Buradasınız
Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Erol Toy, Türkiye işçi sınıfı hareketinin bir kesitini anlattığı Gözbağı romanında, pek çok işçi gibi Hüseyin’in de hayatını anlatır. Gelin sizi gözbağının ne demek olduğunu çok iyi bilen işçi Hüseyin’le tanıştıralım.
Hüseyin çocuk yaşlarda savaş nedeniyle babasını, sonra da Cibali tütün fabrikasında çalışmaktan yorgun düşen annesini kaybeder. Yetim ve öksüz Hüseyin 18 yaşında İstanbul’da işçilikle tanışır. Cumhuriyetin ilk yıllarıdır. Tramvayda biletçi muavini olarak işe başlar. 1928 Tramvay grevinin patlak vermesiyle greve katılır ve kendisini mahpusta bulur. Ne olduğuna anlam veremez. “Ücretlerimizi azaltıyorlar diye çalışmamak, çok ağır bir suçmuş. Neden?” diye düşünür. Sorduğu soruların cevabını eski kuşak işçi önderlerinden Cezmi Baba ve Halil Bey ona uzun uzun anlatırlar. Hüseyin arkadaşlarını satmayıp greve çıkarak doğru bir şey yaptığı bilinciyle çıkar mahpustan. Çıktığında işten atıldığını öğrenir.
O günden sonra İstanbul sokaklarında iş arar durur. İşsizlik, evsizlik ve açlık çekilmez bir hal almıştır. Güneşin her doğuşuyla yeniden başlayan umudu, gün bitiminde söner. Umutları tükendiği anda bir inşaatta işe başlar Hüseyin. Patronu Nevres Bey’i çok sever. Nevres Bey işleri Hüseyin ve onun gibi çalışkan işçiler sayesinde büyütür. Hüseyin’in duvarlarını ördüğü yer, zamanla 1500 kişilik tekstil fabrikasına dönüşür. Kendisiyle patronu Nevres Bey’in aynı tarafta olduğu yanılgısıyla yıllarca sorgulamadan çalışır, didinir.
İkinci Dünya Savaşı başladığında devlet emriyle çalışma saatleri günde 14 saate çıkarılır. Mesai ücretinden bihaber olan işçiler, bu bitmez tükenmez çalışma karşılığında hiçbir ödeme almazlar. Fakat öncü işçilerin ortaya çıkıp sorunu dile getirmesiyle işler değişir. Patronlar direnişten korktukları için çok az bir miktar, lütuf gibi ödeme yaparlar işçilere. Hüseyin parayı aldığında işten atılacağı korkusuna kapılır. Diğer fabrikalardan işçilerle konuştuklarında durumu fark ederler. Eyüp, Sütlüce ve daha pek çok yerde işçiler mesai ücretleri için harekete geçmeye başlamışlardır.
Yıllar önce işsizliğin ağırlığı altında ezilen Hüseyin, mücadeleyi silmiştir kafasından. İş arkadaşları sendikalaşmak için ısrar etseler de onu ikna edemezler. Nevres Bey iyi patrondur ona göre. Etliye sütlüye karışmayan Hüseyin, bir taraftan da gazeteleri takip etmekten, okumaktan ve sorgulamaktan geri durmaz. Düşünür ve sorar: Hangi taraf haklı? Ve o zaman geçmişe gömdüğü Cezmi Baba gelir aklına; yıllarını işçi mücadelesine adamış ustası pekâlâ zengin bir iş adamı olabilecek bilgi birikimine sahipti. Paris’e kadar gitmiş birisiydi ne de olsa. Peki, neden bu yolu seçmemiş de insanlığın kurtuluşu için mücadeleyi tercih etmişti? Sonra Nevres Bey’i düşünür. Hüseyin gibileri olmasa o inşaatı yapamazdı. O zamanlar yanlarındaydı Nevres Bey. Şimdi ise hiç görmüyorlardı. Demek ki büyük patrondu artık.
