Buradasınız
Dünya Mülteciler Günü: Kapitalizmde Huzur Yok!
Bugün 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Birleşmiş Milletler Göç Örgütünün açıkladığı Küresel Eğilimler Raporuna göre, 2010’dan bu tarafa tam 100 milyon insan zorla yerinden edildi. Evini ve yurdunu terk edenlerin daha sonra geri dönmesi giderek imkânsızlaşıyor. Mesela 1990’lı yıllarda her yıl ortalama 1,5 milyon mülteci evlerine geri dönebilirken, son 10 yılda bu sayı yılda yaklaşık 385 bine düştü. Çeşitli biçimler altında sürdürülen Üçüncü Dünya Savaşı, her ne kadar Ortadoğu’da yoğunlaşmış olsa da, dünyanın geniş bir coğrafyasını derinden etkiliyor ve milyonları yerinden, yurdundan ediyor.
Evlerini ve yurtlarını terk ederek göç yollarına düşmek zorunda kalan yoksul kitleler, işsizlik ve sefalet içerisinde hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Mültecilerin çaresizliğinden yararlanan kapitalistler, onları en ağır işlerde ve en düşük ücretlerle güvencesiz çalıştırıyorlar. Mülteciler ırkçı saldırılara, dışlanma ve aşağılanmaya maruz bırakılıyorlar. Sefaletten kurtulma ve hayatta kalma umuduyla, gelişmiş kapitalist ülkelere ulaşmaya çalışan on binlerce mülteci göç yollarında can veriyor. Türkiye’de sayıları 4 milyona ulaşan Suriyelilere “mülteci” statüsü bile tanınmıyor. “Misafir” denilerek her türlü haktan yoksun bırakılıp sefalete mahkûm edilen mültecilerin, ölümü göze alarak Avrupa’ya kaçma çabaları bile şantaj aracı olarak kullanılıyor.
Savaşın yarattığı mültecilik ve göçmenlik sorunu büyük acılara yol açarken, aslında bambaşka bir sürecin de önünü açmış bulunmaktadır. Mülteci ve göçmen haline gelmiş milyonlarca emekçinin gittikleri ülkelerde işçi sınıfıyla iç içe geçmesi, işçi sınıfının uluslararası mücadelesi açısından büyük potansiyel içermektedir. Eğer bu ülkelerin işçileri, göçmen işçilerle enternasyonalist temelde kaynaşıp ortak bir örgütlenmeye gidebilirlerse, savaşın, işsizlik ve yoksulluğun ortaya çıkardığı göçmenlik olgusu kapitalizmin alaşağı edilmesinde bir kaldıraç rolü de oynayabilir.
Bugün Latin Amerika’dan Afrika’ya, Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden Ortadoğu’nun çeşitli ülkelerine kadar sayısız bölgeden milyonlarca göçmen daha gelişmiş, zengin ülkelere ulaşmaya çalışıyor. Savaş, baskı ve zorbalık, işsizlik ve yoksulluk, açlık milyonları göçmen haline getiriyor. Milyonları bu duruma düşüren, onmaz acılar yaşatan kapitalist sömürü düzenidir. Bilinmelidir ki, kapitalizm var oldukça savaşlar bitmez; baskı ve zorbalık rejimleri sona ermez; işsizlik, yoksulluk ve açlık son bulmaz. Ne zamanki insanlık kapitalizm belasından kurtulur, işte o zaman göçmenlik de ortadan kalkar ve tüm dünya insanlığın ortak evi olur. Sömürü son bulur, barış gelir, işsizlik ve yoksulluk biter, insanlık nefes alır!
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
- DERİTEKS’e Yapılan Saldırı Eylemlerle Protesto Edildi
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...