Buradasınız
Değişmeyen Kirli Oyun: Ezilenleri Birbirine Kırdırmak!
6 Şubat depremleri, Türkiye’deki 10 ilin yanı sıra Suriye’yi de vurdu ve her iki ülkede büyük yıkıma neden oldu. On binlerce insanımız enkaz altında kalırken, perişan olan milyonlar devletin yardıma koşmasını bekliyorlardı. Tüm kentlerden “devlet nerede?” haykırışları yükseliyordu. Toplumda güçlü bir dayanışma duygusu ortaya çıkarken, siyasi iktidara karşı öfke de büyüyordu. İşte tam da bu noktada, tek adam rejimi OHAL ilan etti ve toplumdaki öfkeyi başka kanallara yönlendirmek için psikolojik harp başlattı. Kirli propaganda “trol orduları” üzerinden sosyal medyada yayıldı. “Yağmacı” ve “Suriyeli” kelimeleri birlikte kullanıldı. Yağmacılıkla itham edilen insanlara yapılan işkencenin videoları ortaya çıktı. Hatta kimileri öldürüldü. Bu tablo, yıllardır kışkırtılan göçmen ve Suriye karşıtlığının nasıl körleştirici olabildiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Sömürücü egemenler, geçmişten bugüne hep aynı taktikleri izledikleri halde başarılı oluyorlar. Çünkü emekçiler, ezilen ve sömürülen kitleler örgütsüzler! Örgütsüz ve gideceği yolu bilmeyen insanlar kolayca yönlendirilirler. Böylece egemenler mağduru mağdura kırdırır, emekçiyi emekçiye düşman ederek iktidarlarını korurlar. Birkaç basit soru soralım: Günlerce yardım bekleyen insanların can havliyle yardım tırlarına koşması ve izdiham yaşanması, marketlere girmesi yağma mıdır? Mevzubahis görüntülerdeki insanların hepsi Suriyeli midir? Yağma yaptıklarına dair kanıt var mıdır? Varsa bile cezası işkence veya cinayet midir? On binlerin enkaz altında kalmasına yol açan büyük hırsızlık düzeniyle hesaplaşmak yerine “küçük hırsızlarla” uğraşmak kimin işine yarar? Bu iki halk aynı depremle vurulup enkazın altında kalmadı mı? Yağmacılıkla meşrulaştırılmak istenen OHAL, siyasi iktidarın hangi kirli planları için kullanılıyor, kullanılacak?
Egemenlerin körleştirme ve öfkeyi dış kanallara akıtma taktiği ne günümüze mahsustur, ne de yaşadığımız topraklarla sınırlıdır. Mesela 1923 yılında Japonya’da, büyük bir deprem sonrasında da aynı kirli plan devreye sokuldu. 150 bine yakın insan hayatını kaybederken, dönemin Japon egemenlerinin buldukları günah keçisi Koreli göçmenlerdi. Korelilerin çeteler oluşturarak yağmaya giriştikleri, sosyalistlerle birlikte yangınlar çıkardıkları ve içme suyunu zehirledikleri yalanları yayıldı. Binlerce insan linç edilerek hayatını kaybetti. Şiddet dalgasından yararlanan siyasi iktidar, felaketin hesabını vermediği gibi halka yardıma koşan sosyalist hareketi tasfiyeye girişti.
Örgütsüz toplum öfkesini asıl sorumlulara yönlendiremez ve her zaman en zayıf halkaya tepkisini kusar. Gerçek belgelere dayanarak Amerikan İç Savaşının ve ABD’nin güney bölgelerindeki köleliğin anlatıldığı Howard Fast’in Özgürlük Yolu kitabı bizlere pek çok ders aktarır. Kendileri de özünde köle olan, bizzat beyaz patronlar tarafından sömürülen beyaz işçiler, siyah kölelere karşı doldurulur ve düşmanlık beslerler. Onları aşağı görür ve hatta onları ezmekten hoşnut olurlar. Bu bir komplekstir, hastalık halidir. Ezilmişliğin yanlış adresten alınan intikamıdır, sahte bir üstte olma psikolojisinin yarattığı tatmin duygusudur. Bu yanılsama zehirlidir ve öldürücüdür. Çünkü ırkçılık ve milliyetçilik, işçilerin boynuna asılmış değirmen taşıdır. İşçi sınıfının önderlerinden Marx’ın dikkat çektiği üzere “siyah derili emeğin damgalandığı yerde, beyaz derili emek kendini kurtaramaz.” Siyahları aşağılayıp kendilerini üstün gören beyaz işçiler, beyaz patronlara karşı güçlü birlik oluşturamazlar.
Spartaküs liderliğinde Roma İmparatorluğuna karşı ayağa kalkan 100 bin kişilik köle ordusuna karşı, yine kölelerin kullanılması bir başka örnektir. Köle emeğinin sömürüsüyle görkemli bir imparatorluk inşa eden Romalı egemenler, bundan 2100 yıl kadar önce başlayan köle isyanı karşısında şaşkınlığa uğramışlardı. İnsan bile sayılmayan köleler başkaldırınca Roma, defalarca üzerlerine paralı ordular gönderdi. Egemenler isyanı bastıramayınca isyana katılmamış kölelere kılıç verdiler. Kılıç tutması yasaklanmış köleler, sözde bu şekilde onurlandırıldılar ve köle kardeşlerine karşı kullanıldılar.
Bu sömürü ve yağma düzeninde öfkelenmek için sayısız haklı sebebimiz var. Ancak bilinç ve örgütlülük kazanmamış öfke, yolundan saptırılır. Egemenlerin görmemizi istediği şeye bakar, kulağımıza fısıldadıklarını duyarız. Bilelim ki deprem sınır, milliyet, din farkı tanımaz ama kapitalizm altında emekçileri vurur. Bir felaketten bir başka felaket yaratılmasına, haklı öfkemizin hedefinden saptırılmasına geçit vermemeliyiz. Öfkemizin hedefinde kapitalist düzen ve tek adam rejimi olmalıdır.
O Bebeğin Keskin Kılıç Gözleri…
Dayanışma, Yarına Dair Umudumuzu Büyüttü
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- İşçi Dayanışması 190. Sayı Çıktı!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Saldırılara Karşı Durmanın Yolu Birlik ve Dayanışmadır
- 2024’e Girerken: Her Şeye Rağmen Mücadele
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Zaman Kasvette Asılı Kalmaz, Sen Geleceği Düşle
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sermayenin Planları Hazır, Peki İşçi Sınıfınınki?
- İsrail’i, Savaşı, Katliamı Kim Durdurabilir?
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...