Buradasınız
Bir Şafak Vakti “Onlar”, Ayağa Kalkacaklar!

Nâzım Hikmet, yaşamı boyunca işçi sınıfının sömürüden kurtulması için, sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum için mücadele eder. Bu nedenle kapatıldığı Sultanahmet Cezaevinde “Onlar” diye bir şiir kaleme alır. Kendisini zindana kapatanlara değildir sözleri. Muhatabı, tarih boyunca kendilerine dair çok söz edildiğini söylediği işçilerdir, işçi sınıfıdır. Zaten o işçi sınıfının şairidir, onun sınıfsız bir toplum için çarpan yüreğinden güç alan kalemi, ipek bir mendile nakış işler gibi anlatır bizim sınıfımızı: Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, cahil, hakim ve çocukturlar; ve kahreden, yaratan ki onlardır, destanımızda yalnız onların maceraları vardır…
Bu destanda Nâzım, dünyada insan elinin ürettiği tüm güzelliklerin işçilerin eseri olduğunu anlatır. Taşa, demire şekil veren, fabrikalar kuran, uçsuz bucaksız deryalarda gemileri yürüten, gökyüzünde kuş misali uçaklar süzdüren, sırtında yük taşıyan, çocuk eğiten, hastalara bakan, ister topraklı yollarda ister parlak plazalarda olsun emeği ile geçinen ve hayatı şekillendirendir işçi. İşçi olmak üretmek demektir, işçi olmak dünyanın geldiği şu çağda, şu yaşadığımız düzende evrensel bir kimlik taşımak demektir.
Kapitalist düzenin efendileri, “böl, parçala, yönet” taktiğiyle işçi sınıfını yapay temellerde ayrıştırır, gerçek kimliklerini unutturmaya, “onlara” kendi çıkarları temelinde yön vermeye çalışır. Dünyanın kaderini değiştirebilecek güçte olan işçiler yapay tuzaklara düştüğünde yalnızlaşır ve gerçek kimliklerini kaybederler. “Onlar ki uyup hainin iğvasına sancaklarını elden yere düşürürler ve düşmanı meydanda koyup kaçarlar evlerine… Ve yeşil bir ağaç gibi gülen ve merasimsiz ağlayan ve ana avrat küfreden ki onlardır, destanımızda yalnız onların maceraları vardır.” Sınıf olmanın bilincinde olmayan, kendi kimliğini kuşanıp örgütlenmeyen işçi, egemenlerin oyunlarına aldanır. Gün doğumundan gün batımına kadar çalışmasına rağmen yoksulluğu giderek büyür. Bollukla yüklü bir dünyada yokluğun çelişkisini duyumsasa da daha iyi yaşamak için daha çok çalışmanın çare olduğunu düşünür. Günü kurtarmanın gayretiyle çırpınır durur. Şiirde tarif ettiği gibi kimi zaman yeşil bir ağaç gibi güler, kimi zaman merasimsiz ağlar, kimi zaman öfkeden barut fıçısına döner de yine de “böyle gelmiş böyle gider” der ve susar. Ama aynı işçi sınıf kardeşleriyle birlikte bir hak mücadelesi yürüttüğünde kendini güçlü hisseder, bilinçlenir ve patronların karşısında “dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa” diye haykırır.
İşçiler birlik olduklarında kapitalist sistemin dayattığı bireysel düşünme sınırlarını aşarlar ve mensubu oldukları büyük sınıfın bir parçası olarak hareket etmeye başlarlar. Yani ne zaman tek tek işçiler olarak çaresizlik salında savrulmayı bırakıp sınıf kardeşleriyle birlikte kürek çekmeye karar verirlerse, işte o zaman pul pul balıkları denizden çeken balıkçılar gibi mücadele deneyimlerini doldururlar heybelerine. İşçilerin kanını vampir gibi emen ama yine de doymayan, kendilerini hor gören, dünyayı yangın yerine çeviren kapitalist egemenlerin karşısında “korkak, cahil, çocuk” değil; bilinçli, cesur, olgun, kararlı, çetin bir yumruk oluverirler. Uzun soluklu kavgalarında deneyim biriktirdikçe, birbirlerine duydukları güven ve cesaretle hareket eden işçiler destanlar yazarlar ve destanlar yazdırırlar şairlere.
“Onlar”, yani işçiler, yine ayağa kalkacaklar ve destanlar yazıp yazdıracaklar. Fakat yaşamda hiçbir şey birdenbire meydana gelmez. Büyük değişimler alttan alta mayalanan, sancılı ve zor günlerin ardından gelir. Böyle dönemleri “karanlık” diye anlatır şairlerimiz ve değişimin mayalandığı gözle görünmez böyle zamanlarda. Nâzım, şiirinde demir, kömür ve şekerin, sevdanın, gökyüzünün, mavi okyanusun ve kederli nehir yollarının bahtının “onlar” sayesinde bir şafak vakti değişeceğini söyler: “Bir şafak vakti karanlığın kenarından onlar, ağır ellerini toprağa basıp doğruldukları zaman!”
Bugün hem dünyada hem de Türkiye’de kutuplaşmanın körüklendiği, milliyetçiliğin kışkırtıldığı, hak ve özgürlüklerin tırpanlandığı, savaşların, ölümlerin, acıların çoğaldığı bir süreçten geçiyoruz. Derin krizlerle sarsılan sistem, emekçileri nefessiz bırakıyor. Böyle bir sistemde zifiri karanlık geceler uzayıp gidiyor. Fakat şairin de dediği gibi karanlıklar aydınlığa çıkacak, egemenlerin yağmaladığı emeğin ve doğanın bahtı değişecektir. Hem de bu değişim, bizzat karanlık gecelerin içinde, karanlığa inat ufacık bir ışık huzmesine tutunarak azimle, dirençle çalışanların eseri olacaktır.
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....