Yıllar ilerlemiş ve 1963’te Kavel grevi patlamıştır. Yeni bir dönem açılmıştır. İşçiler uyanmaya, sendikalaşmaya ve haklarına sahip çıkmaya başlar. Hüseyin’in hafızasında anılar canlanır. Evlatları yerine koyduğu gençlerin grev örgütlemesini izlerken 30 yıldır sıkı sıkıya kapattığı gözlerindeki bağı atmak ister. Çalıştığı fabrikada 50 kuruşluk zam için başlayan mücadele devam ediyordur. Patronun grev kırıcıları içeri almaya çalışmasına karşı çıkan işçiler polis saldırısına uğrar. Başından darbe alan Hüseyin hastanede yattığı sırada epey düşünür. Cezmi Baba’nın sınıf siyasetine dair anlattıklarını ve bunca yıllık sessizliğini sorgular. Utanır kendinden. Kaç zamandır dönüşüm geçiren Hüseyin Usta artık bir karara varmış, tarafını seçmiştir. “Tüm Eyüp, tüm öteki fabrikalar bu greve bakıyor” diyen Hüseyin, derhal grevin başına geçer!
Hüseyin yalnızca öncü bir işçi değildir, o aynı zamanda kapitalist sömürüye karşı mücadele yürüten sosyalist bir işçi olmuştur. Cibali tütün fabrikasında çalışan bir işçinin oğludur Hüseyin, romanda söz edilmez ama önceki mücadeleci/sosyalist işçileri tanıması muhtemeldir. Nitekim Cezmi Baba’nın anlattıklarını benimsemesi boşuna değildir. Şöyle der Hüseyin kendisine: “Sen makineye ve makinenin sahibine bağımlı değilsin bundan öte. Şalteri kaldırmadığında nasıl bekliyorsa makineler paşa gönlünü, nasıl sana bağlıysa makine, sahibi de bağımlı. Görüp yaşadığın bu. Ve görüp yaşadığını hayatının doğrusu üstüne çakıştırmak sana kalıyor. Uzun mu yol, kısa mı düşünmeden. Yürümeye başlamalısın.” Cezmi Baba bunu anlatmak istemişti işte. Herkesin saygı duyduğu fakat hak mücadelesine ikna edemediği işçi Hüseyin Usta, kabuğundan sıyrılıp çıkmış, dönüşmüş, işçi sınıfı siyasetinin öncüsü olmuştu. Hüseyin’in hikâyesi gözbağını açan işçilerin hikâyesidir!
1928 Tramvay Grevi
- Sömürü Düzenine Paydos Örgütlü İşçilerle Gelecek
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- “Mübadele Öyküleri” İzmir’den Anlatıyor…
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
- Genç İşçi Xu Linzi
- İşçi Sınıfının Tarihe Tanıklık Eden Ozanları
- Bal Arıları, Bülbül ve Açgözlü Dev
- Yaşamı Geliştirenler: Haliç’in Direnen İşçileri
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Onurlu Bir Mücadele Deneyimi: 1948 Maden İşçileri Grevi
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- “Cinnet” Değil İşçinin Hak Mücadelesi: 1974 Ülker Direnişi
- Sungurlar Kazan Fabrikası Direnişleri
- Tariş Direnişi ve Direnişin Dönüştürdüğü Emekçi Kadınlar
- Cumhuriyet Tarihinin İlk Kitlesel İşçi Mitingi: 1961 Saraçhane Mitingi
- Tarihin Aktarma Kayışı ve Cezmi Baba Gibi Olmak!
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- 1928 Tramvay Grevi
- Tarihten Bir Yaprak: 1974 Gıslaved Grevi
- Türkiye İşçi Sınıfının Mücadele Tarihinde DİSK’in Yeri
- 1969 Gamak Direnişi ve Şerif Aygün
- Berec Grevi ve Kadınlar
- Fotoğraf ve Tanıklıklarla 1968 Derby İşgali
- Tarihten Bir Yaprak: 1910 Bursalı İpek İşçilerinin Grevi
- Tarihten Bir Yaprak: “Magirus’ta Grev Var”
- Tarih Bizim Rehberimizdir
- Özal’ın Yakasına Sarılıp Hesap Soran Baştemsilci
Son Eklenenler
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.
- Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 20 Haziranda greve başladı. Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi taşeron işçilerinin ücret gaspına karşı 22...
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...