Buradasınız
Bir Hemşirelik Öğrencisi: Nereye Kadar Böyle Gidecek!
İşçi Dayanışması’nın son sayısının (No 162) başyazısında şöyle yazmıştık: “İşçisinden öğrencisine, emeklisinden işsizine kadar emekçilerde endişe ve yarına dair karamsarlık duygusu hâkim!”[*] Giderek artan ölçüde gençler, içinde bulundukları sorunlardan kurtulmak için Batı ülkelerine gitme hayalleri kuruyorlar. Gelecek kaygısı ve çıkışsızlık o denli büyümüş durumda ki Türkiye’yi terk ederek gelişmiş ülkelere gitme düşüncesi ortaokul ve lise öğrencilerini bile etkisine almış durumda. “Geleceğini Arayan Gençlik: Yarınlar İçin Mücadele Edelim!” kampanyamız çerçevesinde sohbet ettiğimiz gençlerin önemli bir kısmı karamsar ve yurt dışına çıkma düşüncesini dile getiriyor. Aşağıda yer verdiğimiz sohbette de aynı duygular hâkim
Gençlerin önemli bir kısmı, üniversiteyi bitirmenin bir iş bulmak, hele hele paralı bir iş bulmak anlamına gelmediğinin farkına varıyorlar. Okudukları bölümlerle ilgili iş bulamadıkları için hizmet sektöründe (market ya da mağazalarda) veya fabrikalarda çalışmaya başlıyorlar. Çoğu, “Bunun için mi okuduk?” diyerek öfkeli! Ancak öfkelenmek yetmez, gerçeği olduğu gibi kavramak, kabul etmek ve mevcut durumu değiştirmek için mücadele etmek gerekiyor. Olmayacak hayaller kurmak ve sürekli sızlanmak yerine, daha güzel yarınlar için bir araya gelmeli ve dayanışma içinde hareket etmeliyiz.
Trakya Üniversitesi hemşirelik öğrencisi bir arkadaşımızla içinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte bir genç olarak yaşadığı sorunlar, işsizlik, ekonomi ve geleceğe dair düşünceleri üzerine sohbet ettik:
Geleceğe dair ne düşünüyorsun?
Gelecekle ilgili hiçbir şey düşünmüyorum. Ben zaten bu ülkede kalmak istemiyorum. Okuduğum bölümle ilgili daha avantajlı şeyler olduğu için yurtdışına çıkmak istiyorum. Sağlık alanında okuyorum. Bu ülkede sağlığın devletin gözünde hiçbir anlam ifade etmediğini biliyorum. Bir sağlıkçıyı hastanenin her yerinde çalıştırabiliyorlar. Mesela pandemi oldu, filyasyon ekibine aldılar. Yetmiyor başka yere göreve gönderiyorlar. Bir insan bu kadar yorulmamalı. Mesela yoğun bakımda çalışıyorsun, insanla uğraşıyorsun sonuçta dinç olman lazım. En ufak bir hata insanın hayatına mal olabilir. Gün aşırı nöbete bırakırsan o insandan verim alamazsın.
Peki, seni ülkeyi terk etme fikrine getiren sadece bu saydıkların mı?
İşsizlik her geçen gün artıyor. Daha fazla ücret alabileceğim, daha iyi koşullarda yaşayabileceğim ve mental olarak kendimi daha iyi hissedebileceğim bir ülkeye gitmek istiyorum. Bir sağlıkçı A101’de çalışıyor, bir mühendis, öğretmen fabrikada üretimde çalışıyor. İnsanlar kendi alanlarında iş bulamıyorlar. Bilişim okuyan bir öğrenci stajdayken otelde tuvalet temizliği yapıyor. O zaman kendi mesleğini nasıl öğrenecek, nasıl yapacak? Fabrikalarda, okullarda teknik, bilişim alanında iş öğretilebilir. Teorik olarak öğretilen şeyler pratikte uygulanabilir. Stajdayken kendi alanına dair pratik şeyler yapması gerekirken başka işler yaptırılıyor.
Ülkeyi yönetenler eğitim sisteminde “çağ atladık” diyorlar, sence de öyle mi?
