Buradasınız
Bir Adım Önde Olmak!
Esenyurt’tan bir işçi
Merhaba arkadaşlar. Hepimizin bildiği gibi ABD’de ırkçı bir polis, siyah derili bir insanı vahşice katletti. Ardından ABD’nin birçok yerinde ırkçılık karşıtı gösteriler başladı. Fakat görüyoruz ki gösterilerin başlangıçtaki içeriği genişledi. Artık sadece ırkçılık karşıtı sloganlar değil, eşitsizliğe, adaletsizliğe, işsizliğe, güvencesizliğe, açlığa, barınma sorununa karşı talepler de sokaklardaki yerini almaya başladı. Bir eyaletten diğerine sıçrayan eylemlerde sık sık yükselen “Kahrolsun Irkçılık!” haykırışlarının “Kahrolsun Kapitalizm!” şeklinde yankılanmasına az kaldı.
Irkçılık karşıtlığı üzerinden ayağa kalkan işçi ve emekçiler sadece ırkçılığı değil köhnemiş kapitalist sistemi de hayatlarında istemiyorlar. Bunu verdikleri demeçlerden, kimi sloganlardan görmek mümkün… Kapitalizm karşıtlığı yükseldikçe protestoculara karşı daha saldırgan olan ABD’li egemenler ise gemi iyice azıya almış durumdalar.
Koronavirüs üzerinden ekonomik krizin sonuçlarının örtüldüğü süreç, ABD’li işçi ve emekçilerin patır patır işsiz kaldığı bir süreçti. Bunun uzun sürmeyeceğini, dünyanın geri kalan coğrafyalarında olduğu gibi ABD’de de işçilerin kapitalizm karşıtı gösteriler yapacağını biz UİD-DER’li işçiler biliyorduk. Aynı şekilde durumun zaten farkında olan ABD’li egemenler de henüz korona filminin ilk günlerinde “Covid-19’la mücadele” adı altında tankları sokaklara mevzilendirmişti. Daha o zamanlarda bir işçi arkadaşımız konuyu ele alırken ABD’li egemenlerin ileride yaşanacak işçi ayaklanmalarına hazırlık yaptığını, çünkü ekonomik krizin sonuçlarının her geçen gün daha da can alıcı hale geldiğini söylüyordu mektubunda, hatırlatmak isterim. “Tanklar Koronavirüsü Önler mi” mektubuyla arkadaşımız, ABD’li egemenlerin asıl niyetinin koronavirüs olmadığını vurguluyor, muhafız ordusunun isyan edecek emekçi kitleler için kullanılacağını söylüyordu.
Örgütlü işçi sınıfı geçmişten aldığı enerjiyi, ileriyi aydınlatmak için kullandığı için egemenlerin karanlık yüzü çırılçıplak ortaya çıkıyor. UİD-DER’li işçiler, örgütlü hareket etmenin avantajıyla, hep bir adım önde olmanın verdiği güvenle ve en önemlisi işçi sınıfının bağımsız siyasetini kuşanarak egemenlerin oyunlarını ortaya seriyorlar. Müneccim olmaya gerek yok, örgütlüysen görürsün! Yaşasın örgütlü işçi sınıfı, yaşasın örgütlü mücadelemiz!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...