Buradasınız
DİSK-AR’dan “Asgari Ücret Gerçeği Raporu-2022”
Geçtiğimiz günlerde Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Asgari Ücret Gerçeği 2022 Raporunu yayınladı. 2022 yılı için geçerli olacak asgari ücretin açıklanmasına sayılı günler kala açıklanan DİSK-AR raporu, asgari ücretin nasıl ortalama ücret haline geldiğinden liranın değer kaybetmesiyle emek gücünün nasıl ucuzladığına çeşitli başlıklarda hayli önemli veriler sunuyor.
Asgari ücretliler ülkesi Türkiye: 10 milyon asgari ücretli!
DİSK-AR raporu; asgari ücretin son derece yetersiz olduğunu ortaya koyarken, milyonlarca işçinin asgari ücrete dahi erişemediğini, asgari ücret dahi alamadığını ortaya koyuyor. Bütün ücretli çalışanların yüzde 18’inin yani 3,4 milyon işçinin asgari ücretin altında bir ücretle, 1,7 milyon işçinin ise 1500 liradan az bir ücretle çalıştığını aktaran rapor; asgari ücret ve altında ücret alan işçilerin sayısının 6,3 milyon olduğunu söylüyor. Yani her üç çalışandan birisinin eline en fazla 2825 lira geçiyor. Özel sektörde ise hayli vahim bir tablo var: Özel sektör işçilerinin yüzde 70’i asgari ücretli!
Asgari ücretin altında, asgari ücret düzeyinde ve asgari ücretin ancak yüzde 20 üzerinde ücret alan işçilerin toplam sayısı 9,7 milyon! Asgari ücret ile asgari ücretin yüzde 20 üzerinde ücret alanlar arasında kayda değer bir fark olmadığından bu rakam aslında Türkiye’de her iki çalışandan birisinin yani 10 milyon işçinin asgari ücretli olduğu anlamına geliyor.
Raporda, yıllar içinde giderek daha çok emekçinin asgari ücret civarında ücretle çalışmak zorunda kaldığı, ortalama ücretlerin asgari ücrete hayli yaklaştığı vurgulanıyor. Mesela 2005 yılında aylık ortalama ücret, asgari ücretin 2,2 katı iken, 2019’da asgari ücretin 1,7 katına gerilemiş durumda. Bu durumun en önemli sebebi, özel sektörde veya devlet işletmelerinde ücret artışlarının en fazla resmi enflasyon oranında yapılmasıdır. Tüm bunlardan hareketle asgari ücretin ortalama ücret haline geldiğini belirten raporda, Türkiye’nin asgari ücretliler ülkesine dönüştüğüne vurgu yapılıyor.
Önemli bir başlık ise kadın işçiler ile asgari ücret arasındaki durum. Kadın işçiler asgari ücret de dahi adaletsizliğe uğruyor. Raporda özel sektörde çalışan kadın işçilerin yüzde 27’sinin asgari ücretin bile altında ücretle çalıştırıldıkları, yüzde 13’ünün ise 1500 TL’nin altında ücretle çalışmaya zorlandığı belirtiliyor. Özel sektörde çalışan kadınların yüzde 80’i, asgari ücretin altında veya en fazla yüzde 20 üzerinde ücret alıyor. Rapor kadın işçilerin uğradığı ayrımcılığı ortalama ücret üzerinden de gösteriyor; 2005’te kadınların ortalama ücreti 2 asgari ücret düzeyindeyken 2019’da 1,5 asgari ücrete gerilediğine dikkat çekiliyor.
Asgari ücretlinin vergi yükü arttı!
Dolaylı-dolaysız vergi ve kesintileri dikkate aldığımızda brüt asgari ücretin yüzde 33,4’üne tekabül ettiğini, asgari ücretin 1195 lirasının vergi ve kesintilere gittiğini ortaya koyan DİSK-AR raporu, asgari ücretli işçinin yılın 122 gününü vergi ve kesintiler için çalıştığını vurguluyor.
DİSK-AR raporu, AKP iktidarında vergi dilimi tarifelerinin asgari ücretten ve enflasyondan daha az artırılmasıyla asgari ücretlinin vergi yükünün de arttırıldığına dikkat çekiyor. 2002 ve 2003 yıllarında ilk vergi dilimi tarifesi asgari ücretin 15-16 katıydı, bugün ilk vergi dilimi asgari ücretin 6,7 katına geriledi. Böylece asgari ücretliler yılın ikinci yarısından itibaren ikinci vergi dilimine girmeye başladılar ve daha fazla vergi ödemeye mecbur bırakıldılar.
Asgari ücret neydi, ne oldu?
Asgari ücretin 1974’te kişi başına düşen milli gelirin yüzde 80,6’sına denk geldiğine değinen rapor, bu oranın 2021 yılında yüzde 54,5’e gerilediğini gözler önüne seriyor. “Eğer asgari ücret milli gelirle paralel olarak artsaydı; brüt asgari ücretin 2021 yılında 3577 TL değil, 5645 TL olması gerekirdi” deniyor.
Liranın dolar ve tüm diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesiyle zaten düşük olan asgari ücret daha da eridi. Egemenlerin uzun zamandır hayali olan “en ucuz işçi, en düşük asgari ücret” hayali gerçekleşmiş oldu. Raporda, 2008’de 371 dolar olan asgari ücretin 2016’da 430 dolara yükseldiği, 2021 yılı ortalama kuruna göre 270 dolara düştüğü belirtiliyor. Güncel dolar kuruna göre yeniden hesapladığımızda asgari ücret bugün 200 dolara kadar gerilemiştir. Tüm bu rakamlar Türkiye’de asgari ücretin Çin’deki asgari ücretin dahi altında kaldığını gösteriyor. Rapor, aynı zamanda Türkiye’deki asgari ücreti Avrupa ülkeleriyle kıyaslıyor. Avrupa ülkelerinde Arnavutluk’tan sonra en düşük asgari ücret Türkiye’de!
Bir diğer evrensel hesaplama aracı ise altın. Merkez Bankasının yıllık ortalama altın fiyatları üzerinden bir hesaplama yapan DİSK-AR, 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 Cumhuriyet altını alınabilirken, 29 Kasım 2021 itibarıyla yıllık net asgari ücretle sadece 7 Cumhuriyet altını alınabilmekte olduğunu ortaya koyuyor. Bu gerçek asgari ücretin nasıl değer kaybettiğini örneklemiş oluyor.
- Asgari Ücret Zammından Sonra…
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Asgari Ücret Bir Kez Daha Sefalet Ücreti Oldu
- DİSK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde Asgari Ücret Eylemi
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- “Beklenen Enflasyon Oranı” Oyunu
- Asgari Ücret Hep Siyah Duman!
- 2024 Yılı İçin Asgari Ücret Açıklandı: Biz Bu Tiyatroyu Çok İzledik!
- Başkasından Çözüm Bekleme, Derman Ellerimizde!
- Hem İşçilerin Onayını Alacak Hem de…
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- Yeni Asgari Ücret Eski Tiyatro
- Asgari Ücret: Refahtan Pay Değil Derinleşen Yoksulluk!
- DİSK’ten Açıklama: Asgari Ücret Değil Toplu Sözleşme!
- Asgari Ücret, Sefalet Ücreti
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Dolan Kimin, Boşalan Kimin Küfesidir?
- Asgari Ücret Açıklandı: Sefalet Baki, Algı Oyunları Sürüyor!
- Asgari Ücret, Zamlar ve İşçilerin Söz Hakkı
Son Eklenenler
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...