Buradasınız
Arı ve Sinek, Kıssadan Hisse
Beylikdüzü’nden bir metal işçisi
Kıssalar, anlatmak isteyip de anlatamadıklarımızı özlü biçimde anlatır. Dilimize söz, duygularımıza tercüman olan, hikâye ve masal tadında dinleyende de anlatanda da güzel hisler bırakan bu kıssalardan kendimize hisseler çıkarırız. Az sonra anlatacağımız kıssa da arı ve sinek üzerine olan güzel bir hikâyedir ve herkes hissesine düşeni almalıdır. Aman ha, maksadımız arıları övmek, sinekleri yermek değildir. Her canlının olduğu gibi arı ve sineklerin ekolojik dengede önemi çok açıktır bizim açımızdan. Önemli olan hissemize düşeni görmektir.
Arıları ve sinekleri ağzı açık bir şişeye koymuşlar. Şişenin taban tarafını ışığa doğru açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştirmişler. Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru ilerlemişler fakat şişenin tabanı kapalı olduğu için arılar dışarı çıkamamışlar, ancak bir an olsun geri dönüp karanlık tarafa yönelmemişler. Önlerindeki cam engeli aşabilmek ve ışığa ulaşabilmek için mücadele etmişler. Sinekler ise şişenin ağzına doğru dolmuşlar ve dışarı çıkıp karanlıkta kaybolmuşlar. Bazılarımızın aklına arıların akılsızca, sineklerin ise zekice davrandığı gelebilir. Ancak daha derinlemesine düşününce kolektif bir yaşam süren arılardan öğrenecek çok şey olduğunu görebiliriz. Arılar nerede hangi çiçek ile besleneceğini bilen, yüzlerce kovan arasında kendi kovanını bulan ve o kovanın yüzlerce peteği arasında kendininkine yumurtlayan bir canlıdır. Ve bu olağanüstü canlı nasıl olur da şişenin ağzını bulup çıkamaz değil mi? Kuşkusuz ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır. Onlar engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyeceklerdir, bu uğurda ölmeyi de göze alabileceklerdir.
Sinekler ise karanlığa doğru sıvışan kaçaklardır. Hiç umursamadan karanlığa doğru yürüyenlerdir. Sadece kendi yaşamları değerlidir. Nerede yemek varsa, nerede rahat yaşayacaklarsa, nerede çıkarları söz konusu ise oraya giderler. Kendisinden başka hiç kimsenin önemi yoktur sinekler için. Arıyı kovalamak isterseniz o kaçmaz sizinle savaşır. İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır ve gerekirse diğerleri için ölür. Ama sinekler kaçarlar. Mikrop taşıyan ayaklarıyla gezerler yaşadığımız her yeri. Sinek olup karanlığa mı, arı olup aydınlığa mı uçmak gerekir? Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara, insanca değerler yaratmak için mücadele edenlere ve ışık saçanlara selam olsun. Bizim yolumuz aydınlık geleceğin yoludur.
Hissemiz şudur: Daha güzel bir dünya için mücadele edenlerin önlerine engeller çıkacaktır. Önemli olan bıkmadan usanmadan hedefe gitmek için ortaya konulan mücadeledir. Bu hikâyede arılar birlikte mücadele etmeyi, sinekler ise bireysel kurtuluş hayalini temsil ediyor. Bize arıları örnek almak düşüyor.
Gelenekten Geleceğe “Sıkılı Yumruk”
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...