Buradasınız
Çocuklarımız İçin 1 Mayıs’taydık!
İstanbul Avrupa yakasından 1 Mayıs’a gelen emekçi kadınlar, 1 Mayıs alanında ve dönüş yolunda UİD-DER kortejinde yer aldıkları için neler hissettiklerini paylaştılar bizimle. Bizler de inatçı bir gelenek olarak yaşayan 1 Mayıs’ı dünya işçi ve emekçileriyle beraber kutlamanın heyecanını yaşayan sınıf kardeşlerimizin duygularını aktarıyoruz sizlere…
Sağlık emekçisi: Merhaba sevgili dostlar. Bu sene, UİD-DER’li olduğumdan beri ilk 1 Mayıs’a katılışım. UİD-DER’le tanışmadan önce 1 Mayıslara hiç katılmadım. İlk başta nasıl bir şeyle karşılaşacağımı tabi ki bilmiyordum. Toplanma alanına vardığımızda yoğun bir insan kitlesinin içine girip kendimi o kitlenin bir parçası olarak görmek beni o kadar mutlu etti ki! Ne kadar büyük bir aile olduğumuzun farkına vardım. Bu, içimde büyük bir coşku uyandırdı. Çevreme baktığımda gördüğüm kişilerin çoğunu tanıyordum. Bu ayrı bir mutluluk verdi bana. Tüm o kırmızı gelincikler kardeşimdi çünkü aile demek kardeş demektir. Yanımda benimle birlikte ilk kez 1 Mayıs’a gelen bir arkadaşım daha vardı. Ona yoldaşlık ettim, derneğimizi anlattım. Bir yandan ilk deneyimim, bir yandan da arkadaşımın ilk deneyimine vesile olmak inanılmaz güzel bir etki uyandırdı bende. Yarınlar için daha umutluyum, daha mutlu bakıyorum geleceğe. Bu yüzden daha sıkı çalışacağım. Yarınlar bize güzel günler getirecek, inanıyorum. İnanarak ve daha çok çalışıp işçi arkadaşlarımıza ulaşarak bunu başaracağımıza artık daha yürekten inanıyorum.
Genç bir işçi-öğrenci: Ben 23 yaşında genç bir kadınım ve aynı zamanda da öğrenciyim. Genç olarak ayrı, genç bir kadın olarak ayrı sorunlar yaşıyorum ve tüm bunların üstesinden tek başıma gelemeyeceğimi biliyorum. Ancak hep birlikte mücadele ederek bir şeyleri değiştirebileceğimize inanıyorum. Bu benim ilk 1 Mayıs’ım değildi ama görev aldığım ilk 1 Mayıs’ımdı. Bu kez misafir olarak değil ev sahibi olarak oradaydım. O gün çok kalabalıktık. Bu beni daha da heyecanlandırdı, gururlandırdı. Ben inanıyorum ki biz artık bir şeyleri değiştirebiliriz. Ancak elimizi taşın altına koymalıyız, kadınlar olarak özellikle... Emekçi kadınlar mücadelede en önde diyorum.
Tekstil işçisi: Her şeyden önce 1 Mayıs’ta alanda yer aldığım için çok mutluyum. Artık 1 Mayıs alanlarında olmak zorundayız. Bir şekilde sesimizi çıkarmamız gerekiyor. Özellikle kadınlar olarak her şeyin bir adım önünde olmamız gerekiyor çünkü bu ülkenin geleceğini biz yetiştiriyoruz. Bizim elimizde büyüyecek bu çocuklar. Bugün anneler ve babalar, bırakın çocuklarını gezmeye götürmeyi, süt, peynir, ekmek gibi temel ihtiyaçlarını bile alıp yediremiyorsa çocuklarına, bir baba bir çocuğunu manavın önünden geçirirken gözlerini kapatıyorsa eğer, bir anne marketten çocuğuna bir yiyecek alamıyorsa bizim bu meydanlarda olmamız gerekiyor. Bizim sesimizi daha çok çıkartmamız gerekiyor ki birileri istese de istemese de artık bizim sesimizi duymak zorunda kalsın. Biz artık susmuyoruz ve susmayacağız. Çünkü gerçekten her anlamda bıçak kemiğe dayandı. Artık yoksulluğun en dibindeyiz. Bugünümüzün daha kötüsü olamaz. Onun için meydanları dolduracağız ve sesimizi çok gür bir şekilde çıkaracağız.
İkizleriyle beraber katılan emekçi kadın: Ben 1 Mayıs’a ilk defa kızlarımla katıldığım için çok heyecanlıydım. O gece hiç uyumadım. Kızlarım ve kardeşimle ilk 1 Mayıs’ımdı. UİD-DER’le ilk 1 Mayıs’ımdı. Çok mutluyum UİD-DER’le olduğum için. Gerçekten çok güzel bir ortam vardı. Herkesi buraya davet etmek istiyorum. Herkes buraya gelmeli. Pek çok aile çocuklarını korkup göndermiyor ama korkmasınlar. Ben çok gönül rahatlığıyla getirdim çocuklarımı. Benimkiler de çocuk ama ben güveniyorum UİD-DER’e. Bütün işçilerin de birlik olup burada olması lazım. UİD-DER bize birbirimize güvenmeyi, örgütlü olmanın önemini öğretiyor. İşçi sınıfına yani gücümüze güvenip birbirimizden güveni esirgemezsek tek yumruk oluruz. Çocuklarım da UİD-DER’de yetişiyor, onlar derneğe giderken kafamda en ufak bir soru işareti olmuyor. Bu mitingde ilk defa görevli olduğum için çok heyecanlıyım. Nasıl yapacağım diye düşünüyordum ama bir yandan da başaracağımdan emindim. Herkesi buraya davet ediyorum. UİD-DER’e gelsinler. 1 Mayıs’a bütün işçiler katılsın. Çocuklarını korkmadan UİD-DER saflarına gönderebilirler çünkü ben de öyle yapıyorum.
