Buradasınız
Deniz Feneri
GOSB’dan bir kadın metal işçisi

Geceleri ve sisli havalarda gemilere yol göstermesi için devasa kuleler yapılmış ve o kulelere fenerler dikilmiş. Denizin ortasında, gecenin karanlığında, sisli puslu havalarda gemi kaptanlarının yolunu bulması için. Eski çağlarda taştan yapılırmış kuleler. Fakat günümüzde beton ve çelikten yapılıyor. Nemli, tuzlu atmosferde ayakta kalsın ve fırtınaların neden olduğu aşınmaya direnebilsin diye. Yapılanın üzerine daha iyisi eklenerek geliştirilmiş, günümüze kadar ulaşmış. Deniz fenerleri geceleri denizi aydınlatırken gündüzleri de insanlara görsel bir şölen, buluşma yeri, dinlenip soluklanacak bir durak olmuş.
Kaptanlar varacakları yerlere ulaşmak için deniz fenerlerini takip ederler. Bizler de ışığımızı fikirlerimizden alıyoruz, fikirlerimizin peşinden gidiyoruz. İşçi sınıfının deneyimlerinden, yenilgilerinden, yengilerinden faydalanıyoruz. Öyle ki, nasıl deniz feneri millerce ötesindeki gemilere işaret oluyor, kaptanların karanlığa gömülüp yollarını kaybetmesini engelliyorsa, işçi sınıfının tarihi ve deneyimleri de bizlerin geleceğini aydınlatıyor. Bu yüzden umutsuzluğa kapılmıyor, güzel günlerin geleceğine olan inancımızı hiç yitirmiyoruz. Çünkü varacağımız yeri görüyor, biliyoruz. Zaman yalnızca bugünden ibaret olamaz, bu karanlık, bu sis bulutu ebediyen hüküm süremez. İşçi Dayanışması gazetesinde yazanlar, işçilerden gelen mektuplar, tarihten aktarılanlar hep bu umudu büyütüyor içimizde. Patronlar sınıfının yalanlarına inat bir deniz feneri gibi parlıyor, önümüzü aydınlatıyor.
Bugün işçi sınıfının, örgütsüzlüğün, karanlığın içinde tutunacak bir dala, yolunu bulabilmek için aydınlığa ihtiyacı var. Çünkü karanlık belirsizliktir, karanlık korkudur. Krizin her geçen gün derinleştiği, baskının, hak gasplarının, düşmanlaştırma politikalarının, yasakların daha fazla arttığı bu günlerde en büyük ihtiyaç doğruyu görebilmek. Fakat karanlıkta bütün renkler siyahtır, ayırt edilemez. Tıpkı gecenin yarısında deniz feneri olmadan yol almaya çalışan geminin ufkunu görememesi gibi. Pozisyonunu göremeyen kaptan yolunu şaşırır. Bizler de birlik ve dayanışma içinde olmazsak patronların yalanlarına kanar ve savruluruz. Patronlar sınıfının elinde olan medya, hiçbir gazetesinde her şeyi üreten işçi sınıfının nelere kadir olduğundan bahsetmez. Hiçbir gazetesinde işçi sınıfının tarihte ne destanlar yazdığını anlatmaz. Yalanı gerçek, gerçeği ise yalan göstermekte pek mahirdir. Onların yalanlarına kananlarsa umutsuzluğun, karanlığın, çelişkilerin içinde kendi paçasını kurtarmanın peşinde debelenir durur. Fakat tek başına kurtulmak mümkün olmadı, olmayacak.
Bu yüzden İşçi Dayanışması gazetemiz işçi sınıfının feneridir. İşçi Dayanışması gazetesini okuyanlar bilir ki kurtuluş ellerimizdedir. Egemenlerin yalanlarına inat tek çıkar yol işçi sınıfının örgütlülüğüdür. Her sayfasında, her satırında bizi bize anlatır. Mektuplarında, haklarımız köşesinde, dünya işçi hareketinden köşesinde, tarihimizden köşesinde, her sözünün özünde dünyayı avuçlarında tutanlar, üretenler vardır. Deniz feneri yüzyılları aşıp bizlere kadar ulaşmış, ihtiyaç duyulmuş ve geliştirilmiş. Bizim fenerimiz de önümüzde seni, beni, bizi bekliyor, büyüyerek yarınlara ulaşmak için.
- İşçi Dayanışması Kaynağından Çağlayarak Büyüyor
- İşçi Dayanışması Bültenini Birlikte Okuyoruz
- Hepsi Seninle İlgili!
- “Bu Gazete Hayat Kurtarır, Zihin Açar, Bilinç Geliştirir!”
- Gıda Siyasetin Dışında mı?
- İşçi Dayanışması’yla Geçmişimizi Öğreniyor, Geleceğimizi Örmeye Devam Ediyoruz
- “Beynimizi Kim Yıkamalı?”
- “Anne Bak, Köfte Yazıyor”
- Yeter Demenin Vakti Geldi!
- İşçi Dayanışması’nın Kıymetini Bilelim
- İşçi Dayanışması, Emekçi Kadınların Pusulası
- İşçi Dayanışması'nın 151. Sayısı Çıktı!
- İşçi Dayanışması Gözlerimdeki Bağı Açtı
- İşçi Sınıfının Rehberi 150. Sayısında Yol Göstermeye Devam Ediyor
- İşçiden İşçiye, İşçi Dayanışması!
- Kutup Yıldızımız İşçi Dayanışmamız!
- 150. Sayısıyla İşçilere Temiz Bir Nefestir İşçi Dayanışması
- İşçi Dayanışması İşçi Sınıfının Hafızası
- Gençlerin Gazetemize Mesajları
- Sınıf Bilinci Oluşturma ve Koruma Kalkanı
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/