Eğitimin pandemiden önce de iyi olmadığı bir ülkeydik, sonrasında daha da kötü oldu durum. İlkokuldan üniversiteye kadar eğitimde kalitenin ilerletilemediği bir ülkede yaşıyoruz. Kaliteli eğitim alamıyoruz. Temel matematik, Türkçe eğitimi veriyorlar, o da doğru düzgün değil. İnsanlar yeteneklerine göre istediği eğitimi alamıyorlar. Çocuklar becerilene göre çeşitli alanlara yönlendirilmiyorlar. Çeşitli aktivitelere, yeteneklerine göre çeşitli alanlara yönlendirileceği bir eğitim şekli olabilir. Herkesin becerileri farklı ama aynı eğitimi alıyoruz. Hepimiz aynı sınava giriyoruz.
Şimdi İstanbul’dan Edirne’ye gideceksin. Yurt giderlerini vs. nasıl karşılayacaksın, seni ne bekliyor?
Okul başladığında yurtta kalacağım. Aldığım burs 650 lira, yurt ücreti 400 lira. Geri kalan 250 lira ile tüm ay boyunca nasıl geçineceğim? Bu para kitaplarıma bile yetmez. Porsiyonlarımızı küçültmekten başka çare kalmıyor! Zenginlerin çocukları yoksulluk nedir bilmiyorlar. Biz yoksul çocukları ise sadece geçinmeyi düşünüyoruz. Bir yandan okuyor, bir yandan her boşlukta çalışıyorum. Neden bir özel hayatımız yok? Neden tatile gidemiyoruz? Hafta sonu bile insanlar mesaiye kalıyor, neden? Geçinebilmek için… Asgari ücretten bile vergi kesiyorlar, bu vicdansızlıktan başka bir şey değil. Vergiyi bari bizden almasalar bir nebze daha iyi yaşanabilir bir ülke olur.
Bu sorunlara karşı yan yana gelmemiz ve dayanışma içinde olmamız gerekmiyor mu?
Elbette öyle. Bizler mevcut durumu değiştirmek, sesimizi duyurmak için UİD-DER gibi yerlerde bilinçlenmeliyiz. Yaşam kaygısı, geçim kaygısı derdinde herkes. Hayat sadece boğazımızdan ibaret. Çoluğum çocuğum ne olur, nasıl bir şekilde çalışması gerekir, geleceğe dair hayaller bile kurulamıyor. Ekonomi iyi olsa ailelerimiz de geleceğimize dair daha fazla düşünebilir, hayal kurabilirler. Nereye kadar böyle gidecek?
[*] Çaresiz Değiliz: Güç Bizde Derman Ellerimizdedir! İşçi Dayanışması 162. Sayı Başyazı.
- Özgürlük İstiyorsak…
- Geleceğimiz İçin UİD-DER’deyiz!
- Gençlerimizi Öldüren Kapitalist Düzendir
- Gençler Olarak UİD-DER’de Buluşalım
- Umudumuzu Hep Birlikte Yeşertelim
- Gençliğe Sınıfımızın Gerçeklerini Anlatalım
- Depresyon ve Anksiyetenin İlacı Dayanışma
- Gelecekten Korkma! Korkunun Üzerine Birlikte Gidelim!
- Gençlik ve Kapitalizm Lodosu: Şikâyet Etmek Yetmez!
- Adalet Orada mısın?
- Gücümüzün Farkındayız!
- Sen Nerede Duracaksın?
- Biz de Umutluyuz, Çünkü UİD-DER’liyiz!
- UİD-DER Hayatıma Bir Güneş Gibi Doğdu!
- Barınamayan Gençlerin Ruh Hali!
- Çoğaldıkça Umudumuz Büyüyor
- UİD-DER’in Bana Öğrettiklerini Yaşayarak Deneyimledim
- Yağmur Olup Yağacağız Bu Kurak Topraklara
- Umut Bizim Ellerimizdedir!
- Genç İşsizliği “Ulusal Genç İstihdam Stratejisi” ile Çözülebilir mi?
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...