Buradasınız
Daha Ne Kadar Canımız Yanacak?
Kocamustafapaşa’dan bir işçi
Karakış, soğuk, yağmur, kara bulutlar hep işçilerin üzerine yığılır. Gündüz işyerine yetişmek için koştururuz. İşyerinde ise soğukla cebelleşiriz. Akşam da verdiğimiz emeğin hiç de karşılığı olmayan ücretlerimizle aldığımız ekmeğimizle evimize telaşla koştururuz. Ailemizin yüzünü günde kaç saat görüyoruz soruyorum sizlere? Bir an önce yemek yiyip yatayım diye düşünürüz işten çıkarken. Yorgun argın eve varırız. Yemek yenir ve ardından bir suskunluk çöker. Konuşmayı unuturuz, sadece televizyon izleriz sessizce. Hep hayallere dalarız dizilerde bir kahraman gibi…
Sermaye patronlarının en büyük silahıdır bizi sessizliğe mahkûm etmek. Bunu ellerinden geldiği kadar iyi yapmaya çalışıyorlar. Haber bültenleri haberden çok magazin haberi sunuyorlar. Herkes hayatından memnunmuş, her şeyimiz dört dörtlükmüş gibi gösteriyorlar.
İstanbul Esenyurt’ta Marmara Park alışveriş merkezi inşaatında çalışan işçi kardeşlerimizin ölümü bu kadar basit mi olacaktı? İşçilerin naylon çadırlarda sıkış tıkış yatmalarının, devasa paralar verilerek yapılan iş merkezlerinin umurunda olmaması içimizi biraz daha yakıyor. Kâr hırsıyla daha kaç işçi kardeşimiz ölecek? Bu kara kışta naylon çadırda nasıl ısınacağız? Taşeron köle tüccarları her şeyin en ucuzuna kaçmayı biliyorlar. Çadırlar tek kapılıydı! Kaçamadılar işçiler, yanarak can verdiler!
Devlet büyüklerimizden hemen haber geldi: “400 tane müfettiş görevlendirildi.” Vay be! Düşünsenize devletimin 400 tane memuru görevlendirilmiş. Kesin kurtulduk, artık böyle şeyler yaşanmayacak! Artık ölümler olmayacak! Hiç ama hiç inandırıcı değil…
Başbakan Erdoğan aynen şöyle söylüyor: “Yoksulun, garibanın, işçinin, emekçinin, alınteriyle geçinen insanın hayatı hiç ama hiç ucuz değildir. Milyarlarca liralık yatırımlar yapanların, milyarlarca liralık kârlar elde edenlerin, alınteriyle geçinen işçilerin güvenliğini bu kadar hiçe saymasını asla kabul etmeyiz, edemeyiz.” Söylediğine kendi inanıyor mu çok merak ediyorum.
Bizler sizin devasa alışveriş merkezlerinizde çalışarak canımızı vermeyeceğiz! Sizlerin kâr hırsı yüzünden hayatlarımızı tehlikeye atmayacağız! Örgütlenip hakkımızı sonuna kadar alacağız!
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...