Buradasınız
Ek Zam Talebini Üretimden Gelen Gücümüzle Kazandık
Kocaeli/Gebze’den bir metal işçisi
Türkiye işçi sınıfı olarak, yoksulluk çukurunun derinliklerine yuvarlanıyoruz ve yoksulluğun etkileri her geçen gün daha katlanılmaz boyutlara ulaşıyor. Bu durumun öylece, kendiliğinden gerçekleşmediği ortada. Siyasi iktidarın bile isteye uyguladığı politikaların, bizim için yoksullaşmadan başka bir sonuç doğurmayacağı belliydi. Patronların, siyasi iktidarın ve rakamlarla istediği gibi oynayıp gerçek dışı enflasyon rakamları açıklayan TÜİK’in marifetleri sonucunda ücretlerimiz eridikçe eridi. Açıklanan enflasyon rakamları referans alınarak milyonlarca işçinin ücretinin belirlendiğini düşündüğümüzde bizlerin temel ihtiyaçlarımızı asgari düzeyde karşılayabilmemiz, geçinebilmemiz söz konusu dahi olamıyor. Üstelik bugün işçi sınıfının ezici çoğunluğu asgari ücret düzeyinde bir maaşla çalışıyor. Türkiye’de geçim derdine düşürülen milyonlarca işçi ve emekçi bir çıkış yolu arıyor.
Tam da böyle bir zamanda biz metal işçileri, sendikamız Birleşik Metal-İş öncülüğünde daha iyi bir ücret ve çalışma koşulları için bir mücadele hattı belirledik. Toplu sözleşme dönemi dışında ek zam talebiyle başlattığımız bu mücadelenin örgütlü olduğumuz tüm fabrikalarda güçlenmesi, işçilerin bu talep etrafında kenetlenmesi için çalıştık. Bulunduğumuz fabrikalarda yürüyüşler düzenlemekten, haklı taleplerimizi ifade eden sloganlarımızı atmaktan, yan yana gelip birliğimizi göstermekten geri durmadık. Toplu sözleşmeyi beklemek yerine mücadele yolunu seçtik.
Metal patronlarının örgütü MESS, biz işçilerin ortaya koyduğu bu kararlı mücadele karşısında masaya oturmak zorunda kaldı. MESS ile yapılan ilk görüşmelerde patronlar, sendikamızın açıkladığı ek zam talebini fazla buldular, işi zamana yayarak taleplerimizi aşağı çekmemizi beklediler. Ancak bu tutum bizleri daha da fazla mücadeleye itti. Çünkü haklı olan bizdik. Fabrikalarımızda taleplerimizi elde etmenin en gerçekçi yolunun üretimden gelen gücümüzü göstermek olduğunu tartışıyorduk. Sendikamız ek zam talebini sürüncemeye bırakmaya çalışan MESS’in bu tutumuna karşı örgütlü olduğumuz fabrikalarda önce her vardiyada bir saatlik iş durdurma kararı aldı. Ardından eğer patronlar taleplerimize kulak tıkamayı sürdürürse, MESS ile devam eden ve beş işletmeye bağlı 11 fabrikanın (Schneider Enerji, Grid Solutions Enerji, Schneider Elektrik, Hitachi, Arıtaş Kriyojenik) toplu iş sözleşmesi görüşmesinde tıkanma nedeniyle grev kararının uygulamaya başlanacağı 23 Ocak’ta MESS’e bağlı tüm fabrikalarda aynı anda greve gidileceği açıklandı. Sendikamızın aldığı bu karar fabrikalarda çalışan bizler için çok olumlu karşılandı.
17 Ocak Salı günü ilk iş durdurma eylemimizi bütün vardiyalar olarak uygulamaya başladık. İlk gece vardiyasında, ardından da sabah vardiyasında birer saat iş durdurduk. Bir araya toplandık, bildiri okundu ve haklı taleplerimizi anlatan sloganlarımızı attık. Sendikamızın aldığı bu kararın ne kadar haklı olduğunu ve meşru bir eylem olduğunu sohbetlerimizde konuşmaya başladık. Bizim dışımızdaki diğer fabrikalarda da iş durdurma eyleminin haberleri geldikçe bizler de daha çok umutlanıyorduk. 08.00-16.00 vardiyasının bitiminde ve 16.00-24.00 vardiyasının işbaşı yaptığı esnada bir haber geldi: MESS’in taleplerimizi büyük oranda kabul ettiğini öğrendik. Böylece toplamda iki saat iş durdurarak haklı taleplerimizi kazanmış olduk. Örgütlü bir biçimde üretimden gelen gücümüzü kullanmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha yaşayarak görmüş olduk. Bu yaşadığımız süreç biz işçilerde çok olumlu bir etki yarattı. Bu durum, bir arada olmanın, yan yana gelmenin, örgütlü hareket etmenin yarattığı gücün, sınıf olarak nasıl bir güç olduğumuzun somut olarak ortaya koyulmasıdır.
Bizler bu süreci, hem TİS süreçlerinin dışında bir kazanım olarak görüyoruz hem de önümüzdeki süreçler için moral olması bakımından değerli buluyoruz. Grev yasağını tanımayarak mücadele yolunu seçen Bekaert ve Schneider Enerji işçileri ve ek zam talebini üretimden gelen güçle kazanan metal işçilerinin bu tutumu bir kazanımdır. Bu olumlu havayı tüm fabrikalara yaymak, fabrikalarımızda örgütlü gücümüzü büyütmek için çalışacağız.
Bu Düzen Değişmeli!
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi İmzalandı
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Birleşik Metal-İş’ten Grev Kararı: Metal İşçileri Greve Hazır!
- Metal İşçilerinin MESS’i Protesto Eylemleri Sürüyor
- Ay Sonunu Bırak, Ortasını Getiremiyoruz!
- Metal İşçileri Greve Hazırlanıyor
- Metal İşçileri Çorlu’da Haykırdı: Greve Hazırız!
- Metal İşçilerinin Eylemleri Devam Ediyor
- Metal İşçisiyiz, MESS’in Dayatmalarına Boyun Eğmiyoruz!
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi Kimleri İlgilendirir?
- Hak Gasplarına Karşı İşçi Mücadeleleri
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Seyahat, Hayat Pahalılığı ve MESS Sözleşmeleri!
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
- Bu Pahalılıkta Davut Abi’yi Neden Misafir Ediyoruz?
- Birleşik Metal-İş: Metal İşçileri Mücadele Ateşini Yaktı!
- MESS’e Karşı Birliğimizi Güçlendirelim!
- MESS Dayatmalarına Birlikte Karşı Duralım!
- Birleşik Metal-İş Üyesi İşçiler MESS Dayatmalarına Direniyor
Son Eklenenler
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.