Buradasınız
Düzen Medyasının Şaşırtmayan “Şaşkınlığı”
Sancaktepe’den bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Biz insanlar nelere şaşırırız? Alışık olmadığımız, beklemediğimiz bir durumla karşılaştığımızda şaşırırız değil mi? Şaşkınlık da sınıfa göre, zümreye göre değişiyor elbette. Bizim şaşırdıklarımız başka, patronların ve düzen sözcülerinin şaşırdıkları ya da şaşırıyormuş gibi yaptıkları başka…
Çok şahit olmuşuzdur ilginç haber başlıklarına. “Emeklilere Müjde”, “Çalışanlara Müjde”, “Artık Herkes Kıdem Tazminatı Alacak” vs... Ama haber içeriğine baktığımızda hiç de müjdeli bir şeyle ya da başlıkta söylendiği gibi heyecan verici bir haberle karşılaşmayız. Bir haber gördüm geçenlerde bir düzen gazetesinde. Başlık da çok enteresandı: “Esenler’de Şaşırtan Hırsızlık.” Altında da videosu var. Videoyu izlediğimde şaşılacak bir durum göremedim tabi. Tersine bu haberi yapanların sözde şaşkınlığına öfkelendim. Belli ki haberi yapanlar bizim de şaşırmamızı ve “vay be hırsızlığa bak” dememizi istemişler. Videoda bir adam bir marketin dışarıda kurulu manav reyonundan bir poşete olsa olsa bir kilo kadar mandalina, bir başka poşete ise üç demet ıspanak koyuyor. Sonra da parasını ödemeden oradan uzaklaşıyor. Şaşırtan hırsızlık buymuş! Biri bir tencere bile etmeyecek sebze, diğeri ise kış günlerinde C vitamini olacak birkaç meyve. İnsan okurken ve izlerken öfkeleniyor. Basıyor içinden geçen birkaç kelamı. Haberi yapana mı yoksa görüntüleri veren market sahibine mi daha çok öfkelenmeli?
“Nerede kaldı sizin insanlığınız?” diye sormadan edemiyor insan. İşsizliğin kol gezdiği, her şeyin ateş pahası olduğu, ücretsiz izin sopasıyla yaşadığımız şu günlerde, bunun neresi şaşılacak bir durum ey akıl fukaraları? Şimdi bu “hırsızlığa” çok şaşırdığınıza ve bu şaşkınlığınızın haber yapacak kadar büyük olduğuna inanmamızı mı istiyorsunuz? Peki, şunlara niye şaşırıp haber yapmıyorsunuz?
- Son yıllarda ve özellikle pandemi süreciyle birlikte gıdaya, zorunlu geçim araçlarına gelen zamlar, işsizlik rakamlarının tavan yapması…
- Kâğıt üzerinde düşük gösterilen enflasyonun marketteki, pazardaki gerçek yüzü…
- Pandemi gerekçesiyle ücretsiz izne çıkartılan işçiler, ama aynı fabrikada uzun saatler çalışan diğer işçi arkadaşlarımız…
- Bir tarafta pandemi nedeniyle bu yaz tatillerini özel yatlarından çıkmadan yapmak “zorunda kalan” zenginler, diğer tarafta 80 metrekarelik evlere sığmaya çalışan işçi aileleri…
- Pandemi gerekçesiyle işsizlik fonu patronlara peşkeş çekilirken işsiz işçilerin çeşitli gerekçelerle işsizlik fonundan yararlanamaması…
- Kasaları milyonlarla dolu olan patronların sıfırlanan vergi borçlarına karşılık kredi kartının asgari tutarını dahi ödeyemeyen işsiz işçilerin evlerine gelen hacizler, ödenmeyen faturalar nedeniyle kesilen elektrik, su, doğalgaz…
- Pandemi bahanesiyle ücretsiz izne çıkartılan bir işçinin, ailesini günde 39 liraya geçindirmek zorunda olması…
- Pandemi gerekçesiyle hastanelere gidemiyor olmak, tedavilerimizin yarım kalması… Birçok tanıdık ve akrabamız Covid-19 nedeniyle değil, yarım kalan tedavileri nedeniyle hayatlarını kaybetti.
- Çocuklarımızın eğitim hakkının elinden alınması… Körpeciklerin evde hapis hayatı geçirmeleri…
- Yapılan yeni köprüler, hastaneler ve havayolları için kullanmadığımız halde cebimize girmeden alınan paralar, vergiler.
