Buradasınız
“Baş Başa Vermeyince Taş Yerinden Kalkmaz!”
Mersin’den bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Hangi güzel şey var ki tek başına yapılabilsin? Yarına kalacak, onlarca, yüzlerce yıl yaşayacak hangi umutlu şey var ki ortak çaba ve mücadele olmadan başarılabilsin? Bireysel kurtuluş düşüncesinin, bencilliğin, umursamazlığın kışkırtıldığı bugünün dünyasında, başka nasıl bir yol var ki biz emekçileri açlığın ve emperyalist savaşların pençesinden kurtarıp barışın ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir dünyaya ulaştırabilsin?
Bilim, edebiyat, sanat ve dünyayı değiştirme mücadelesi, yüzyıllar ötesinden bugüne gelen, bugünden yarına taşınacak olan şeylerdir. Sınıfsız bir toplum kurulmasını sağlayacak olanlar “kahramanlar” değil, emekçi kitlelerdir, sınıfsal ve toplumsal örgütlenmelerdir. Emekçileri bireysel kurtuluşa ve örgütsüzlüğe özendiren patronlar sınıfı, işçi sınıfı ve emekçilerin yükseltecekleri mücadeleleri savuşturabilmek için, sahibi oldukları burjuva devletin bütün kurum ve kuruluşlarını harekete geçirirler. Çıkarlarını korumanın ve devam ettirmenin yegâne yolunun bu olduğunu tarihsel tecrübeleriyle bilirler. Bunu bildikleri içindir ki emekçi sınıfların örgütlerine karşı bitmez tükenmez bir savaş sürdürürler. Açlık, işsizlik, sömürü dünyanın bütün emekçilerinin son bulmasını istediği şeylerdir. Haklarımızı almak, onları korumak ve yarınlara bırakmak için el ele, omuz omuza bir mücadelenin gerektiği, yalnız başına girişilen hiçbir çabanın kazanımla sonuçlanamayacağı gün gibi açıktır. Çünkü atalarımızın dediği gibi “baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz.”
Patronlar ve onların devleti bütün kurum ve kuruluşlarıyla, işçi sınıfının mücadeleyle kazandığı tarihsel kazanımlara son otuz yıldır topyekûn, örgütlü bir saldırı başlatmıştır. 1980 askeri darbesiyle başlatılan bu saldırının parolasını en yalın haliyle gene bir patron olan Halit Narin ifade etmişti: “Şimdiye kadar işçiler güldü şimdi gülme sırası bizde.” 1980 öncesinde işçi sınıfı bolluk bereket içinde yaşamıyordu tabi ki. Ama 1960’lardan itibaren başlayan ve örgütlü bir biçimde daha da yükselen mücadeleyle birçok ekonomik ve sosyal hak kazanılmıştı. İşçiler bu kazanımların örgütlü bir mücadeleyle kazanıldığını, atalarımızın dediği gibi “yalnız taştan duvar olmayacağını” gittikçe daha iyi öğreniyorlardı. 1980 askeri faşist darbesi ardından gelen saldırılara yeterince mukavemet gösteremeyen işçi sınıfının hakları ellerinden bir bir alınmıştır. En önemlisi ve can alıcı olan da, bütün bu hakların örgütlü mücadeleyle kazanıldığı gerçeğinin işçi sınıfının genç kuşaklarına unutturulmuş olmasıdır. Ve o tarihten bugüne kadar “bireysellik”, “rekabet”, bencillik” gibi işçi sınıfının mücadelesine zarar veren kavramlar sınıfın genç üyelerinin beynine zerk edilmiştir, halen de edilmektedir.
Birleşerek üzerimize saldıran patronlar sınıfı ve sermaye hükümetleri, grevlerimizi yasaklıyor, sendikamızı kapatıyor, çalışma saatlerini fiilen uzatıp ücretlerimizi düşürüyor ve en kötüsü de kendi medyaları ve eğitim kurumları aracılığıyla “bireysel kurtuluş” ve “rekabeti” genç kuşaklara çıkar yol olarak yutturuyorlar. Gene geçmiş kuşakların “yalnız taştan duvar olmaz” sözünde olduğu gibi, bireysel kurtuluş çıkar yol olsaydı it gibi didişip birbirini yiyen patronlar, işçi sınıfının haklarını ortadan kaldırmak ve örgütlerini yok etmek için birleşmezlerdi.
Fakat işçi sınıfı tarihin en güzel sayfalarına en güzel sözleri yazacak, herkesin insanca çalışıp insanca yaşayacağı bir dünyayı kuracak şüphesiz. Nasıl ki dünyayı yaşanabilecek bir yere getirecek olan işçi sınıfının mücadelesi ise, bu mücadelede ona yol gösterecek olan onun örgütüdür. “Yani el el ile değirmen yel ile” bir anlama kavuşur.
Gelin, Bir Olalım!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali işçileri, özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı 10 Şubatta Ankara’ya yürüyüş başlattı.
- ABD merkezli Yum Brands şirketinin KFC ve Pizza Hut restoranlarının Türkiye’deki işletmecisi olan İş Gıda'nın konkordato ilan etmesinin ardından 7 bin işçi Ocak ayı maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını, izin paralarını alamadı. İşçiler şirketin...
- Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde otomotiv parçaları üreten Chinatool Otomotiv’de işçiler 10 Şubat sabahı greve çıktı.
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...