1 Mayıs için memleketinden gelen bir anne: Benim için 1 Mayıs dünya işçilerinin, emekçilerin günü demek. Bu sömürü sisteminde kız çocuklarımızın kendi ayakları üzerinde durmaları, güçlü kalmaları için anne olarak onlara destek olmak zorundayız. Benim kızım UİD-DER’li bir kadın. Hep merak ettim nasıl bir ortamda olduğunu. O bize anlatıyordu derneği. Tabi ki anne olarak kızım güvenli bir yerde mi diye hep düşünüyordum. Ama görmek daha farklı oldu. Geldiğime hiç pişman değilim. Çocuğumun çok güvenli bir yerde olduğunu biliyorum. Zaten bu dönemde ya sendika ya da dernek bir şeye üye olmak zorundasın. Tek başımıza hiçbir şeyiz ama birlikten güç doğar. Ben biliyorum ki bizim çocuklarımız çok güzel bir ortamda. Çok rahatım bu konuda. Bu çocuklar birbirlerine sahip çıkıyorlar. Haklarını savunacaklarını biliyorum. Ağa babalarının, patronların servetleri alıp yürürken bizim gençlerimizin bu kadar ezilmesini kabul etmiyorum. Gençlerimizin onlara muhtaç olduklarını düşünüyorlar. Ama gençlik onların sandıklarından çok daha zeki ve güçlü… Gençlerimiz bunun farkına vardıklarında değişecek düzen. Tabi ki biz anne babalar olarak çocuklarımızın arkasında durursak… Ben bir anne olarak her zaman kızımın, gençlerin yanındayım.
Kamu emekçisi bir kadın:1 Mayıs’ın özellikle biz emekçi kadınlar açısından bambaşka bir anlamı var aslında. Derinleşen yoksulluğun faturasını en çok biz kadınlar ödüyoruz. Evlerimizde, mutfaklarımızda hissediyoruz. Çocuklarımızdan birçok şeyi kısıtlamak zorunda kalıyoruz. Bu da çok acı veriyor emekçi kadınlara. Bunun yanında zaten bu kadar emek verip bu kadar yoksulluk çekmek bizi 1 Mayıs alanlarına taşıyor. Dünya işçi sınıfı ile buluşuyor olmamız ayrı bir coşku veriyor bize. Dünyayı saran emperyalist savaş zaten sürüyor. Savaşlarda kadınların yaşadıklarını hissediyoruz her gün hayatımızda. Haksız savaşlara karşı alanlardayız. Yoksulluğa karşı alanlardayız. Çocuklarımızın geleceksizliğine karşı alanlardayız. Kadınların her gün endişeyle uyandığı bir dünyada yaşıyoruz, bunlar sadece ülkemiz için geçerli değil maalesef. Bütün ülkeler için böyle. Bu düzende bir de çocuk doğurup büyütmek ayrı bir sıkıntı. Kızımın yüzüne her baktığımda nasıl bir dünya bırakacağız bu çocuklara diye düşünüyorum. Aslında bizi mücadeleye iten de bu duygu. Her anne babanın arzusu çocuğuna iyi bir gelecek bırakmak. Sınıf mücadelesinde şunu öğrendim: İyi bir gelecek iyi bir okul ya da banka hesapları değil. İyi bir gelecek iyi bir dünya bırakmak demek. Bizim de tek amacımız, derdimiz bu işlemeyen çürümüş sistemi yıkıp, yerine sınırsız, sınıfsız güzel bir dünya kurmak ve çocuklarımıza bunu miras bırakmak.
- Okyanusun Ötesinden 1 Mayıs
- Aynı Duygularda Ortaklaştığımız UİD-DER’li Emekçi Kadınlara Selam!
- Benim Yerim UİD-DER
- Toronto 1 Mayıs’ında Yüreğimiz UİD-DER’le Birlikteydi
- Güçlüyüz, Çünkü Birlikteyiz
- Bütün Dillerde Yankılanan Slogan
- UİD-DER Yüreklere Umut Ekiyor!
- O Gün Esen Rüzgâr Bile Farklıydı
- 1 Mayıs 2022: Hayatımın En Güzel Günlerinden Biri!
- Ne Kadar Özlemişim Kol Kola Halaya Durmayı, Ağız Dolusu Slogan Atmayı
- Yüreği Özgürlük İçin Çarpan Tüm Sınıf Kardeşlerimize Bin Selam
- Biz Beraberken Güçlüyüz!
- Yine Umudumuz Tazelendi Hep Birlikte!
- Biz de Oradaydık!
- En Güzel 1 Mayıs’ımdı
- Çoluk Çocuk Genç Yaşlı, İşte 1 Mayıs!
- Gökyüzü İlk Kez Bizimdi Bugün
- Dublin’de 1 Mayıs
- Mersin’den Maltepe’ye 1 Mayıs Coşkusunu Yaşadık
- Kocaeli’den Emekçi Kadınlar: 1 Mayıs’ta Kalabalığın Değil Birliğin İçindeydik
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...