Emekçi Kadınlarla Söyleşi /2

Derneğimizin Tuzla-Aydınlı temsilciliğinde 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü etkinliğine katılan emekçi kadınlarla söyleşiler yaptık. Emekçi kadınlar mücadele etmek gerektiğinin altını çiziyorlar.

UİD-DER: Kendini tanıtır mısınız?

İstanbul Üniversitesinde okuyorum. Aynı zamanda stajyer olarak da çalışıyorum.

UİD-DER: Kadınlar sence ne gibi sorunlar yaşıyor?

Kendimden de örnek vermek istersem, biz, meselâ ev kadını diyoruz ya, bence kadın bir ev işçisidir. Kadın ne kadar ev kadını da olsa ev işlerini yapıyor, çocuğuna bakıyor. Aynı zamanda da kocasına hizmet ediyor ve bunu hiçbir şekilde karşılık almadan yapıyor. Buna rağmen şiddet görüyorsa buna söyleyecek söz bulamıyorum. Çünkü televizyonlarda da izliyoruz, kadınların yaşadığı sorunları. Birkaç ay önce duyduğum bir habere göre bir kadın sokakta tecavüze uğruyor. Ve kadına şu suçlama yapılıyor: Kadın baştan çıkardı, şöyle gezdi, böyle gezdi. Bu yüzden de kadını suçlu olarak gösteriyorlar. Ve biz kadınların buna tepki göstermemesi açıkçası zoruma gitti. Yani o anda kim savunacak bizi? Biz kadınlar bile bir şey yapamıyorsak bu konu hakkında, kadın dayanışması ne kadar etkili olabilir? Benim annem de işçi, çalışıyor. Ve o kadar zor şartlarda çalışıyor ki geçirmediği hastalık kalmadı. Normalde 8 saatlik çalışma var, ama bu 12-15 saate kadar çıkabilir. Ben annemin gece birde ikide eve geldiğini biliyorum. Bunlara kesin çözümler bulursak, bir araya gelirsek, etkinlikte izlediğim ve gördüğüm şeyleri yapabiliriz. Bu yüzden de bütün kadınlara sesleniyorum, hiçbir şekilde sessiz kalmayın.

UİD-DER: Mutfak, temizlik, okul masrafları, bütün bunlar kadınları nasıl etkiliyor?

Benim babam yaklaşık olarak 8 ay işsiz kaldı. Annem çalıştı. Ben stajyer maaşıyla nereye kadar yardımcı olabilirim eve? Ancak kendi masraflarımı karşılayabilirim. Kardeşim de var benim. Abim de Erzurum’da okuyor. Mutfak masrafları çok fazla ve annem idare etmek zorunda. Nasıl idare edeceğini bazen şaşırıyor.

UİD-DER: Kadınlar hem evde hem de işte çalışıyor. Peki bu kadınları nasıl etkiliyor?

Bütün sosyal hayatı bitiyor diyebilirim. Benim annem hem çalışıyor hem de evi idare ediyor ve iki arada bir derede kalıyor. Kardeşimle ben elimizden geldiği kadarıyla ona yardımcı oluyoruz. Her ne kadar çalışsa da sigortası tam olarak yatmıyor. Önceden sigorta dökümüne internetten bakabiliyorduk. Şimdi ise PTT’ye gidip şifre almam gerekiyor ve bu şifre 3 ayda bir değişiyormuş. UİD-DER’e geldiğimden beri evde bazı konulardan bahsediyorum. Artık isyankâr oldum diyebilirim. Annem benim gözümde çok farklı biri. Eskiler derler ya baba evi korur, ben artık annemi koruyucu olarak görüyorum.

UİD-DER: Kadınlar işyerlerinde ne gibi sorunlar yaşıyorlar?

Özellikle müdürlerinden çoğu zaman azar işitebiliyorlar. Annemin de belli bir sabır sınırı var, o da artık karşı gelebiliyor. Kendini savunabiliyor. Ben eskiden annemin çalışmasını istemezdim. Çünkü kendini ezdirir, bir şey söylerler sesini çıkartamaz diyordum. Ben annemin çalıştığı ortama da girdim. Gerçekten insanlara pislik gibi davranıyorlar. İşçi olmak öyle bir şey ki, işçi olmak köle olmak gibi… Hiçbir şekilde hakkımızı savunamıyoruz. Müdür anneme git şunu getir diyor, bağırarak söylüyor. Sen bir işçinin hakkını vermezsen ondan ne kadar verim alabilirsin ki? Belki daha çok annemden söz ediyorum ama annemin yaşadıkları beni çok olumsuz bir şekilde etkiliyor.

UİD-DER: Kadın patronlarla kadın işçilerin sorunları ve çıkarları ortak olabilir mi?

Patron patrondur. Bunun kadını erkeği olmaz. Çünkü ben kadın müdürlerle de kadın patronlarla da çalıştım. Lise yıllarında stajyerlik yaptığım zaman bir patronum vardı. Kadın patronlar daha acımasız, özellikle kadınlara karşı daha acımasızlar. Hemcinslerimiz bizlere böyle davranıyorsa erkeklerin de davranması normal diyorum. Çünkü onlar da kadına yönelik şiddete hiçbir şekilde ses çıkarmıyorlar. Nasıl olsa onların parası var, paralarına güveniyorlar.

UİD-DER: Eskisine göre kadınlar mücadelenin en ön saflarında yer alıyorlar. Grev ve direnişlerde, Tunus ve Mısır’da kadınlar öne çıkıyor. Sence bunun sebebi ne olabilir?

Artık devir değişti. Zaman ilerliyor. Bugün geçmişe baktığımızda, o zamanın şartlarında insanlar nasıl isyan etmişse bugün de öyle isyan ediyorlar. O dönemin patronları, kapitalistler devrime karşı mücadele etmişler. Bugün aslında kadın direnişini yeterli bulmuyorum. Yeteri kadar olduğunu da sanmıyorum. Çünkü insanlar o kadar benmerkezci ki, sadece kendini düşünüyor. Bugün kendini düşünen başkasını düşünemez. Aslında bazen hükümete de hak veriyorum. Çünkü koyun gibi başımızı eziyorlar. Bizler de sesimizi çıkartmıyoruz. Helal olsun, adamlar kafalarını kullanıyorlar diyorum, bu kayıtsızlığımıza da kızıyorum.

UİD-DER: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün anlamını daha önceden biliyor muydun?

Duymuştum. Ama buraya gelmeden önce kadın işçilerin bu kadar çok faaliyetlerde bulunduklarını bilmiyordum. Şimdi gösterdiğiniz slâytta da gördüm ben. Helal olsun diyorum, demek ki kadınlarda da böyle bir asilik varmış. Aslında kadınlar asidir, ama bunu yeterince gösteremiyorlar. 8 Mart Kadınlar Günü sadece bir gün olarak kalmamalı.

UİD-DER: Etkinliğimiz senin açından faydalı oldu mu?

Etkinliğiniz bence yararlı oldu. Ben bu tür şeylerde faaliyet gösteren birisi değilimdir. Bir arkadaşım vasıtasıyla böyle şeylere ilgi göstermeye başladım. Daha da göstermem gerekiyormuş. Çünkü inanın kayıtsız kalmak çok kötü bir şey. Böyle susup sadece televizyondan izlemek, inanın o kadar kolay ki. Bugün ben de çalışıyorum. Patronlar beni de eziyorlar. Ama diyorum ki, iyi ki de etkinliğinize gelmişim.

UİD-DER: Teşekkür ederiz.