- Devlet kaynaklarının har vurup harman savrulması.
- Ve en önemlisi, işçileri iliklerine kadar sömüren, emeğimizi çalan kapitalistlerin hırsızlığı…
Bu saydıklarım yeterince şaşırtıcı değil mi sizin için? Belki de akşam çocuklarının, eşinin yanına eli boş dönmek istemeyen bir babanın birkaç mandalina ve biraz ıspanak “hırsızlığını” yazmaya değer buldunuz da koca koca hırsızlıkları yazmaya değer bulmadınız mı? Bizleri sömüren, bizim emeğimizle milyarlara sahip olan patronların sıfırlanan vergileri en âlâ hırsızlık değil mi? İşsizlik fonundan patronlara aktarılan milyonlar tüyü bitmemiş yetimin hakkı değil mi? Doğal kaynaklarımız bir avuç sermayedarın çıkarı için talan edilirken çocuklarımızın geleceği çalınmıyor mu? Peki ya yeraltı cehenneminde canını ortaya koyarak çalışmış madencinin ödenmeyen maaş ve kıdem tazminatları? Bu da hırsızlık değil mi? Mağazalarını kapatıp şirketin üzerinde tek kuruş bırakmayarak 1500 işçinin maaş ve tazminatını vermemek hırsızlık değil mi? Yazın ulan, yazacaksanız bunları yazın “şaşırtan hırsızlık” diye!
Sizin “şaşkınlığınız”, pervasızlığınız, ikiyüzlülüğünüz şaşırtmıyor bizi. Tarafınız belli, kimlerin sözcüsü olduğunuz belli. Ama sizin de gerçekten şaşırdığınız günler gelecek, hiç kuşkunuz olmasın! Gün gelecek, devran dönecek ve büyük puntolarla, şaşkınlıkla “AYAKLAR BAŞ OLDU” yazacaksınız gazetelerinize. Beş altı mandalinaya ve bir yemeklik ıspanağa muhtaç edilen işçiler bu zulmün hesabını soracak elbet.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.
- İzmir Gaziemir’deki Ege Serbest Bölgede bulunan Digel Tekstil’de işçiler, düşük ücret zammına tepki gösterdiler ve hakları için sendikalı oldular. Ancak Digel Tekstil patronları işçilerin zam talebini duymazlıktan geldi, sendika haklarını yok saydı...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarında çalışan işçiler, 10 Şubatta özelleştirmeye karşı Ankara’ya yürüyüş başlatmışlardı. 13 Şubatta Hazine ve Maliye Bakanlığı...
- 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun tarafından işletilen Çöpler Altın Madeninde siyanürlü toprak kaymış, 9 işçi toprak altında kalmış, cenazelerine aylarca ulaşılamamıştı.
- Antep'te direnişlerin yaygınlaşması, işçilerin ortak eylemler yapması, birlik içinde hareket etmeye yönelmesi ve pek çok örnekte mücadelelerini başarıya ulaştırmaya başlaması üzerine patronlar baskılarını arttırdı. Gaziantep Valiliği ise 13 Şubatta...
- Soma, Ermenek, Amasra, İliç madenci katliamları, Çorlu tren katliamı, Elazığ, İzmir, 6 Şubat depremleri, orman yangınları ve sel felaketleri, Hendek havai fişek fabrikası ve Balıkesir mühimmat fabrikası patlamaları, yüzlerce iş cinayeti ve son...
- Yeni yılın ilk günlerinde MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patronlara “biz sizin daha çok para kazanmanızı istiyoruz” dedi. Patronlar tarafından alkışlanan Bakan, tam da bunu yapıyor, patronların kazanması için...
- Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz.
- Ankara’dan bir grup UİD-DER’li işçi, “Küçük Kara Balık ve Samed Behrengi” adlı bir video hazırladı. Farklı sektörlerde çalışan, uzun ve yorucu iş saatlerine, vardiya engeline rağmen birlikte öğrenip birlikte üretmek için bir araya gelen işçi...
- Asgari ücrete yüzde 30, kamu emekçilerine yüzde 11,54 ve emeklilere yüzde 15,75 oranında sefalet zammı dayatılmasının ardından Antep’te bulunan tekstil patronları da ücret artışlarını sefalet düzeyinde tuttu. Şubat ayına girilmesiyle belli olan...