler iktidarı ele almıştı. Onlar nasıl ki örgütlü mücadele içerisinde ter akıtarak Ekim Devrimine giden yolun açılmasına katkı sunmuşlarsa bizler de bugün o geleneği sahipleniyor ve düzenin değişmesi için ter akıtıyoruz. Romanda anlatıldığı gibi Pavel’e dünyayı değiştirme fikrini taşıyan, yol gösteren birileri vardı, bize de bugün yol gösteren bir mücadele örgütümüz var. Bu sayede değişiyor, dönüşüyor ve bu düzeni değiştirme yolunda kararlı adımlarla ilerliyoruz.
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Jack London: İşçi Sınıfının Kalbinden Bir Yazar
- Sömürü Düzenine Paydos Örgütlü İşçilerle Gelecek
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- “Mübadele Öyküleri” İzmir’den Anlatıyor…
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
- Genç İşçi Xu Linzi
Son Eklenenler
- Soma Madenci Katliamının 11. yılında başta Soma’da olmak üzere çeşitli anma programları gerçekleştirildi.
- Bu 1 Mayıs’ta da her şeye rağmen alanlardaydık. “Yağmur Çamur Yağsa da Kış Kıyamet Kopsa da Biz Buradayız” dedik. İşçiler, emekçiler olarak, işçi sınıfının gençliği olarak alanlara çıktık. Biz de UİD-DER kortejinde Kadıköy’deydik. Yağmura ve soğuğa...
- 2025 1 Mayıs’ını büyük bir coşkuyla kutladık. Alanda olmak bana tarifsiz bir cesaret verdi. Binlerce işçiyle tek ses olmak, tek yumruk olmak en güzel duyguları yaşatıyor.
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu rüzgâr tribünleri için kanat üretimi yapan Amerikan menşeli TPI Compozit’in İzmir Menemen ve Çiğli’de bulunan fabrikalarında 13 Mayısta grev başladı.
- Somayı hatırlamak demek haksızlıklara, adaletsizliğe, sömürü düzenine karşı örgütlenmek demektir. Soma’yı hatırlamak demek hesap soracağımız günleri yakın eylemek için mücadele etmek demektir.
- Soma Katliamının üzerinden 11 yıl geçti. Soma’nın ardından Ermenekler, Torunlar, Hendekler, Amasralar, İliçler devam etti, ediyor. Erol Eğrekler katlediliyor, holdingler işçilerin kanıyla büyüyor. Patronlar siyasi iktidardan aldıkları güçle iş...
- DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İstanbul Barosu ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, güvenlik görevlileri tarafından dövülerek katledilen işçi Erol Eğrek için 12 Mayısta Çalık Holding önünde eylem düzenlendi. Eyleme sendikalar,...
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...