Buradasınız
Dibin Dibi Yok!
Sancaktepe’den bir kadın işçi
Çalışma koşullarımız her geçen gün kötüleşiyor ve insan “dibin dibi yok” demeden edemiyor. Anlatacağım olay, bu durumu her açıdan doğruluyor. Geçenlerde telefonum çaldı. Arayan bir arkadaşımın Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünü bu yıl bitiren kızıydı. Kızımız Avrupa yakasında bir medya kuruluşunda iş bulmuş, birkaç gündür de çalışıyormuş. Ama babasıyla yaptığı konuşmadan sonra kafası karışınca bir de benim fikrimi almak istemiş. Patron iki aylık deneme süresi vermiş. “E pek tabi, İş Kanununda da öyle zaten” diye geçirdim içimden. 24 saatlik vardiyalar halinde çalışıyorlarmış. “Hımm, kötü bir durum ama olabilir. Medya sektörü sonuçta, çok oluyor öyle çalışma saatleri” dedim yine içimden. Sigorta yok. “Patron milleti işte! Deneme süresi bahanesiyle sigorta yapmıyorlar üçkâğıtçılar! Kızımız da yeni mezun, katlanacak artık, ne yapalım” diye düşündüm. Yol parası yok. “Yazık, maaşının bir kısmı yola gidecek, bari asgari ücretin üstünde bir ücret verseler, işi öğrenene kadar katlanır artık” dedim. Sonra araya girip safça sordum: “Peki ne kadar maaş verecekler?” Cevap: MAAŞ YOK! Evet, evet, yanlış okumadınız. Maaş vermeyeceklermiş! İki ayın sonunda çalışmasını beğenip lütfederlerse 18 aylık bir sözleşme imzalayacaklarmış. O zaman da asgari ücret vermeye başlayacaklarmış. Ama bu sözleşme bildiğiniz sözleşmelerden değil! Şöyle ki, işveren âlicenaplık gösterip acemi bir çalışana işi öğretiyor ya, şimdi bu işçi nankörlük edip birkaç ay sonra “ben işi öğrendim, daha iyi koşullarda iş buldum, gidiyorum” derse ne olacak? Hiç hakkaniyetli olmaz değil mi? O yüzden işçisini 18 ay boyunca asgari ücretle, yol parası olmaksızın kendisine bağlayacak bir sözleşme imzalatıyormuş.
İşte kapitalist sistemin gençlere sunduğu çalışma koşulları! Şimdi bu gençler isyan etmesin de ne yapsın? Dün UİD-DER sitesinde “Söyleyin ben ne yapayım?” diye soran meslek liseli genç bir kardeşimizin mektubunu okumuştum. Sorduğu soruya yine kendisi cevap veriyordu mektubunun sonunda. Evet, işçi kardeşlerim, özellikle de genç işçi kardeşlerim, yapmanız ve yapmamız gereken tam da o genç kardeşimizin dediği gibi bu düzeni değiştirmek için daha fazla mücadele etmek!
Fotoğrafların Gör Dediği
Cam İşçileri Patrona Geri Adım Attırdı!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...