Buradasınız
Emekçi Kadınlar Tek Adam Rejimine Hayır Diyecek!

Yayınladığı seçim manifestosuyla emekçi kadınlardan da oy isteyen AKP, 16 yıllık iktidarı boyunca kadınlara yönelik birçok olumlu düzenlemeyi hayata geçirdiğini iddia ediyor. Oysa biz emekçi kadınların yaşamı bu iddianın bir yalan olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Mesela AKP seçim manifestosunda kadına yönelik şiddet ile mücadelede sıfır tolerans ilkesini gözettiğini iddia ediyor. O halde yıllar içinde kadına yönelik şiddetin bitmese bile azalması gerekirdi değil mi? Peki gerçek ne? Gerçek şu ki kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik her türlü şiddet azalmadı aksine arttı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun verilerine göre sadece 2012-2017 yılları arasında 1781 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Bu cinayetlerin tek sorumlusunu katilin kendisi olarak görmek 16 yıldır ülkeyi yöneten bir partinin sorumluluğunu gizlemek olur. Nihayetinde kadına yönelik şiddet suçlarında faili cezasız bırakan ya da iyi hal, haksız tahrik indirimleri uygulayan mahkemeler bu iktidarın yasalarına göre hareket ediyorlar. Emekçi kadınlar bu 16 yıl içinde defalarca iktidar tarafından birilerinin kadını aşağılayan, değersizleştiren, şiddeti körükleyen sözlerine tanık oldular. Kahkaha atan kadının iffetsiz kadın olduğu, kadın erkek eşitliğinin fıtrata ters olduğu, erkeğin giyimini beğenmediği bir kadın gördüğünde tekmelemese de mırıldanmasının hak olduğu ve buna benzer pek çok ibretlik söz edildi iktidar sözcüleri tarafından. Bütün bunlar kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran bir işlev gördüler. Bu durumda sormak gerekmez mi “bu mudur sizin sıfır tolerans ilkeniz?” diye.
AKP manifestosunda diyor ki “Uyguladığımız politikalarla erken yaşta ve zorla evlilikleri yarı yarıya azalttık.” Peki, AKP iktidarı değil miydi cinsel istismar yasasını geçirmeye çalışan? Hem erken yaşta ve zorla evlilikleri azalttığınızı iddia edeceksiniz hem de kız çocuklarının tecavüzcüyle evlenmesi halinde tecavüzcüyü serbest bırakmak için yasa çıkarmaya kalkışacaksınız. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! Üstelik Türkiye çocuğun cinsel istismarında dünyada üçüncü sırada bulunuyor ve son 10 yılda cinsel istismar davaları 3 kat artmış durumda! Ayrıca TÜİK verilerine göre son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğunun devletin izniyle evlendirildiğini, AKP iktidarı döneminde 18 yaşın altındaki 440 bin çocuğun anne olduğunu da belirtelim.
AKP’nin seçim manifestosunda çalışan kadınlara yönelik çıkarılan yasalara da değinilmiş. Abartılmış, çarpıtılmış, tersine çevrilmiş pek çok ifade var bu bölümde. Mesela doğum yapan kadınlara bir kereliğine verilen doğum yardımı parası sanki ortada çok büyük bir meblağ varmış gibi manifestoya girmiş. Organize sanayi bölgelerinde kreşlerin açılmasıyla övünülmüş. Ama bu kreşlerin asgari ücretli bir işçinin karşılayamayacağı yüksek ücretler talep ettiğine hiç değinilmemiş! Kadını güvencesiz ve düşük ücretli çalışmaya mahkûm eden esnek çalışma saatleri uygulaması olumlu bir şeymiş gibi anlatılmış. Sanki pratikte uygulanabilirliği mümkün olmuş gibi doğum yapan kadınlara yarı zamanlı çalışma hakkı getirildiğinden söz edilmiş. Kadın işçi çalıştıran işverenlerin sigorta primi ödemelerinin işsizlik fonundan karşılandığı yani patronlara kıyak çekilen yasa bile kadınlara yapılan pozitif ayrımcılık olarak verilmiş. Manifestoda yazılanlara inanacak olursak AKP iktidarı kreş sorununun çözümü konusunda büyük adımlar atmış ve kadın istihdamının arttırılmasını sağlamış görünüyor. Oysa gerçeklik hiç de öyle değil. Kadınların işçi mahallelerinde, fabrikalarda, organize sanayi bölgelerinde açılacak ücretsiz ve nitelikli kreşlere ihtiyacı var. Göstermelik düzenlemeler, gerçeklikle ilgisi olmayan beyanatlar sorun çözmüyor!
AKP manifestosunda ne yazarsa yazsın hayatın gerçekliği zaten yapılanları gösteriyor. AKP iktidarı iddia ettiği gibi kadınlara hak ettiği değeri hiçbir zaman vermedi. Aksine kadın her geçen gün daha fazla şiddetle karşı karşıya geliyor, ekonomik olarak erkeğe bağımlılıktan kurtulamadığı için yaşadığı cehennem hayatına katlanmak zorunda kalıyor. Çalışan kadınlar ise iş-ev arasında sıkışıp kalmış durumda. İşyerinde posası çıkana kadar çalıştırılan kadın bir de evin işini, çocuğun bakımını üstlenmek zorunda kalıyor. Çalışma yaşamını kolaylaştıracak elle tutulur hiçbir düzenleme yapılmadı bugüne kadar.
Tek adam rejimi kadına hiçbir olumlu vaatte bulunmuyor. Somut gerçekler ortadayken AKP iktidarı utanmazca emekçi kadınların tek adam rejimine evet demesini istiyor. Ama emekçi kadınlar 16 Nisan referandumunda nasıl hayır dedilerse 24 Haziranda da hayır diyecek ve kadın düşmanı iktidara hak ettiği cevabı vereceklerdir.
Tabii ki Hayır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- 14 Mayıs Seçimleri: İhtiyacımız Bir Kurtarıcı Değil Örgütlülüktür!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- UİD-DER ve TİP’ten İstanbul/Avcılar’da Ortak 1 Mayıs ve Seçim Çalışması
- Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Adaylarını Tanıttı
- Emek ve Özgürlük İttifakı Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kararını Açıkladı
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...